Borçlunun aleyhine başlatılan takipte süresinde yetki itirazında bulunması üzerine icra hukuk mahkemesince verilen yetki itirazının kabulüne ve dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi kararının kesinleştiğinin görüldüğü, ne var ki alacaklı vekili tarafından HMK.'nun 20. maddesinde öngörülen iki haftalık yasal süre geçtikten sonra dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi talep edildiğinden, ilk derece mahkemesince kamu düzeni ile ilgili olan HMK'nun 20. maddesi uyarınca re’sen takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafından, borçlular aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, itiraz tarihi itibariyle yetki itirazında bulunmayan takip borçlusu .......... yönünden icra takibinin yapıldığı İstanbul Anadolu İcra Dairelerinin yetkisinin kesinleşmediği, itiraz eden diğer borçlu .............’a ödeme emrinin ................. tarihinde Bağcılar/İstanbul adresinde tebliğ edildiği, süresinde borçlunun yetki itirazında bulunduğu, itirazında yetkili icra dairesi olarak gösterdiği Bakırköy İcra Dairelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından, mahkemece yetki itirazında bulunan borçlu ................... yönünden yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
"Takibe konu alacağın ilamsız icra yolu ile tahsilinin gerekip gerekmediği" hususu icra müdürlüğünce re’sen gözetilmesi gerektiğinden, "İİK hükümlerine göre ilamsız takip yapılamayacağı, ihtilafın idari yargının görev alanına girdiği" yönündeki iddianın, "borca itiraz" sebebi değil, "şikâyet" sebebi olduğu ve icra mahkemesince işin esasının incelenmesi gerektiği-
Talep edilen borç TBK 89 uyarınca götürülecek borçlardan olduğundan, davacı/alacaklının seçimlik hakkı gereği yerleşim yeri olan icra dairelerinin de yetkili olduğu- İcra takibinin yetkili icra dairesinde yapıldığının kabulü ile mahkemece icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz reddedilerek itirazın iptali davasının esastan incelenmesi gerektiği-
İİK'nun 50. maddesi göndermesi ile icra takipleri hakkında da uygulanması gereken, HMK'nun 20. maddesi gereğince; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekeceği, aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği- HMK'nun 20. maddesi hükmünün kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle kararın alacaklı vekilince temyiz edilmesi halinde dahi aleyhe bozma ilkesinin nazara alınamayacağı-
HMK'nın 14/2. maddesi uyarınca, kooperatif ile üyeleri arasındaki davaların kooperatifin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesini düzenleyen kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralının uygulanmayacağı, somut olayda, icra dairesinin yetkisinin İİK’nın 50/1. fıkrası yollamasıyla genel yetkiyi düzenleyen HMK’nın 6 vd. maddelerine göre belirleneceği-
HMK'nun 20. maddesi gereğince, yetkisizlik kararı kesinleşmeden icra müdürlüğünce dosya, mahkeme kararında yetkili yer olarak gösterilen icra dairesine gönderilemeyecek olup; icra mahkemesince verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden önce alacaklının dosyanın yetkili yere gönderilmesi talebinde bulunması geçerli olmakla birlikte yetkisizlik kararı kesinleşmeden icra dosyası yetkili yere gönderilemeyeceği, gönderilmesi halinde ise ödeme emrinin iptali gerekeceği-
Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda sözleşmede aksine bir şart konulmamış ise para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğinden, ifa yerinin de alacaklının yerleşim yeri olacağı- Faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali da, icra dairesinin yetkisinin İİK. 50 uyarınca HMK hükümleri çerçevesinde hadise şeklinde incelenip değerlendirilmesi gerektiği- Mahkemece davalı tarafın yetki itirazı hadise şeklinde incelenip taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun tespiti hâlinde, davanın bir miktar para alacağına ilişkin olduğu gözetilerek TBK. 89/1 ve HMK. 10 uyarınca davacı alacaklının muamele merkezinin bulunduğu icra dairelerinin de yetkili olduğunun kabulü ile işin esasına girilmesi gerekirken; mahkemece yargı çevresi içinde usulüne uygun yapılmış bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Para borcunun alacaklısı, borcun tahsili için kendi yerleşim yerinde icra takibi ikame edebileceği-
İİK'nun 50. maddesi göndermesi ile icra takipleri hakkında da uygulanması gereken, HMK'nun 20. maddesi gereğince; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekeceği- Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği- Aynı kuralın, takip hukukunda da geçerli olduğu-