Tazminat (faiz alacağı) miktarından bir miktar hakkaniyet indirimi yapılması- İndirim oranının ıslah dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat tutarı üzerinden mi yoksa bilirkişi raporunda belirlenen toplam tazminat tutarı üzerinden mi yapılması gerektiği-Mahkemece, öncelikle zararın belirlenmesi ve daha sonra belirlenen tazminat miktarı üzerinden indirim yapılması gerektiği, zira hâkimin zararın gerçek miktarını göz önünde bulundurmak suretiyle tazminatı belirlemekte olduğu- Dosya kapsamında alınan bilirkişi ek raporuyla davacının yoksun kaldığı faiz alacağı belirlenmiş, fakat davacı dava değerini fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle önceki tarihli dilekçesi ile ıslah etmiş olup davacının uğradığı zarar miktarı bilirkişi raporuyla belirlenen miktar olduğundan; tazminattan yapılacak indirimin de bu miktar üzerinden yapılması gerektiği-
Olay tarihinde 3 yaşında olan davacı için yaşı gereği seyahati sırasında çocuk bağlama sisteminin kullanılması gerekli iken bu kurala uyulmadığı ve davacının zararın artmasına katkısının bulunduğu anlaşıldığından hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği-
Soruşturma evrakına göre; davacı kardeşin, araç sürücüsünün alkollü olduğunu bildiği hâlde bu araca kendi isteğiyle bindiği, kazanın oluşumunda alkollü sürücünün kusurlu bulunduğu, yaralanması ile neticelenen kazanın meydana gelmesine, dolayısıyla muhtemel zararı doğuran fiile razı olduğu anlaşıldığından, TBK’nın 52 nci maddesi gereğince Dairemizin yerleşik uygulamasına göre %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle davalının sorumlu olduğu tazminat miktarının belirlenmesi gerekeceği- 5684 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü ve AAÜT’nin 17/2 nci maddeleri bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Somut olayda; davacı elektrikli bisiklet sürücüsünün trafik kazası sonucu yaralandığı ve trafik kaza tespit tutanağı ile koruyucu başlık (kask) takmadığının belirlendiği, yaralanmanın ve maluliyet kapsamının kafa bölgesinden olduğu dosya kapsamı ile sabit olduğundan % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle davalının sorumlu olduğu tazminat miktarının belirlenmesi gerektiği-
Yaralanmanın meydana geldiği yer kafa bölgesi olduğundan davacının kaza sırasında kask takmadığı anlaşıldığından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak karar verilmesi gerektiği-
Her ne kadar diz bölgesinden yaralanan davacının, kaza sırasında koruyucu ekipman olarak dizlik kullanmadığı gerekçesiyle %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmış ise de KTY'nin ilgili maddesinde motosiklet sürücüleri için dizlik zorunlu koruyucu ekipman olarak düzenlenmediğinden bu şekilde indirim yapılmasının hatalı olduğu-
Yapılması gerekenin, uzlaşma sırasında ödenen miktarın ödeme tarihinden davalı tarafından yapılan ödeme tarihi 23.12.2020 tarihine kadar olan dönem için güncellenmiş karşılığının tespit edilerek, davalının yaptığı ödemeye bu güncellenmiş halinin eklenmek suretiyle davalının ödeme yaptığı tarihte, yapılan ödemenin davacının zararını karşılayıp karşılamayacağı tespit edilip, karşılamıyorsa tazminat hesabı yapılarak ödemelerin düşülmesi ile tazminatın belirlenmesi olacağı- Kaza tarihi 22.06.2017 olup uygulanması gereken Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacıda oluşan maluliyet oranının belirlenmesi gerekeceği, bu durumda İtiraz Hakem Heyetince; davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek davacının kazaya ilişkin tüm tedavi evrakı eklenip (eksik varsa temini ile) dosyada bulunan sağlık kurulu raporları da irdelenmek ve bizzat muayene edilmek suretiyle kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak ve yetkili sağlık kurulundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- 10.07.2020 tarihli maluliyet raporuna göre, motosiklet sürücüsü olan davacının trafik kazası sonucu yüz ve kafa bölgesinden yaralandığının sabit olduğu, dolayısıyla motosiklet sürücüsü olan davacının, kullanılması zorunlu, koruyucu ekipman olan kask kullanmadığı anlaşılmakla, zararın artmasında katkısının bulunduğu gözetilerek TBK’nın 52 nci maddesi gereğince Dairemizin yerleşik uygulamasına göre %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle davalının sorumlu olduğu tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken müterafik kusur indirimine ilişkin itirazla ilgili olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalı sigorta şirketinin, davacı aracının kasko sigortacısı olduğu, davalı sigorta şirketinin, davacının aracında meydana gelen gerçek zararın tamamından sorumlu tutulması gerekirken, kasko sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında indirim yapılmasının doğru olmadığı- Konusunda uzman bilirkişiden sigortalı aracın markası, modeli, yaşı, hasarın boyutu ve varsa davaya konu kaza tarihinden önceki tarihlerdeki hasar kayıtları da irdelenmek suretiyle kaza tarihi itibariyle hasarlı aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, ekonomik ise, hasar bedeli, ekonomik değil ise kaza tarihindeki ikinci el satış bedeli ile kazadan sonraki hurda (sovtaj) değerinin Türk Lirası'nın dikkate alınması suretiyle hasar bedelinin tespitine yönelik ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Davacıdaki yaralanmanın gelişen durum olup olmadığı ve davaya konu kaza nedeniyle davacının artan maluliyetinin bulunup bulunmadığı hususlarında gerekçeli, denetime elverişli ve kaza ile illiyet bağının kurulduğu yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30/17 nci, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi (AAÜT)’nin 17/2 nci maddeleri bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-