Üçüncü kişi şirketin asıl borçlu şirkete, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti için her iki tarafa ait tüm ticari defter ve belgeler, banka hesapları ile asıl borçlu ile 3. şahıs arasında düzenlenen sözleşme hükümleri de dikkate alınarak , (her iki şirketin defter kayıtlarını oluşturan defter ve belgelerin (Fatura, Çek, Hakediş, Teminat Mektubu, Avansla ödemeleri, Banka dekontları vb. evrakların) üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılması, 89/1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun üçüncü şahıs şirketten "kesinleşmiş ve muaccel" bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilmesi gerektiği- Ticari defterlerin temini için, defterlerin ibraz edilmesi hususunda, taraflara HMK 220/3 ve 222/5 hükümlerindeki ihtarı içeren meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun olarak tebliği ile sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İİK. mad. 89/4 gereğince davalı üçüncü kişinin tazminata mahkum edilmesini ve şirket yetkililerinin cezalandırılmasına ilişkin açılan davada, tazminat istemi yönünden yapılacak inceleme genel hükümler gereği basit yargılama usulüne tabi olup, davacının duruşmaya mazeretsiz olarak katılmaması halinde, HMK. mad. 150 uyarınca dosyanın öncelikle işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, İİK. mad. 349 gereğince davanın "düşürülmesine" karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
12. HD. 31.05.2021 T. E: 377, K: 5714-
Sanıkların eylemlerinin 2004 sayılı İİK'nun 338. maddesi kapsamında olduğu ve zamanaşımının ilk kesildiği 20.11.2012 tarihli sanıkların mahkeme huzurunda alınan savunmaları ile inceleme tarihi arasında zamanaşımını kesen herhangi bir hüküm ve işlem bulunmaması nedeniyle, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesinde öngörülen zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması nedeniyle , sanıklar hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 Sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca ayrı ayrı düşürülmesine karar verilmesi gerekeceği-
Sanığın eyleminin 2004 sayılı İİK'nın 338. maddesi kapsamında olduğu, suç tarihinin 18/12/2009 tarihi olduğu, suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre davanın 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan zamanaşımı süresine tabi bulunduğu, sanık hakkında mahkumiyet kararının verildiği 24/01/2012 tarihi ile inceleme tarihi arasında zamanaşımını kesen başkaca bir hüküm ve işlem bulunmaması nedeniyle, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin 24/01/2020 tarihinde yargılama sırasında gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması nedeniyle, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 Sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilmesi gerekeceği- 89/1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun 3. şahıs şirketten herhangi bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun takdir edilerek hüküm kurulması gerekeceği-
“Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak” suçuna ilişkin olarak kurulan hükme yönelik yapılan incelemede; sanığa isnat edilen suçun cezasının Kanunda öngörülen üst haddine göre davanın, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık olağan zamanaşımı süresine tabi olduğu, suç tarihi olan 25/12/2009 tarihinden itibaren inceleme tarihine kadar olağan zamanaşımı süresinin 25/12/2017 tarihinde dolduğunun ve bu tarihe kadar zamanaşımı süresini kesen başka bir nedenin bulunmadığının anlaşılması nedeniyle sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 CMK'nun 223/8. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi vekilinin icra dosyasında 17.09.2010 tarihinde işlem yaptığı ve bu talebi ile sanığın birinci haciz ihbarnamesine yaptığı itirazı öğrendiği, bu sebeple 07.02.2011 tarihli şikayetinin, İİK'nın 347. maddesinde belirtilen fiilin öğrenilmesinden itibaren 3 aylık süre geçtikten sonra olduğu ve ... İcra Ceza Mahkemesince şikayetçinin şikayet hakkının düşürülmesi gerektiği-
Bankadaki mevduatın, menkul haczi gibi icra müdürlüğünce bankaya yazılacak yazı ile haczedilebileceği gibi, İİK'nin 89. maddesindeki uygun olarak düzenlenen haciz ihbarnamesi ile de haczedilebileceği- Bu takdirde İİK'nin 89. ve bunu izleyen maddelerde yazılı hukuki sonuçlar doğacağı- İİK'nin 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişi Bankanın, borçluya ait mevduat hesabı üzerinde rehin hakkının olduğunu ileri sürmesi, haciz ihbarnamesine itiraz niteliğinde olup, alacaklı İİK'nin 89/4. maddesi uyarınca üçüncü kişinin cevabının aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü kişinin İİK'nin 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebileceği- Üçüncü kişinin haciz müzekkeresine karşı mevduat hesabı üzerinde rehin hakkı bulunduğunu ileri sürmesi ise, İİK'nin 96/1 uyarınca istihkak iddiası niteliğinde olup, icra müdürünün istihkak prosedürünü düzenleyen İİK’nin 96-97 maddelerinde yazılı kurallara göre işlem yapması gerekeceği-
Tazminat talebinin reddi kararına yönelik yapılan incelemede, asıl borçlu ile alacaklı arasındaki ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/953 Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasının sonucunun kesinleşmesi beklenilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde tazminat talebinin reddi kararı verilmesinin isabetli olmadığı-
Tazminata ilişkin dava ile ilgili olarak yargılamanın yapılabilmesi için harcının yatırılması gerektiği de gözetilerek nisbi peşin harç tamamlattırılıp, yargılamaya devam edilerek, birinci haciz ihbarnamesinin tebliği tarihi itibariyle üçüncü şahıs “ ...’ın ” kesinleşmiş ve muaccel bir borcu bulunup bulunmadığı hususunda her iki tarafa ait ticari defter ve belgeler ile ... 1. İcra Müdürlüğü 2015/2632 esas sayılı takip dosyası da dikkate alınarak bilirkişi raporu düzenlettirilip sonucuna göre hukuki durumun takdiri gerekeceği-