Yasal süresi içinde mal beyanında bulunmayan (yasal süresinden sonra mal beyanında bulunan) borçlunun 338'inci maddeye göre cezalandırılamayacağı–
İİK. 89/IV ve 338/I uyarınca 'tazminat' ve 'cezaya hükmedilmesi' istemiyle açılan davada, icra ceza mahkemesince 'inkar tazminatı'na hükmedilemeyeceği–
"Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak" suçlarında, borç miktarının azlığı (herkesin üzerinde bulunabilecek miktarda olduğu) ileri sürülerek, "ceza verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilemeyeceği–
"Kısa karar"da ve "gerekçeli karar"da katip imzasının bulunmamasının, kararın bozulmasına neden olacağı–
Şikayetçi vekilinin "mazeret dilekçesi"nin kabulü halinde 'duruşmanın başka bir güne ertelenmesi', kabul edilmemesi halinde ise 'davanın düşürülmesi' gerekeceği (şikayetçinin yokluğunda yargılamaya devam edilip -beraat kararı- karar verilemeyeceği–
Mal beyanı dilekçesinde borcu karşılayacak düzeyde malvarlığını göstermiş olan borçlunun, başka mallarını bildirmemiş olmasının, İİK. 338'deki suçu oluşturmayacağı–
Borçlu-sanığın mal beyanı dilekçesinde bildirmediği ve haciz sırasında tesbit edilen taşınır mallarının değerinin borcu karşılayacak düzeyde olmaması halinde, 'gerçeğe aykırı beyanda bulunma' suçunun oluşmayacağı–
"Mal beyanı" sırasında bildirilen malların daha sonra haciz sırasında tesbit edilememesinin tek başına İİK. 338' de öngörülen suçu oluşturmayacağı, buna karşın bu durumun İİK'nun 331. maddesinde düzenlenen suçu oluşturabileceği–