Bankaya gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesi üzerine Bankanın hesap üzerinde rehin hakkını ileri sürülmesinin haciz ihbarnamesine itiraz mahiyetinde olduğu ve bu itirazın İİK'nin 89. maddede düzenlendiği-
İhtilaf konusu hükümde, mahkeme ilamında , İİK'nun 89/4. maddesi uyarınca tazminat isteği ile birlikte aynı Kanun'un 338. maddesi uyarınca cezalandırma isteminde bulunulmasına rağmen, mahkemece, İİK'nın 338. maddesi uyarınca cezalandırma talebi hakkında hüküm kurulmayarak CMK'nun 232/6. maddesine aykırı olarak tereddüt meydana getirildiği, açıklanan sebeplerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi ve açık istinaf sebebine rağmen istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği-
Amme borçlusunun üçüncü şahıs konumundaki davalıdan ne kadar alacağının olduğu tespit edilmediği gibi haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle söz konusu hesapta herhangi bir tutarın da olmadığı anlaşıldığından haciz bildirisine dayanılarak düzenlenen ödeme emrinde de hukuka uyarlık olmadığının belirtildiği- İş bu davada yasanın 79. maddesi gereğince İleriye yönelik haciz yapılmasını gerektirir süreklilik arzeden bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti iddia edilmediği gibi haciz tarihi itibariyle, amme borçlusunun üçüncü şahıs davalıdan alacaklı olduğunu bildirir herhangi bir beyanı olmayıp, davacı idare tarafından ise amme alacaklısının davalıdan alacaklı olduğuna dair tespitinin söz konusu olmadığı- Bu durumda emsal kararlar gereğince haciz bildirisi gereğince düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk olduğu kabul edilemeyeceğinden red kararının bu anlamda isabetli görüldüğü- Açıklanan nedenlerle ve özellikle emsal Danıştay Vergi Dava Daireleri ilamları kapsamında, gerekli şartları ihtiva etmeden düzenlenen haciz bildirisi neticesinde, alacak iddiasına dayanak yapılan ödeme emrinin hukuka uygun olduğu ve davacı kurumun, amme borçlusu olan üçüncü kişinin borcundan dolayı davalının sorumlu olacağının kabulü mümkün olmayacağı-
Alacaklının haciz ihbarnamesine itirazı öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içinde icra mahkemesinde İİK. m. 89/4'e göre tazminat davası açması gerektiği- Ceza yargılamasına ilişkin zamanaşımı hükümlerinin bu davalarda uygulanamayacağı- 89/1 haciz ihbarnamesine yönelik itiraz üzerine tazminat davası açan davacı, "davanın 2 yıllık hak düşürücü sürede ıslah edildiği" beyan etmişse de; aynı süre içerisinde ıslah ettiği şekli ile tazminata ilişkin nispi harcın anılan 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinden çok sonra yatırıldığı görüldüğünden, hak düşürücü sürede yapılan bir ıslah ve tazminat talebinin varlığından söz edilemeyeceği- Islah yasal iki yıllık süreden sonra yapıldığından ve ıslah talebine davalı üçüncü kişi tarafından süresinde zamanaşımı def’inde bulunduğundan, icra mahkemesince, davalı üçüncü kişi yönünden tazminat talebinin ıslah edilen miktar yönünden zamanaşımına uğradığından bahisle davanın bu miktar yönünden reddi ile dava dilekçesinde talep edilen 1.000 TL. yönünden davanın kabulüne yönelik karar verilmesi gerektiği-
Üçüncü kişi şirketin asıl borçlu şirkete haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti için her iki tarafa ait tüm ticari defter ve belgeler karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yapılmaksızın yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
12. HD. 19.10.2021 T. E: 6655, K: 9108-
12. HD. 12.10.2021 T. E: 5148, K: 8736-
12. HD. 28.09.2021 T. E: 5126, K: 8042-
12. HD. 28.09.2021 T. E: 3368, K: 8047-
Üçüncü kişi şirketin asıl borçlu şirkete, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti için her iki tarafa ait tüm ticari defter ve belgeler, banka hesapları ile asıl borçlu ile 3. şahıs arasında düzenlenen sözleşme hükümleri de dikkate alınarak , (her iki şirketin defter kayıtlarını oluşturan defter ve belgelerin (Fatura, Çek, Hakediş, Teminat Mektubu, Avansla ödemeleri, Banka dekontları vb. evrakların) üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılması, 89/1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun üçüncü şahıs şirketten "kesinleşmiş ve muaccel" bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilmesi gerektiği- Ticari defterlerin temini için, defterlerin ibraz edilmesi hususunda, taraflara HMK 220/3 ve 222/5 hükümlerindeki ihtarı içeren meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun olarak tebliği ile sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-