Davacının, dava dilekçesinde yer almayan, ilk defa ön inceleme duruşmasında ileri sürülen yoksulluk nafakası isteği, talep sonucunun genişletilmesi niteliğinde olup aynı oturumda hazır bulunan davalı, bu isteğe muvafakat etmediğini ifade ettiğinden ve ıslah da söz konusu olmadığından davacının yoksulluk nafakası talebi artık incelenemeyeceği hususu nazara alınmadan, yoksulluk nafakası hakkında hüküm tesis edilmesinin doğru görülmeyeceği-
Karşılıklı boşanma istemli davada, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-davalı kadın için takdir edilen yoksulluk nafakası çok olup, mahkemece TMK 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerektiği-
Tarafların boşanma sırasında nihai olarak anlaştıklarını bildirdikleri ve nafaka isteğinden feragat edildiği, davacının bu beyanında açıkça yoksulluk nafakasından söz edilmemiş ise de kendisini bağlayacağı, anlaşmalı boşanmanın kesinleşmesi ile istenebilecek tek nafakanın çocuklar için iştirak nafakası olacağı-
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği-
Yoksulluk nafakası talep eden kadının işyerinden elde ettiği gelirinin kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunmayacağı,yoksulluk nafakası takdiri gerekeceği-
Davacı-davalı kadının inşaat mühendisi olması, sahibi bulunduğu bir bürodan aylık 250 TL. kira gelirinin ve halen aktif olarak faaliyette bulunan bir şirkette %50 ortaklık payının bulunması, boşanmayla birlikte yoksulluğa düşmemesi nedeniyle, yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı kadın dava dilekçesi ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmuş olduğundan, bu talebe ilişkin olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gerekeceği-
Hakimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği-