Davacı-davalı kocanın birlik görevlerini yerine getirmediği, davalı-davacı kadının ise eşine ağır şekilde hakaretler ettiği, hastalığında ilgilenmediği, davacı-davalının ailesini eve kabul etmediği ve aile bireylerine de hakaret ettiği, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda davalı-davacı kadının ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından, tarafların eşit kusurlu olarak kabulüyle davalı-davacı kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesi ve davacı-davalı kocanın maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddinin doğru olmadığı-
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı-karşı davacı (kadın) tamamen kusurlu olup, Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi koşulları oluşmadığı gibi Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları da oluşmadığından, davalı-karşı davacı (kadın) yararına maddi tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Tarafların kusurlu davranışları karşısında; davacı-davalı kadının Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakası davası yönünden davacı-davalının ayrı yaşamakta haklı sayıldığı ve bu nedenle bağımsız nafaka davasının kabulü ile davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakası takdir edilmesi gerekeceği-
Hakim, tazminat miktarını saptarken, bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusuru bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; öbür yandan da, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmak zorunda olduğundan, davacı kadın yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı da orantısız ve çok olup, daha uygun miktarda tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleştiğinden davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddinin doğru bulunmayacağı-
Boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadın daha fazla kusurlu olup boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olan taraf yoksulluk nafakası talebinde bulunamayacağından, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmesinin doğru görülmeyeceği-
Yargılamanın sona erdiği oturumda verilen ve duruşma tutanağına geçirilen tefhim edilen kararda "davacı için ara kararıyla takdir edilen aylık 250 TL. tedbir nafakasının, boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar devamına, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakasına dönüştürülerek, her ay davalıdan alınıp davacıya verilmesine" karar verildiği halde; gerekçeli kararda bu hükme yer verilmediği, tefhim olunan hüküm sonucuna aykırı gerekçeli karar oluşturulamayacağı-
Davalı kadının çalıştığı, düzenli ve sürekli gelirinin bulunduğu, tarafların gelirlerinin birbirine denk olduğu anlaşılmış olup Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi koşulları davacı kadın lehine oluşmadığından, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
