Boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakası verilemeyeceği-
Davacı kadın ve davalı erkeğin gelirleri eşit düzeyde olup TMK. mad. 75 koşullarının kadın yararına gerçekleştiğinden söz edilemeyeceğinden davacı-karşı davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı erkeğin davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığının, hakaret ettiği ve aşağıladığının, davacı kadının da güven sarsıcı davranış içerisine girdiğinin anlaşıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda her iki tarafta kusurlu olmakla birlikte, davacı kadına göre davalı erkeğin daha ağır kusurlu olduğu, bu kusurlu davranışların aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden nitelikte olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek davacı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği- Mahkemece davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; ekonomik ve sosyal durum araştırmasından, davacı kadının mobilya mağazasında çalıştığının anlaşıldığı, yine tarafların ortak çocuğunun da davacı kadının temizlik şirketinde çalıştığını beyan ettiği, bu durumda Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi koşullarının davacı kadın yararına gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise çalışmasının düzenli ve sürekli olup olmadığı ve elde edilen gelirin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı araştırılmadan yazılı şekilde yararına yoksulluk nafakası takdir edilmesinin doğru olmadığı-
Muhtaç olması nedeniyle devletten aylık alan davalı erkeğin aylık bağlanmasını gerektiren şartlar devam ettiği sürece yoksulluk nafakası ile sorumlu tutulamayacağı-
2. HD. 10.04.2017 T. E: 2015/26496, K: 4049-
Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekeceği-
Davacı kadının evlendikten bir hafta sonra kızının hasta olduğunu ileri sürerek Edirne'ye gittiği, davalı erkeğin kadının eve dönmesi için çaba sarf ettiği ancak davacı kadının bir daha evine dönmeyip Edirne'de yaşamak konusunda davalı erkeğe baskı yaptığı, bu şekilde davacı kadının birlik görevlerini yerine getirmekten kaçındığı anlaşıldığından, gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda, davacı kadının tam kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği-
Tarafların dosyaya yansıyan birbirine yakın gelir durumları ve davacı kadının sürekli gelir getiren bir işte çalışıyor olması dikkate alındığında boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden söz edilemeyeceği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakasının çok olduğu, mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Davacı kadının dava dilekçesinde nafaka talebi olmadığına dair beyanı yoksulluk nafakası talebinden feragat niteliğinde olup, bu beyanın kendisini bağlayacağı, feragati nedeniyle davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-