Alacaklı tarafından takip borçluları hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başlandığı, ödeme emrinin, diğer takip borçlusuna İstanbul adresinde tebliğ edildiği, anılan borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğine itiraz etmediği, itiraz eden borçlunun ise, diğer takip borçlusu yönünden İstanbul İcra Müdürlüğünün yetkisi kesinleştikten sonra yetki itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşıldığından, HMK. mad. 7/1 gereğince; itiraz eden borçlu yönünden İstanbul İcra Müdürlüğünde takip yapılmasında isabetsizlik olmadığı-
Borçlunun icra mahkemesine, birleştirilen dosya için verdiği itiraz dilekçesinde, sair şikayet ve itirazları ile birlikte, ikametgahını da belirterek yetki itirazında bulunduğu halde; anılan talep konusunda mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiş olmasının isabetsiz olduğu- Mahkemece; öncelikle birleşilen dosyadaki yetki itirazını çözümlenmesi ve borçlunun yetki itirazı yerinde görülmez ise; işin esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesi; yetki itirazı kabul edilirse de bu durumda sair şikayet ve itirazların incelenemeyeceği hususu gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
Çeke dayalı takibin, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK. mad. 6), muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK. mad. 10) ve ayrıca İİK. mad. 50/1 uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği- İhtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, icra takibi için yetkili olamayacağı-
Takip dayanağı bonoda keşideci ve lehtar gerçek kişi olup dosyada tacir olduklarına ilişkin belge bulunmadığına göre, yetki kaydının geçersiz olduğu- Her ne kadar bono üzerinde düzenlenme yeri yazılmamış ve düzenleyenin ad ve soyadının yanında adres olarak İstanbul gösterilmiş ise de, ödeme emrinde borçlunun adresinin "Zeytinburnu/İstanbul" olarak gösterilmesi ve ödeme emrinin, borçlunun "Zeytinburnu/İstanbul" adresine çıkartılarak borçluya tebliğ edilmesi karşısında, alacaklının da borçlunun ikametgah adresini "Zeytinburnu/İstanbul" olarak kabul ettiği ve bu halde, borçlunun ikametgah adresinin "Zeytinburnu/İstanbul" olduğu ve dolayısıyla İstanbul İcra Dairelerinin takipte yetkisiz olduğu anlaşıldığından, mahkemece, yetkiye itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Yetkili icra dairesi davalı tarafından ticari ilişki kabul edilmediğinden HMK 6. maddesi uyarınca davalının yerleşim yeri İcra Müdürlüğü olup, davalı tarafından yetkili icra dairesinin farklı belirtilmesi karşısında usule uygun bir yetki itirazının varlığından söz edilemeyeceği, mahkemece usule uygun yetki itirazında bulunulmadığı, takibin yapıldığı icra dairesinin bu nedenle yetkili hale geldiği-
Kamu düzenine ilişkin olan 20. madde hükmünün yargılamanın her aşamasında re'sen nazara alınması gerekeceği- Alacaklı vekilinin, iki haftalık süreden sonra icra dosyasının yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi için talepte bulunması durumunda mahkemece, HMK. mad. 20 uyarınca re'sen takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Cari hesap, ticari ilişki ve faturalardan kaynaklanan alacağın talep ediliği icra takibinde, borç ve akdi ilişki borçlu tarafından kabul edilmediğinden, akdi ilişkiye dayalı alacak söz konusu olamayacağı mahkemece, HMK. mad. 6 gereğince takibin, borçlunun ticaret sicil adresindeki icra müdürlüğünde yapılması gerektiği gerekçesi ile yetkiye itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Yetkisizlik kararı kesinleşmeden, takip dosyası, yetkisizliğine karar verilen icra müdürlüğünce, mahkeme kararında yetkili yer olarak gösterilen icra dairesine gönderilemeyeceği, aksi takdirde, takip dosyasının gönderildiği yetkili icra dairesinde  yürütülen takibin mükerrer olarak kabul edileceği-
Para alacağına dayalı olarak genel haciz yolu ile yapılan ilamsız icra takibinde, borçlu yetki itirazı ile birlikte faiz ve faiz oranına (yani borca kısmen) itiraz etmiş olup alacaklı ile arasındaki hukuki ilişkiyi inkar etmemiş olduğundan, TBK. mad. 89. uyarınca, alacaklının kendi ikametgahında icra takibi başlatabileceği-
İpoteğin paraya çevrilmesinin amacı davacının bir miktar para alacağının tahsili olduğundan davacının ikametgahında yapılan takip bakımından icra müdürlüğünün yetkili olduğu-  Davacı alacaklının takibi yaparken davacı borçluyu sırf kendi yerleşim yerindeki icra müdürlüğünden ayırmak için davrandığının söylenemeyeceğinden icra müdürlüğünün İİK 50. maddesi yollamasıyla HMK 7.maddesi gereğince yetkili olduğu-