HMK'nun 20. maddesi gereğince, yetkisizlik kararı kesinleşmeden icra müdürlüğünce dosya, mahkeme kararında yetkili yer olarak gösterilen icra dairesine gönderilemeyecek olup; icra mahkemesince verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden önce alacaklının dosyanın yetkili yere gönderilmesi talebinde bulunması geçerli olmakla birlikte yetkisizlik kararı kesinleşmeden icra dosyası yetkili yere gönderilemeyeceği, gönderilmesi halinde ise ödeme emrinin iptali gerekeceği-
Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda sözleşmede aksine bir şart konulmamış ise para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğinden, ifa yerinin de alacaklının yerleşim yeri olacağı- Faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali da, icra dairesinin yetkisinin İİK. 50 uyarınca HMK hükümleri çerçevesinde hadise şeklinde incelenip değerlendirilmesi gerektiği- Mahkemece davalı tarafın yetki itirazı hadise şeklinde incelenip taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun tespiti hâlinde, davanın bir miktar para alacağına ilişkin olduğu gözetilerek TBK. 89/1 ve HMK. 10 uyarınca davacı alacaklının muamele merkezinin bulunduğu icra dairelerinin de yetkili olduğunun kabulü ile işin esasına girilmesi gerekirken; mahkemece yargı çevresi içinde usulüne uygun yapılmış bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Para borcunun alacaklısı, borcun tahsili için kendi yerleşim yerinde icra takibi ikame edebileceği-
İİK'nun 50. maddesi göndermesi ile icra takipleri hakkında da uygulanması gereken, HMK'nun 20. maddesi gereğince; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekeceği- Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği- Aynı kuralın, takip hukukunda da geçerli olduğu-
İstihkak davalarında yetkili yer icra takibinin yapıldığı yer ya da davalının yerleşim yeri mahkemeleri ise de bu yetkinin kesin yetki olmadığı ve davalı alacaklının süresi içinde yetki itirazında bulunması gerektiği-
Davalının önceki beyanının aksine olacak şekilde hareket ederek yetkili yer beyanında bulunmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı ve hakkın kötüye kullanımı mahiyetinde olduğu-
Tacirler veya kamu tüzel kişileri ile diğer kişilerin yetki sözleşmesi yapmak açısından birbirinden ayırt edildikleri- Tacirler veya kamu tüzel kişilerinin, kendi aralarındaki hukuki ilişkilerde hukuken eşit konumda kabul edilebilecekleri- Buna karşılık, tacirler veya kamu tüzel kişilerinin, gerçek kişiye göre, daha güçlü konumda bulunmakta oldukları- Daha zayıf konumda olan kişilerin daha güçlü olan tacir veya kamu tüzel kişilerine karşı korunma ihtiyacının ortaya çıkması nedeniyle kanun koyucunun böyle bir düzenlemeye gitmiş olduğu- Ayrıca belirtmek gerekir ki, bu düzenlemeye bakıldığında, tacirler veya kamu tüzel kişileri dışındaki diğer kişilerin, kendi aralarında yetki sözleşmesi yapmalarının da kabul edilmemiş olduğu-
Yetki itirazının kabulü kararının kesinleşmesinden itibaren, taraflarca, HMK'nun 20. maddesinde öngörülen yasal süre içinde dosyanın yetkili icra dairesi olan... İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesi talep edilmemiş olup, bu husus bölge adliye mahkemesince re'sen gözetilmesi gerektiğinden bölge adliye mahkemesince, HMK'nun 20. maddesi uyarınca re'sen “takibin açılmamış sayılmasına” karar verilmesi gerekirken, şikayetin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-.
İİK'nun 50. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun yetkiye ilişkin hükümleri uyarınca; bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK.6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde, ancak, TTK'nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, düzenlenme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun düzenlenme yerinde icra takibi yapılabileceği, somut olayda, takibe dayanak bonolarda yazılı ''Zonguldak'' ibaresinin düzenleme(keşide) yeri olarak kabulü gerekip, borçlu aleyhine Zonguldak'ta kambiyo yollu takip yapılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, yetki itirazının reddi gerekeceği-
Haksız fiilden doğan davalarda, davacı HMK. 16 gereğince seçimlik hakkını kullanarak zarar gören olarak kendi yerleşim yerinin bulunduğu yer icra dairesinde takip yapabileceğinden ve dava açabileceğinden, kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kesinlik sınırının altında kaldığından istinaf başvurusunun reddine dair kesin olarak verilen kararın bozulması gerektiği-