Davalı finans kurumunun dava dışı firmaya çek karnesi verirken gerekli araştırmaları yaptığı ancak dava dışı şirketin temsilcisinin karşılıksız çek hırsızlık ve sahtecilikten sabıkasının bulunduğunu tespit ederek çek karnesinin verilmesini buna göre değerlendirmediği, davacının küçük işlemlerden büyük işlemlere kaymakta olan dava dışı şirketin kapasite artışını doğru incelemediği bu durumda davalı banka ile davacının yarı oranında kusurlu oldukları-
Taşıma sigorta poliçesine dayalı rücuan tazminat istemine yönelik davada, davacı nezdinde sigortalı emtianın davalı tarafından İtalya'dan Türkiye'ye taşıması sırasında hasarlandığı, taşımaya konu yük, kimyasal madde veya ilaç ve benzeri nitelikte bulunmadığından, istiflenmesi ya da yüklenmesinin özel veya teknik nitelikte bir bilgiyi gerektirmediği, dosyada mevcut fotoğraflardan yüklemenin hatalı yapıldığı açıkça görüldüğünden bu durumun tespitinin uzmanlık veya araştırma yapılmasını gerektirmediği, bu durumda davalı taşıyıcı tacir olup, basiretli biçimde hareket etmek zorunda olduğundan, davacı vekilinin rapora ilişkin itirazları nazara alınıp, davalı taşıyıcının yükleme ve istifleme bakımından nezaret yükümlülüğünü ihlal ettiği ve müterafik kusurlu olduğu kabul edilip, kusur oranları yönünden gerektiğinde ek rapor alınması ya da yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve neticesine göre karar verilmesi gerekeceği-
Hesap sahiplerinin ve dolayısıyla davacı bankanın zararına yol açtıklarını belirterek davalı banka görevlileri hakkında açılan maddi tazminat davasında, yeni bir bilirkişi heyetinden, çelişkileri giderecek ve denetime açık olacak bir rapor alınması gerektiği-
Taraflar arasında kiralanan işyerinin ön cephesinde bulunan ve dava dışı şahsa ait taşınmaz sebebiyle davacının uğradığı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, kiracının, kiralanan işyerini çalıştıramadığı ve kira sözleşmesinin süresi bitmeden taşınmazı tahliye etmek zorunda kaldığı sabit olup, davalı kiraya veren sözleşmede kiracının zararını tazmin etmeyi taahhüt ettiğinden, bu kapsamda davalının, kiracının uğradığı gelir kaybını tazmin etme sorumluluğu bulunduğu, davacı kiracının kiralananı tahliye edip, kiracı olarak faaliyetini yürütebileceği benzer bir taşınmazı yeniden kiralayabileceği sürenin belirlenerek, bu süreye ilişkin kazanç kaybından da kiraya verenin sorumlu tutulacağı-
Sigortalının çevre binalarda meydana gelen hasarları gidermek için yaptığı ve sigorta kapsamında olan masrafların sigorta şirketi tarafından ödenmesi gerekeceği, ancak sigorta şirketinin sigortalısına karşı gerçek zarar miktarıyla sorumlu olduğu, bu nedenle bilirkişi raporunda çevre binalarda yeni Deprem Yönetmeliği gereğince yapılmış olması gereken güçlendirmeler yapılmış olsaydı hasarların çapının, mahiyetinin ve kapsamının güçlendirme çalışmalarının içeriğine bağlı olarak belirli ölçüde azalacağının belirtilmesi durumunda gerçek hasar miktarının tespitinde bu belirlemenin de dikkate alınmasının zorunlu olduğu, zarar miktarı kesin olarak hesaplanmasa da tazmini gereken hasar miktarında sigorta şirketi lehine mahkeme hakimince takdiren belirlenecek makul bir indirim yapılması gerekeceği-
Kira sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle kiralanana yapılan faydalı masraflar ve kazanç kaybı hesabı yapılırken kira sözleşmesinin fesih tarihinden itibaren davacı kiracının dava konusu kiralanan ile aynı vasıf ve özelliklerine sahip bir taşınmazı aynı şartlarda ne kadar sürede kiralayabileceği tespit edilerek bilirkişice bu dönem yönünden yoksun kalınan kazanç kaybının hesap edilmesi gerektiği-
Davalının kira sözleşmesine aykırı davranmasıyla oluşan sorumlulukta tazminattan indirim yapılmasını düzenleyen TBK’ nun 52.maddesi uyarınca hükmedilecek kazanç kaybına, kiracının aynı nitelikte başka bir taşınmazı ne kadar süre ile kiralayabileceği belirlenerek, o süre ile sınırlı olarak hükmedilmesi gerektiği-
Davaya konu olayda, davacıya ait 350 adet küçükbaş hayvana kaçak oldukları iddiası ile kolluk güçlerince el konulmuş ve yediemin olarak dava dışı şahsa teslim edilmiş, Ceza Mahkemesi'nce  sanıkların beraatine ve el konulan hayvanlarının sahiplerine iadesine dair verilen karar kesinleşmiş olup, mahkemece el konulan hayvanların sahibine fiilen teslim edilip edilmediği, teslim konusunda davacının müracaatının bulunup bulunmadığı, hayvanların yedieminin beyanında geçtiği gibi telef olup olmadığı hususlarının usulünce araştırılması gerektiği- Küçükbaş hayvanlar davacıya teslim edilmemiş ise, küçükbaş hayvanların el koyma tarihindeki değerleri belirlenerek davacının zararının hesaplanması gerektiği- Davacının denetim sırasında ve sonrasında el konulan hayvanlara ait menşei şehadetnamesini ibraz edememesi, beraat ve iade kararının kesinleşmesine rağmen aradan uzunca bir zaman geçtikten sonra eldeki bu davayı açması gibi davacı kusurları birlikte değerlendirildiğinde zararın artmasında müterafik (bölüşük) kusuru bulunduğu açık olduğundan, hükmedilecek tazminat miktarından uygun miktarda indirim yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacıların taşınmazlarına zarar veren harfiyatı yaptığı ileri sürülen ve mahkemece aleyhine tazminata hükmedilen şirket kazıyı yapmadığını, diğer davalı maliklerle arasında inşaat yapımı hususunda bir sözleşme olmadığını savunduğundan itirazların değerlendirilerek inşaatın doğrudan arsa malikleri tarafından mı, kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle bir yüklenici aracılığıyla mı yaptırılmakta olduğunun sorulup araştırılması gerektiği, varsa bu konudaki sözleşmeler temin edilerek davalı şirketin zarardan sorumlu olup olmadığı kesin olarak belirlenmesi gerektiği-
Davacı, sorumluluğunda bulunan köy yollarında davalı maden şirketinin araçlarının aşırı tonaj uygulaması nedeniyle büyük oranda bozulmalar olduğunu, ulaşımda sorunların ortaya çıktığını, değişik iş dosyası bilirkişi raporu ile bu durumun tespit edildiğini belirterek, meydana gelen zarar nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunmuş olup, davalı şirketin davaya konu yolları kullandığı sabit olmakla davalı şirketin dava dilekçesi belirtilen yollara zarar verip vermediği konusunda tüm deliller toplanması, davalı şirkete ait araçlara aşırı yükleme nedeniyle ceza kesilip kesilmediği ilgili yerlerden sorulması, gerekirse bilirkişi raporu da alınarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-