Mal beyanında sadece taşınmazın parsel numarasının yanlış bildirilmesinin, İİK. 338'deki suçu oluşturmayacağı–
Ziraat Bankasına ipotekli olduğu için mal beyanı dilekçesinde iki adet taşınmazını bildirmemiş olan borçlunun bu eyleminin "yalan beyanda bulunmak kasdı ile hareket ettiği kesin biçimde anlaşılamadığından" üzerine atılan bu suçtan mahkumiyetine karar verilemeyeceği–
Haciz işlemi sırasında, hiçbir yasal zorunluk bulunmadığı halde yapılan beyanın "gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu"nu oluşturmayacağı–
Borçlu-sanığın, kendisine henüz ödeme (icra) emri tebliğ edilmeden icra dairesine verdiği mal beyanı dilekçesinin "gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu"nu oluşturmayacağı–
Borçlunun "miras yolu ile kendisine kalan malları bildirmemesi"nin, "gerçeğe aykırı beyanda bulunma" suçunu oluşturacağı–
Satış vaadi ile sattığı fakat henüz tapuda adına kayıtlı bulunan taşınmazları mal beyanında bildirmemiş olan borçlunun eyleminin İİK. 338'deki suçu oluşturacağı–
Takibin iptâline karar verilmiş olması halinde, İİK. 338'de öngörülen suçun oluşmayacağı–
Mal beyanında "menkul ve gayrimenkul malı bulunmadığını" bildiren borçlunun, bankadaki miktarı çok az olan mevduatını gizlediğinin anlaşılması halinde, İİK. 338'deki suçun oluşmayacağı–
"Gerçeğe aykırı beyanda bulunan sanıkların cezalandırılması ve tazminata mahkum edilmesi" (İİK. 89/IV, 338) istemiyle icra ceza mahkemesinde 'birlikte' dava açılabileceği gibi, tazminat davasının 'müstakil' olarak da açılabileceği; mahkemece 'ceza davasının düşürülmesine' karar verilirken, 'tazminat isteminin kabulüne' karar verilebileceği–