İİK hükümleri uyarınca; ihtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklının istinaf yoluna başvurabileceği, borçlunun ise, kendisi dinlenmeden verilen İhtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı, huzuru ile yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebileceği ve itiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği, BAM'ın bu başvuruyu öncelikle inceleyeceği ve verdiği kararın kesin olduğu, HMK hükümleri uyarınca da, ilk derece mahkemelerinde verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, 'ihtiyati haciz' taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği-
İstinaf talebinde bulunan davacının aleyhine olacak şekilde, yerel mahkeme tarafından kusur olarak yüklenmeyen "fiziksel şiddet" vakıasının, bölge adliye mahkemesince kusur olarak yüklenmesinin hukuka uygun olmadığı, ancak boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine davacının ağır kusurlu olduğunun anlaşıldığının-
İhtiyari dava arkadaşlığında, her bir dava arkadaşının hükme karşı ayrı ayrı kanun yoluna başvurabileceği gibi birlikte de başvurabileceği- Gerek temyiz gerekse karar düzeltme incelemesi yapılabilmesi için gereken miktarların belirlenmesinde her bir davacının talebinin ayrı ayrı dikkate alınması gerektiği- Her bir davacının lehine hükmedilen manevi tazminat miktarı, temyiz incelemesi için gereken değerin altında olduğundan, anılan karara karşı temyiz yasa yoluna gidilemeyeceği- "Dava konusu olayda tek bir haksız eylem bulunduğundan kararın miktar itibariyle temyiz kesinlik sınırının altında kalıp kalmadığı, davalının aleyhine hükmedilen tazminat miktarının tamamına göre belirlenmesi gerektiği, bu nedenle işin esasına girilmesi ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
İlk derece mahkemesince konkordato talepleri sırasındaki tedbire yönelik taleplerinin reddine ilişkin kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı- İstinaf kanun yolu kapalı olmasına rağmen ilk derece mahkemesi kararında istinaf kanun yolunun açık olduğunu belirtmesinin de kanunda mevcut olmayan istinaf kanun yolunu bahşetmeyeceği-
Davacının dava dosyasında delil durumu değişmeden duruşma sırasında ihtiyati haciz talep etmesi ve bu talebin reddedilmesine dair ara kararı HMK 341 maddesi anlamında istinafı kabil bir karar niteliğinde olmayıp yargılama sırasında verilen ara kararı niteliğindedir
Davacının davaya konu tazminat talepleri değeri 2017 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 41.530,00TL’nin altında kaldığı anlaşıldığından anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulması miktar itibariyle mümkün bulunmadığı-
Tasarrufun iptali davalarında icra dosyasına yatırılan harçların bu dosyada alınması gereken harçtan mahsup edilemeyeceği- Bilirkişilerden taşınmazların tasarruf tarihindeki değerlerini bildirir ek rapor alınması, bilahare takip konusu alacak miktarı (kat'i aciz belgesi düzenlenmiş ise kat'i aciz belgesindeki miktar) ile iptali istenen tasarrufların; tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden eksik kalan harcın tamamlanması gerektiği-
Mahkeme, davalı tarafın ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata ilişkin itirazı HMK 'nın 394/4 maddesi uyarınca usulüne uygun değerlendirmediğinden, HMK 'nın 341 maddesi uyarınca istinafa tabi usul ve yasaya uygun verilmiş bir karar bulunmadığından davalının istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerektiği-
Bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçtikten sonra ise HMK mad. 341 gereğince değerlendirme yapılması gerekmekte olup madde metnindeki malvarlığı kelimesi gayrimenkulleri de kapsar nitelikte olduğundan ilk derece mahkemesince verilen hükmün miktar itibariyle kesin olduğu-
Para alacağının korunması için ihtiyati tedbir yoluna değil, ihtiyati haciz yoluna başvurulabileceği- Davacı vekili her ne kadar isteminde "ihtiyati tedbir" istemişse de, davacının amacı (iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemiyle davalı) para alacağını teminat altına almak olduğundan HMK. mad. 33 gereğince, talep hakkında ihtiyati haciz hükümlerinin uygulanması ve bu hükümler çerçevesinde talebin değerlendirilmesi gerektiği- Haksız bir fiile dayalı olarak bir zararın meydana geldiği açık olup, sadece maluliyet oranı ve kusur durumu çekişmeli olduğundan ve haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale geleceğinden, ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup, mahkemece davacının ihtiyati haciz isteminin hangi alacaklara ve taşınmaz veya taşınmazlara ilişkin olduğu somut olarak açıklatıldıktan sonra, davacının tazminat talebi ile orantılı ve davalı şirketin ticari hayatını etkilemeyecek biçimde "tedbirde ölçülülük" ilkesine uygun bir ihtiyati hacize karar verilmesi gerektiği- Yargılamanın her aşamasında toplanan delillerin niteliğine göre yeniden ihtiyati tedbir yada ihtiyati haciz talep edilmesi ve bunun yeniden değerlendirilmesi mümkün olduğu- HMK. mad. 341/1 gereğince, ihtiyati haciz talebinin reddi yada ihtiyati haciz talebinin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği-