Şikayetçinin ve alacaklının tacir olduğuna ilişkin dosya içinde bir belgenin bulunmadığı görüldüğünden, HMK. mad. 17 uyarınca, taraflar arasındaki yetki sözleşmesinin de geçerli olmadığı-
Çekler için, takip alacaklısı tarafından, muhatap bankanın bulunduğu yer ile çekin keşide yerinde takip yapılabileceği gibi, İİK'nun 50. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun 6. maddesi uyarınca, borçlunun takip tarihindeki yerleşim yerindeki icra dairesinde de icra takibi yapılabileceği-
Mahkemece, borçlunun yetki itirazının incelenerek kabul edilmesi halinde HMK'nun 19/3 maddesi gözetilmek suretiyle ve de taleple bağlı kalınarak ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği yer icra müdürlüğünün yetkili olduğuna karar verilmesi gerekeceği-
HMK'nun 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesi lehtar ile düzenleyen borçlu şirket arasında geçerli olup düzenleyen borçlu şirket yönünden takibin kararlaştırılan yerde başlatılmasında yasaya uymayan bir yön olmadığı-
Takip alacaklısı tarafından, muhatap bankanın bulunduğu yer ile çekin keşide yerinde takip yapılabileceği gibi, İİK'nun 50. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun 6. maddesi uyarınca; borçlunun takip tarihindeki yerleşim yeri icra dairesinde de takip yapılabileceği-
Yetki itirazının incelenmesi icra mahkemesinin görevinde olup, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle yetki itirazının kaldırılması istemin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
İcra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemeye yetkili icra mahkemesinin İİK. mad. 4 uyarınca icra takibinin yapıldığı yer icra dairesinin bağlı olduğu yer icra mahkemesi olduğu, bu yetkinin kamu düzenine ilişkin olup kesin olduğu-
İİK. 265/2 madde hükmü uyarınca borç ilişkisinin dışında kalan üçüncü kişileri de doğrudan doğruya etkileyecek tarz ve içerikte verilen ihtiyati haciz kararları karşısında üçüncü kişilere bu durum nedeniyle itiraz hakkı verilmek suretiyle kendilerine açık bir hukuki koruma olanağının tanındığı, somut olayımızda mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının itiraz eden üçüncü kişileri doğrudan doğruya etkileyecek tarz ve içerikte olmayıp, itiraz edenlerin ileri sürdükleri itiraz nedenleri ancak ileride açılabilecek olan sıra cetveline itiraz davasının konusu olabileceği- Bu nedenle mahkemece yanılgılı gerekçeyle itiraz eden üçüncü kişilerin menfaati ihlal edilen kişiler olarak kabulü mümkün olmayıp itirazın bu nedenle reddi gerekeceği- Kabule göre de, İİK.'nun 265/2 maddesinde belirtilen menfaati ihlal edilen üçüncü kişilerin ancak İİK.'nın 265/2 maddesi uyarınca ihtiyati haczin dayandığı sebeplere ve teminata itiraz edebileceklerinden, mahkemenin yetkisine itiraz haklarının bulunmadığının da dikkate alınması gerekeceği-
Yetki itirazının kabulü kararının kesinleşmesinden itibaren, alacaklı tarafça, HMK'nun 20. maddesinde öngörülen yasal süre içinde dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesi talep edilmemiş olup, bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiğinden mahkemece, HMK'nun 20. maddesi uyarınca re'sen “takibin açılmamış sayılmasına” karar verilmesi gerekeceği-
Hamilin, çek borçlusuna çeki ibraz zorunluluğu bulunması nedeniyle çeklerde hamilin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olmayıp, TBK'nun 89/1. maddesi hükmünün uygulanmayacağı, somut olayda ihtiyati haciz kararına itiraz eden borçlunun yerleşim yerinin Gebze olduğu anlaşıldığından mahkemece yetkili mahkemenin Gebze olması nedeniyle "yetki itirazının kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına" karar verilmesi gerekeceği-