Uyuşmazlık; davalılar nezdinde satış danışmanı olarak çalışan davacının 04.09.2014 - 31.03.2016 tarihleri arasındaki çalışmasına ilişkin prim (komisyon) alacağının ... başlıklı belgenin 4 (g) maddesinde yer alan satış pazarlama departmanı personeli için düzenlenen hükme göre mi yoksa distribütörler için düzenlenen komisyon hükmüne göre mi belirlenmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır..
Fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla icra dosyasına fazladan yaptığı ödemelerin iadesi ve icra dosyasına fazladan yapılan ödemeler için borçlu olmadığının tespiti isteğiyle açılan davanın kısmi dava niteliğinde olduğu ve kesinlik sınırının alacağın tamamına göre belirleneceği-
İstinaf talebinde bulunan taraf yönüyle olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İştirak nafakası miktarının bir yıllık tutarının karar tarihindeki kesinlik sınırı temyiz sınırı altında kaldığından davalı yönünden iştirak nafakası miktarına ilişkin kararın kesin olduğu- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının az olduğu-
Birleşen dava hakkında 20.07.2016 tarihinden sonra nihai karar verildiğinden ilk derece mahkemesince verilen karar istinaf incelemesine tabii olup, bölge adliye mahkemesince istinaf incelemesi yapılması gerektiği- Mahkemece hem belirlenen katılma alacağından hem de talep miktarından miras payı oranında sorumlu olduğu miktar düşülerek mükerrer tenzil yapılarak eksik alacağa hükmedilmesinin hatalı olduğu- Davacının miras payı oranında sorumlu olduğu miktar gözetilerek katılma alacağı miktarı belirlenmesi yerinde ise de, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davalıların her birinin miras payları oranında sorumlu olduğu miktarında hüküm fıkrasında gösterilmesi ve yargılama giderlerinin de HMK'nın 326. maddesi ve miras payları göz önünde bulundurularak hüküm altına alınması gerektiği-
Ziynet alacağı davasının karar tarihindeki temyiz inceleme kesinlik sınırını aşmadığından, bölge adliye mahkemesinin kararının kesin nitelikte olduğu- Hüküm ile gerekçe bölümünde oluşturulan çelişkinin tek başına bozma sebebi olduğu-
Kadının yıllık tedbir nafakası talebinin temyiz parasal sınırının altında olduğundan bölge adliye mahkemesince tedbir nafakası davası yönünden verilen kararın kesin olduğu- Boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda eski eşi ile yaşayarak sadakatsiz davranan, evine bakmayan ve eşini Almanya’ya götürmeyerek birlik görevlerini ihmal eden erkek ile yeğeninin eşi ile fotoğraf çektirip erkeğin damadına gönderen ve böylelikle onu tahrik eden, hayatın olağan akışına aykırı şekilde geceleri geç saatlerde telefon görüşmeleri bulunan, eşi için “beni boşasın ileride onun aylığını yiyeceğim” diyen ve ağır hakaretler eden kadının eşit kusur olduğu- Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit derecede kusurlu olduğundan taraflar lehine tazminata hükmedilemeyeceği-
Son oturumda davalı vekili olduğunu beyan eden Av. ............'ın usulüne uygun vekaletname sunma isteği mahkemece reddedilerek davalı yokluğunda verilen tahliye kararında, gerekçeli kararın davalıya 03/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin usulüne uygun vekaletnamesi ile birlikte istinaf başvuru dilekçesini 07/03/2022 tarihinde sunarak, gerekli harçlarını da yatırdığı, dikkate alınarak istinaf başvurusunun süresinde olduğu anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun süresinde yapıldığı gözetilerek, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönünden yapılacak olan inceleme neticesinde oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Tereddüte yol açan usul hükümlerinin aşırı şekilci olarak uygulanması neticesinde yasal denetim yollarının kullanımı önemli ölçüde etkileneceğinden, kanun yolu başvuru aşamalarının süren usul işlemlerinden olduğu, hükmün kesinleşinceye kadar geçirdiği derecatın bir bütünü oluşturduğu hususları da göz önüne alındığında, kanun yolu aşamasında olan dava dosyalarına, yürürlük tarihinden bağımsız olarak sirayet edeceği hususunun tereddütsüz olduğu anlaşıldığı- Bölge Adliye Mahkemesince dava değerinin kesinlik sınırı altında olduğu ve kesin karara karşı istinaf talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle istinaf talebinin reddine karar verilmiş olmasının yasal düzenlemeye aykırı olduğu-
Kadının talebinden daha fazla miktarda tedbir ve iştirak nafakası ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-