İlk derece mahkemesince verilen karar istinaf edilmeyen yönlerden kesinleşmiş olup, istinaf edilmeyen konuların temyize getirilemeyeceği-
Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına herhangi bir engel bulunduğu yahut iki mahkeme arasında yargı çevrelerinin sınırlarının belirlenmesinde tereddüt ortaya çıktığı takdirde, yetkili mahkemenin tayininde, ilk derece mahkemeleri için bölge adliye mahkemelerine, bölge adliye mahkemeleri için ise Yargıtaya başvurulacağı- İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulacağı-
Anayasa Mahkemesince ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilen karar üzerine, ilk derece mahkemesince artık önceki kararlardan bağımsız olarak Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı çerçevesinde yeni ve ayrı bir inceleme yapılması gerektiği- HMK. mad. 374/4 kapsamından bağımsız olarak, bu ilk derece mahkemesinin kararına karşı temyiz yoluna değil; istinaf yoluna başvurulması gerekeceği-
İş hukukunda 'dava şartı olarak arabuluculuğa' ilişkin madde ile diğer düzenlemelerde iş yargısının temeli olan çabukluk, basitlik, emredicilik, zayıfın korunması ve ucuzluk ilkelerinin dikkate alındığı, işçinin, hak ve alacaklarını en kısa sürede ve en basit yoldan almasını sağlamaya yönelik getirildiği anlaşılan bir kurumun, işçinin aleyhine yorumlanması doğru olmayacağı, arabuluculuğa başvurma işçi açısından olduğu gibi işveren açısından da zorunlu olduğu, somut olayda, davanın iş akdinden kaynaklanan işveren alacağının bulunmadığına ilişkin menfi tespit davası niteliğinde olduğu, davacı tarafından arabuluculuk başvurusu yapılmadan dava açıldığı, istinaf mahkemesince dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı-
İİK hükümleri uyarınca; ihtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklının istinaf yoluna başvurabileceği, borçlunun ise, kendisi dinlenmeden verilen İhtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı, huzuru ile yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebileceği ve itiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği, BAM'ın bu başvuruyu öncelikle inceleyeceği ve verdiği kararın kesin olduğu, HMK hükümleri uyarınca da, ilk derece mahkemelerinde verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, 'ihtiyati haciz' taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği-
İstinaf talebinde bulunan davacının aleyhine olacak şekilde, yerel mahkeme tarafından kusur olarak yüklenmeyen "fiziksel şiddet" vakıasının, bölge adliye mahkemesince kusur olarak yüklenmesinin hukuka uygun olmadığı, ancak boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine davacının ağır kusurlu olduğunun anlaşıldığının-
İhtiyari dava arkadaşlığında, her bir dava arkadaşının hükme karşı ayrı ayrı kanun yoluna başvurabileceği gibi birlikte de başvurabileceği- Gerek temyiz gerekse karar düzeltme incelemesi yapılabilmesi için gereken miktarların belirlenmesinde her bir davacının talebinin ayrı ayrı dikkate alınması gerektiği- Her bir davacının lehine hükmedilen manevi tazminat miktarı, temyiz incelemesi için gereken değerin altında olduğundan, anılan karara karşı temyiz yasa yoluna gidilemeyeceği-  "Dava konusu olayda tek bir haksız eylem bulunduğundan kararın miktar itibariyle temyiz kesinlik sınırının altında kalıp kalmadığı, davalının aleyhine hükmedilen tazminat miktarının tamamına göre belirlenmesi gerektiği, bu nedenle işin esasına girilmesi ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
İlk derece mahkemesince konkordato talepleri sırasındaki tedbire yönelik taleplerinin reddine ilişkin kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı- İstinaf kanun yolu kapalı olmasına rağmen ilk derece mahkemesi kararında istinaf kanun yolunun açık olduğunu belirtmesinin de kanunda mevcut olmayan istinaf kanun yolunu bahşetmeyeceği-
Davacının dava dosyasında delil durumu değişmeden duruşma sırasında ihtiyati haciz talep etmesi ve bu talebin reddedilmesine dair ara kararı HMK 341 maddesi anlamında istinafı kabil bir karar niteliğinde olmayıp yargılama sırasında verilen ara kararı niteliğindedir
Davacının davaya konu tazminat talepleri değeri 2017 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 41.530,00TL’nin altında kaldığı anlaşıldığından anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulması miktar itibariyle mümkün bulunmadığı-