İhtiyati haczin karar verildiği tarihte HUMK yürürlükte olması sebebiyle ve İİK. mad. 50 madde uyarınca para veya teminat borcu için yapılan takiplerde HUMK'un yetkiye ilişkin hükümlerinin kıyas yoluyla uygulanacağı-
Çeke dayalı takiplerin, 'borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel icra dairesinde', 'muhatap bankanın bulunduğu yer, ödeme yeri sayıldığından, buradaki icra dairesinde' ve 'çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde' yapılabileceği gibi, ihtiyati haciz kararının alındığı yerde de takip yapılabileceği-
Şikayet tarihinde Çubuk İcra Hukuk Mahkemesi'nin yetki itirazına ilişkin kararının henüz kesinleşmediği, alacaklının talebi ile icra dosyasının Ankara Nöbetçi İcra Müdürlüğüne gönderildiği anlaşıldığından icra müdürlüğünce yapılması gereken iş, yetki itirazı kesinleştiğinde işlem yapılmasına karar verilerek icra dosyasının bekletilmesinden ibaret olduğu-
Borçlu vermiş olduğu itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisi ile borcun esasına itiraz etmiş ve bu itirazdan sonra açılan itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiş, mahkemece icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itirazlar hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olup, yetkili icra dairesinde takip yapılması, itirazın iptali davasının koşullarından biri olduğundan, mahkemece, öncelikle İİK. mad. 50 uyarınca icra dairesinin yetkisi incelenerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği-
Akdin icra edileceği yerin neresi olduğu taraflar arsında yapılan sözleşmeden saptanmalı sözleşmede bu hususta bir açıklama bulunmaz ise tarafların beyanları ve bu husustaki belgeler sorulup incelendikten sonra faturadaki malların Ankara'da mı yoksa Ataköy'de mi teslim edildiği açıklığa kavuşturulduktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafından HUMK.nun 193. maddesinde öngörülen l0 günlük yasal süre içerisinde dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesi talep edilmediğinden, kamu düzenine ilişkin olan bu hususun mahkemece re'sen nazara alınarak takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Akdi ilişki borçlu tarafından kabul edildiğine göre, BK.nun 73.maddesinin olaya uygulanması gerekeceğinden alacaklının kendi ikametgahının bulunduğu icra dairesinde takip başlatabileceği-
Alacaklının, takip talebinde dayanmadığı sözleşme içinde yer alan yetki sözleşmesine dayalı olarak itirazın kaldırılması isteminde bulunması mümkün olmadığı gibi, borçlunun sözleşmeyi kabul etmesi de söz konusu olmayıp; ispat yükü alacaklıda olup, yetki itirazını İİK'nun 68. maddesinde yazılı belgelerle ispatlayamaması nedeniyle, yetki itirazının kaldırılması talebinin reddi gerekeceği-
İtirazın iptali davası için İ.İ.K'nunda özel bir yetki kuralının öngörülmediği, bu nedenle yetkili mahkemenin somut olayda HUMK'nun 17. maddesine göre belirleneceği, dolayısıyla mahkemenin, itirazın iptali davasının icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde bakılacağı yolundaki gerekçesinin isabetli olmadığı, icra takibini yürüten icra müdürlüğünün yetkisine borçlu tarafından itirazda bulunulması halinde mahkemece önce bu itiraz incelenip karar verilmesi, icra müdürlüğü ve mahkeme yetkili görüldüğü takdirde uyuşmazlığın esası incelenmesi gerekeceği, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için ön koşulun, icra takibinin yetkili icra müdürlüğünde başlatılmış olması ya da icra takibi başlatılan icra müdürlüğünün yetkisinin itirazsız kesinleşmiş olması olduğu, mahkemece, icra takibinin başlatıldığı icra müdürlüğünün kooperatifin merkezi itibariyle yetkili olmadığından icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece; 20.11.2002 gün ve 2002/19-900 Esas, 2002/994 Karar sayılı Hukuk Genel Kurulu Kararı uyarınca öncelikle İcra Müdürlüğü'nün yetkisine yönelik itirazın incelenerek, İİK'nın 50. maddesi kapsamında bir değerlendirme yapılmak suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-