Çocuğun velayetinin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararı olduğu-
Boşanmada manevi tazminatın amacının; boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamak olduğu, kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerektiği-
Affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olayların boşanma davasında taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği-
Davalı tarafın emekli olduğu, sürekli ve düzenli gelirinin bulunduğu bu nedenle davalı yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
Davacı kadının, yoksulluk nafakası talebi olduğu halde, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Yoksulluk nafakası kararı verilebilmesi için eşin boşanmayla yoksulluğa düşecek olması yanında, diğer eşten daha fazla kusurlu olmaması da gerektiği-
Boşanma davasının birden fazla boşanma sebebine dayandırılmasının birden fazla davanın olduğu anlamına gelmeyeceği, bu durumda birden fazla boşanma sebebine dayandırılan tek bir davanın söz konusu olacağı- Kadının karşı davasının TMK. 166/1 uyarınca kabul edildiğinden; zina hukuki sebebinin kabul edilmemesi nedeniyle koca yararına ayrıca vekalet ücretine hükmedilemeyeceği-
Kadının çalışmadığı, geçimine yeterli düzenli ve sürekli bir gelirinin ve malvarlığının da bulunmadığı, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından; kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekeceği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-davalı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının az olduğu-
Boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların aynı oranda kusurlu olduğu, bu nedenle eşit kusurlu olan taraf yararına manevi tazminata hükmedilemeyeceği-(TMK.m.174/2) Ayrıca davalının yoksulluk nafakası ve manevi tazminat talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmasının gerekeceği-