İİK'nun 74. maddesine uygun içerikteki mal beyanı dilekçesinde, adına kayıtlı olan taşınmazı bildirmemiş olan borçlu sanığın bu eylemi ile 'gerçeğe aykırı beyanda bulunma' suçunun oluşmuş olacağı–
Borçlu sanığın yasal süre içinde verdiği ve İİK'nun 74. maddesindeki koşulları taşıyan mal beyanı dilekçesinde bildirmediği, ancak haciz sırasında ortaya çıkan ev eşyalarının (ve taşınmazların) borcu fazlasıyla karşılar değerde olması halinde 'gerçeğe aykırı beyanda bulunmak' suçunun oluşacağı–
Son oturumda "duruşmaya gelmeyeceğini" bildirerek -ayrıca mazeret dilekçesi vermeden- "yokluğunda karar verilmesini" istemiş olan şikayetçi hakkında "şikayet hakkının düşürülmesine" karar verilmesi gerekeceği–
Borçlu-sanığın mal beyanı dilekçesinde bildirmediği ve haciz sırasında tesbit edilen taşınır mallarının değerinin borcu karşılayacak düzeyde olmaması halinde, 'gerçeğe aykırı beyanda bulunma' suçunun oluşmayacağı–
İİK. 89/IV ve 338/I uyarınca 'tazminat' ve 'cezaya hükmedilmesi' istemiyle açılan davada, icra ceza mahkemesince 'inkar tazminatı'na hükmedilemeyeceği–
"Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak" suçlarında, borç miktarının azlığı (herkesin üzerinde bulunabilecek miktarda olduğu) ileri sürülerek, "ceza verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilemeyeceği–
Şikayetçi vekilinin "mazeret dilekçesi"nin kabulü halinde 'duruşmanın başka bir güne ertelenmesi', kabul edilmemesi halinde ise 'davanın düşürülmesi' gerekeceği (şikayetçinin yokluğunda yargılamaya devam edilip -beraat kararı- karar verilemeyeceği–