Mal beyanı dilekçesinde borcu karşılayacak düzeyde malvarlığını göstermiş olan borçlunun, başka mallarını bildirmemiş olmasının, İİK. 338'deki suçu oluşturmayacağı–
'Mal beyanı' dilekçesinde bildirilen malların daha sonra -haciz sırasında- borçlu tarafından satıldığının belirlenmesi halinde 'gerçeğe aykırı beyanda bulunma' suçunun değil 'alacaklısını zarara sokmak amacıyla mevcudunu eksiltmek' suçunun (İİK. 331) oluşabileceğini–
Borçlu-sanığın mal beyanı dilekçesinde bildirmediği ve haciz sırasında tesbit edilen taşınır mallarının değerinin borcu karşılayacak düzeyde olmaması halinde, 'gerçeğe aykırı beyanda bulunma' suçunun oluşmayacağı–
Haciz ihbarnamesine karşı gerçeğe aykırı beyanda bulunan üçüncü kişi hakkında -İİK. 89/IV ve 338 uyarınca- icra mahkemesinde hem tazminat hem de cezalandırma isteğiyle açılan davaya "ceza hakimi sıfatıyla" bakılması gerekeceği–
Kira alacağına ilişkin icra takiplerinde, mal beyanında bulunma zorunluluğu bulunmadığından, bu takiplerde borçluya gönderilen 'ihtarlı ödeme emri' (örnek: 13) üzerine, yasal zorunluluğu bulunmadığı halde mal beyanında bulunmuş olan borçlu-kiracının, 'bu beyanın gerçeğe aykırı olduğu' ileri sürülerek cezalandırılmasının istenemeyeceği–
"Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan dolayı cezalandırılması ve tazminatla sorumlu tutulması" (İİK. 89/IV, 338) istenilen sanık hakkında açılan davaya bakma görevinin "asliye hukuk mahkemesi"ne ait olmayıp "icra ceza mahkemesi"ne ait olduğu–
Vekilin, üçüncü kişi-sanık adına -gönderilen haciz ihbarnamesi üzerine- icra dairesine yaptığı beyanın gerçeğe aykırı olması nedeniyle asilin cezalandırılamayacağı-