Davalı-davacı kocanın kısmi felçli olduğu, bakımının yakınları tarafından gerçekleştirildiği, herhangi bir malvarlığı ve servetinin bulunmadığı, aylık 300 TL gelirinin mevcut olduğu; davacı-davalı kadının ise yargılama sırasında asgari ücretle çalışmaya başlamasından dolayı, tarafların gerçekleşen bu ekonomik ve sosyal durumlarına göre davacı-davalı kadın yararına yoksulluk nafakası takdir edilmemesi gerekeceği-
Davacının servis işletmeciliği faaliyetinden dolayı gelir vergisi mükellefi olduğu anlaşıldığından, davacı yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi gerekiği- Boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların aynı derecede kusurlu olduklarının anlaşıldığı; davacı lehine manevi tazminata hükmedilemeyeceği-
Boşanma kararından sonra davacının mal varlığında ve gelirinde bir azalma olup olmadığı detaylı şekilde araştırılarak, azalma var ise bunun kararlaştırılan nafaka miktarını ödemede ne ölçüde etkisi bulunduğu tartışılarak, başlangıçtaki denge gözetilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği-
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilecek olup boşanmaya neden olan olaylarda, davalı-davacı kadının tamamen kusurlu olması nedeniyle davalı-davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi gerekeceği-
Davalı kadının sürekli ve yeterli bir gelirinin bulunmadığı, davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 175. madde koşullarının gerçekleştiğinin kabulü gerekeceği- 
Daha fazla kusurlu eş yararına tazminat ve yoksulluk nafakası verilemeyeceği- Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Davacı-karşı davalı kadının dava dilekçesinde yer almayan, ilk defa ön inceleme duruşmasında ileri sürülen yoksulluk nafakası isteğinin, talep sonucunun genişletilmesi niteliğinde olduğu; davacı-karşı davalı kadının bu talepleri ile ilgili olarak usulünce yapılmış ıslah talebi veya davalı-karşı davacı kocanın açık muvafakati söz konusu olmadığından, yoksulluk nafakası talebinin artık incelenemeyeceği-
Davacı-davalı kadının ekonomik ve sosyal durumu araştırılarak yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Boşanma sebebiyle yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan tarafın, boşanmada daha ağır kusurlu olmaması gerekeceği-
Davalı kadının çalıştığı, sürekli ve düzenli gelirinin bulunduğu ve tarafların gelirlerinin eşit olduğu anlaşıldığından, davalının yoksulluk nafakası isteminin reddi gerekeceği-