Borçlu-sanığın "tüzel kişi" olması halinde, davanın İİK. 345 uyarınca, sanık olarak tüzel kişiyi temsile yetkili gerçek kişi ya da kişilerin gösterilerek, bu kişilere karşı açılması gerekeceği, böyle yapılmayıp "tüzel kişi yetkilileri" ya da "tüzel kişilik" hakkında şikayette bulunamayacağı, aksi takdirde mahkemece "davanın reddine" şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
"Takip alacaklısına borcu ödediğini" savunan borçlu-sanığın bu savunması araştırılmadan mahkumiyet kararı verilemeyeceği–
Borçlu-sanığın mal beyanı dilekçesinde bildirmediği ve haciz sırasında tesbit edilen taşınır mallarının değerinin borcu karşılayacak düzeyde olmaması halinde, 'gerçeğe aykırı beyanda bulunma' suçunun oluşmayacağı–
"İİK'nun 340. maddesinin, Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olmadığı"na ilişkin Anayasa Mahkemesi kararı
Sanığın mal beyanında bildirmediği taşınmaz hakkında icra mahkemesince haczedilmezlik iddiasının kabulüne karar verilmesi halinde, "gerçeğe aykırı beyanda bulunma" suçundan dolayı mahkumiyet kararı verilemeyeceği–
Mal beyanında belirtilmeyen -ancak daha sonra üzerine haciz konulan- taşınmazın (taşınmazdaki hissesinin) takip konusu borcu karşılamaktan uzak olması halinde, 'gerçeğe aykırı beyanda bulunma' suçunun oluşmayacağı-
Yasal süresi içinde mal beyanında bulunmayan (yasal süresinden sonra mal beyanında bulunan) borçlunun 338'inci maddeye göre cezalandırılamayacağı–
Mal beyanı dilekçesinde borcu karşılayacak düzeyde malvarlığını göstermiş olan borçlunun, başka mallarını bildirmemiş olmasının, İİK. 338'deki suçu oluşturmayacağı–
'Mal beyanı' dilekçesinde bildirilen malların daha sonra -haciz sırasında- borçlu tarafından satıldığının belirlenmesi halinde 'gerçeğe aykırı beyanda bulunma' suçunun değil 'alacaklısını zarara sokmak amacıyla mevcudunu eksiltmek' suçunun (İİK. 331) oluşabileceğini–
