Borçlu-sanığın, kendisine henüz ödeme (icra) emri tebliğ edilmeden icra dairesine verdiği mal beyanı dilekçesinin "gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu"nu oluşturmayacağı–
Takibe konu çeklerin ticaret (hukuk) mahkemesince iptâline karar verilmiş olması halinde, "gerçeğe aykırı beyanda bulunmak" suçunun konusu kalmamış olacağından mahkemece "beraat kararı" verilmesi gerekeceği–
Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan dolayı suçtan haberdar olunan tarihten itibaren üç ay içinde (İİK. 347) şikayette bulunulabileceği–
Şikayetçinin -haber verildiği halde- duruşmaya gelmemiş olması halinde "şikayet hakkının düşürülmesine" karar verilmesi gerekeceği–
İcrada işlemde bulunan alacaklı vekilinin -en geç bu tarihte- "gerçeğe aykırı beyanda bulunma" suçunun işlenmiş olduğunu öğrenmiş sayılacağı–
'Mal beyanı' dilekçesinde bildirilen malların daha sonra -haciz sırasında- borçlu tarafından satıldığının belirlenmesi halinde 'gerçeğe aykırı beyanda bulunma' suçunun değil 'alacaklısını zarara sokmak amacıyla mevcudunu eksiltmek' suçunun (İİK. 331) oluşabileceğini–
Boşandığı eşi adına faturalı olan buzdolabının borçlu tarafından mal beyanı sırasında bildirilmemiş olmasının "gerçeğe aykırı beyanda bulunma" suçunu oluşturmayacağı–
"Gerçeğe aykırı beyanda bulunan sanıkların cezalandırılması ve tazminata mahkum edilmesi" (İİK. 89/IV, 338) istemiyle icra ceza mahkemesinde 'birlikte' dava açılabileceği gibi, tazminat davasının 'müstakil' olarak da açılabileceği; mahkemece 'ceza davasının düşürülmesine' karar verilirken, 'tazminat isteminin kabulüne' karar verilebileceği–