Kadın tarafından, miktarı da belirtilmek suretiyle yoksulluk nafakası talebinde bulunulduğu ve bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Retle sonuçlanan ilk boşanma davasını açarak boşanma nedeni yaratan kadının, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu, davalı kadın yararına maddi tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi gerekeceği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakasının, mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak uygun miktarda hükmedilmesi gerekeceği-
Davacı kadın emekli öğretmen olup sürekli ve geçime yeterli geliri bulunduğu, bu nedenle yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
Davacı-karşı davalı kocanın “sen sürüneceksin, bize layık değilsin, erkek gibisin” sözleri ile eşine, "siz midesizsiniz, işkembeniz geniş” sözleri ile de eşinin ailesine hakaret ettiği ve eşini küçümsediği, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, eşine ailesi ile birlikle vakit geçirme konusunda baskı yaptığı, eşi ile ilgili mahrem konuları başkalarına anlatığı, birlikte yaşamaktan kaçınarak evden ayrıldığı, davalı-davacı kadının da eşine hakaret ettiği ve küçümsediği, cinsel konularda soğuk davrandığı, tartışmalarda sinirlenip eşinin üzerine yürüdüğü, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı kocanın daha fazla kusurlu olduğu-
Bozma ilamında inceleme dışı bırakılan "Velayet, kişisel ilişki ve iştirak nafakası" talepleri hakkında yeniden hüküm kurulması gerekeceği-
Davacı-davalı kocanın boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin sabit olduğu, bu nedenle davacı-davalı lehine uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedileceği-
Davacı kadının kendi isteği doğrultusunda ya da işveren tarafından iş aktinin feshedilmesi nedeni ile çalışma hayatını sonlandırdığı hususu araştırılarak iş aktinin işveren tarafından sonlandırılması halinde, boşanma sonucunda yoksulluğa düşeceği sabit olacağı, bu durumda davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Davalı-davacı kadının çalıştığı, sürekli ve düzenli gelirinin olduğu, ve tarafların gelirlerinin birbirlerine denk olduğu, bu nedenle davalı-davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
Davacı kadının ekonomik ve sosyal araştırması ile ilgili zabıta raporunda ev hanımı olduğu ve çalışmadığının belirtildiği, dosyada ise davalı koca tarafından ibraz edilen Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında davacı kadının aktif olarak çalıştığının anlaşıldığı, mahkemece davacı kadının çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise gelirinin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağının araştırılarak, bir karar verilmesi gerekeceği-
