İstihkak davalarında yetkili yer icra takibinin yapıldığı yer ya da davalının yerleşim yeri mahkemeleri ise de bu yetkinin kesin yetki olmadığı ve davalı alacaklının süresi içinde yetki itirazında bulunması gerektiği-
Davalının önceki beyanının aksine olacak şekilde hareket ederek yetkili yer beyanında bulunmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı ve hakkın kötüye kullanımı mahiyetinde olduğu-
Tacirler veya kamu tüzel kişileri ile diğer kişilerin yetki sözleşmesi yapmak açısından birbirinden ayırt edildikleri- Tacirler veya kamu tüzel kişilerinin, kendi aralarındaki hukuki ilişkilerde hukuken eşit konumda kabul edilebilecekleri- Buna karşılık, tacirler veya kamu tüzel kişilerinin, gerçek kişiye göre, daha güçlü konumda bulunmakta oldukları- Daha zayıf konumda olan kişilerin daha güçlü olan tacir veya kamu tüzel kişilerine karşı korunma ihtiyacının ortaya çıkması nedeniyle kanun koyucunun böyle bir düzenlemeye gitmiş olduğu- Ayrıca belirtmek gerekir ki, bu düzenlemeye bakıldığında, tacirler veya kamu tüzel kişileri dışındaki diğer kişilerin, kendi aralarında yetki sözleşmesi yapmalarının da kabul edilmemiş olduğu-
Yetki itirazının kabulü kararının kesinleşmesinden itibaren, taraflarca, HMK'nun 20. maddesinde öngörülen yasal süre içinde dosyanın yetkili icra dairesi olan... İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesi talep edilmemiş olup, bu husus bölge adliye mahkemesince re'sen gözetilmesi gerektiğinden bölge adliye mahkemesince, HMK'nun 20. maddesi uyarınca re'sen “takibin açılmamış sayılmasına” karar verilmesi gerekirken, şikayetin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-.
İİK'nun 50. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun yetkiye ilişkin hükümleri uyarınca; bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK.6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde, ancak, TTK'nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, düzenlenme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun düzenlenme yerinde icra takibi yapılabileceği, somut olayda, takibe dayanak bonolarda yazılı ''Zonguldak'' ibaresinin düzenleme(keşide) yeri olarak kabulü gerekip, borçlu aleyhine Zonguldak'ta kambiyo yollu takip yapılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, yetki itirazının reddi gerekeceği-
Haksız fiilden doğan davalarda, davacı HMK. 16 gereğince seçimlik hakkını kullanarak zarar gören olarak kendi yerleşim yerinin bulunduğu yer icra dairesinde takip yapabileceğinden ve dava açabileceğinden, kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kesinlik sınırının altında kaldığından istinaf başvurusunun reddine dair kesin olarak verilen kararın bozulması gerektiği-
İİK.nun 50. maddesi göndermesi ile icra takipleri hakkında da uygulanması gereken, HMK.nun 20. maddesi gereğince; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiğinin, aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin hükme bağlandığı-
İtirazın iptali davasını gören mahkeme, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyebilir ancak bunun için davalı borçlu tarafından ödeme emrine itiraz dilekçesinde, icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazlarını bildirmesi gerektiği- Eldeki davada, davalının ödeme emrine itiraz dilekçesinde, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı bulunmadığından mahkemece icra dairesinin yetkisine yönelik karar vermesi beklenemeyeceği-
İş kazası sonucu malul kalan çalışanın çalıştığı şirket ait tüm araçların satılarak içinin boşaltıldığı, tasfiye kararı alınan şirkette tasfiye memurunun şirket mevcudunu azaltmak suçundan ceza aldığını, açılan tasarrufun iptali davasının (kısmen) kabulüne karar verildiğini, davalıların şirketin içini boşaltmalarından sonra aynı adreste aynı amaçlı kurulan şirket aleyhine başlatılan takipte yetkiye ve borca itirazlar edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini istemiş olup davalılara isnat edilen mal kaçıma eylemleri haksız fiil niteliğinde olduğundan, ve haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili (HMK. 16) olduğundan, davacıların kendi yerleşim yeri icra müdürlüğünde takip yapabileceği; "takibin davalıların ikametgahında yapılması gerektiği" görüşü ile "sorumluluk davasın(TTK 553), TTK. 561 uyarınca şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinde açılacağından, davacıların ikamethagında açılan takibin yetkisiz yerde açılmış olduğu" görüşünün isabetsiz olduğu-
Yetki itirazının kabulü halinde, yetkili icra dairesine gelen icra dosyasının ilk takip dosyasının devamı olduğu ve zamanaşımının hesabında ilk takip tarihi nazara alınacağı- Yetkisiz icra dairesindeki borçlunun kabulü dışındaki hiçbir takip işlemi yetkili icra dairesince geçerli sayılamayacağı- Alacaklı taraf icra takip dosyasının yetkili icra dairesine intikalini sağladıktan sonra, borçluya yeni bir ödeme emri tebliğ ettirmeden, ortada mevcut ve geçerli bir icra takibi olmaması sebebiyle itirazın iptali davası koşulları oluşmadığından bu davanın dinlenemeyeceği-