1086 sayılı Yasanın yürürlükte bulunduğu dönemde boşanmanın fer'i (eki) niteliğindeki yoksulluk nafakasının (TMK md. 175) tahkikat süresince sözlü olarak da istenebileceği; bu istek iddia ya da savunmanın genişletilmesi yasağı sayılamayacağından (6100 s. HMK md. 141) karşı tarafın muvafakatine ıslah ya da bağımsız bir davaya gerek kalmadan ileri sürülebileceği-
Davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası talebi bulunmadığından, kadın aleyhine kesin hüküm oluşturacak şekilde ret kararı verilemeyeceği-
Kendisini vekille temsil ettiren davacı-davalı koca lehine karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceği-
Davalı-davacı kadının, açıkça yoksulluk nafakası talebi bulunmadığı halde, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kadının gelirinin düzenli ve sürekli olduğu, bu gelirin, onun asgari geçim giderlerini karşılayacak düzeyde olduğu, bu nedenle davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
Davacının sigortalı olarak çalıştığı, sürekli ve yeterli gelirinin bulunduğu, bu nedenle davacı yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedileceği-
Kadın yararına hükmedilip kesinleşen tedbir nafakası miktarının; niteliği gereği süresiz olarak hükmedilmesi gerekli olan yoksulluk nafakası yönünden bağlayıcı olmadığı-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının az olduğu-
Taleple bağlılık ilkesi uyarınca (HMK 26) hakimin talep edilenden fazlasına hükmedemeyeceği, boşanma davalarında yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için miktar belirtmek suretiyle yoksulluk nafakasının talep edilmesinin gerekeceği-