Haciz ihbarnamesine karşı gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu iddia edilen üçüncü şahıs sanık hakkında, icra tetkik merciinde tazminat ve cezalandırma istemiyle açılan davada; icra tetkik mercii hakimi, hem hukuk hem ceza hakimi sıfatını haiz bulunduğundan, öncelikle cezalandırma isteminin incelenmesi sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun "miras yolu ile kendisine kalan malları bildirmemesi"nin, "gerçeğe aykırı beyanda bulunma" suçunu oluşturacağı–
Şikayetçi vekilinin mazeret dilekçesi değerlendirilmeden yargılamanın sonuçlandırılamayacağı-
Borçlu-sanığın, kendisine henüz ödeme (icra) emri tebliğ edilmeden icra dairesine verdiği mal beyanı dilekçesinin "gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu"nu oluşturmayacağı–
Borçlunun, üzerinde devir yasağı bulunan taşınmazını, mal beyanında bildirmemesinin "gerçeğe aykırı beyanda bulunma" suçnu oluşturmayacağı–
Mal beyanında bulunma konusunda özel yetkisi olan vekilin borçlu-sanık adına yaptığı beyanın gerçeğe aykırı olması halinde, borçlu-sanığın bu beyandan sorumlu tutulamayacağı, ayrıca, vekilin borcu karşılayacak miktarda mal bildiriminde bulunmuş olması durumunda da, gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğundan söz edilemeyeceği-
Sanığın, üzerinde çok sayıda "ipotek" bulunan taşınmazlarını mal beyanında bildirmemiş olmasının "gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu"nu oluşturmayacağı–
Belediyenin kamu hizmetine tahsis edilmiş olmayan veya niteliği gereği kamu hizmetine tahsis edilmiş sayılmayan hak ve alacaklarını -örneğin kira alacağını- İİK. 89'a göre tebliğ edilen "birinci haciz ihbarnamesi" üzerine icra dairesine bildirmeyen üçüncü kişi hakkında, İİK. 338'e göre mahkumiyet kararı verilmesi gerekeceği–
