Bozmaya uyulduğu ve usuli kazanılmış hak oluştuğu ve şikayet tarihi itibariyle alacaklı tarafın açtığı istihkak davasının reddi kararının bozulmadığı nazara alınarak, bozmaya uygun karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece son kararda davacı 3. kişiye sadece maktu harcın iadesine karar verildiği, sonradan yatırılan 4.041-TL tamamlama harcının dikkate alınmadığı, bu durumda mahkemece, davacı 3. kişi şirket vekili tarafından bozma ilamı sonrasında yatırılan tamamlama harcının da davacıya iadesi gerekirken sadece maktu harcın iadesine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-İstihkak davalarında, nispi harç ve vekalet ücreti takip konusu alacak miktarı ile haczedilen malın kıymeti karşılaştırılarak hangisi az ise, o değerin esas alınarak hesaplanacağı, alacak miktarı ile mahcuz malın değerinden hangisi az ise o miktar üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının başlangıçta ¼’ü davacıdan peşin alınmak üzere, kabul ile sonuçlanan davada geriye kalan bakiye kısmına hükmedileceği, aynı şekilde takip konusu alacak tutarı ile haczedilen malın değerinden hangisi daha az ise, o değer üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin III. kısmına göre nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin gerekeceği-
Vekalet ücretinin yargılama giderlerinden olduğu, yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin, diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi mahkemece re'sen karara bağlanacağı, bu konuda talep şartının aranmayacağı, vekalet ücretinin usul hükümleri dairesinde yargılama giderleri arasında yer aldığı-
Şikayetçinin icra mahkemesine başvurusunun haczedilen menkullerin kendisine ait olması nedeniyle haczin kaldırılmasına yönelik olup, şikayetçinin takip dosyasında borçlu sıfatının bulunmadığı, üçüncü kişi durumunda olduğu ve mahcuzlar hakkında istihkak iddiasında bulunduğunun anlaşıldığı, şikayetçinin başvurusunun istihkak davası niteliğinde olduğu-
İstihkak iddiası ile üçüncü kişi tarafından açılan davada tarafların iddia ve savunmalarının araştırılması için duruşmalı inceleme yapılmasının, taraflarca sunulan kanıtların yargılama sırasında değerlendirilerek taraflara da bu konuda beyanda bulunma olanağının tanınmasının gerekeceği-
Alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için İİK.97/13 kapsamındaki tüm koşulların bir arada bulunmasının, buna göre üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddinin yanı sıra teminat karşılığında takibin ya da satışın ertelenmesi kararının da bulunmasının gerekeceği-
Dava konusu haciz, üçüncü kişinin faaliyet adresinde yapılmış olup, burada ödeme emri tebliğ edilmemiş, borçlunun daha önce aynı yerde faaliyet gösterdiğine dair bilgi ve belge de ele geçmemiş olup; davalı alacaklı taraf, borçlunun davacı şirket ile birlikte çalıştığını savunmakta ise de, davalı borçlu, davacı şirketin resmi ortağı dahi olsa şahsi borcu nedeni ile şirket malvarlığının haczedilemeyeceği; bir başka dosyada yapılan hacizde, borçlunun hazır bulunması ya da üçüncü kişi şirket yetkilisinin dosya borcuna kefil olmasının da bu sonucu değiştirmeyeceği- Davacı üçüncü kişi şirkete ait vergi tarh dosyası ile ticaret sicil kayıtlarına göre borçlunun davacı şirket ile birlikte alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı işlemler yaptığını gösteren bir delil de bulunmadığı,haczedilen malların da davacı şirketin iş yerinde satış amacı ile bulundurulan ürünler olduğu, davalı alacaklı tarafın İİK. mad. 97/a'daki üçüncü kişi yararına olan mülkiyet karinenin aksini kanıtlamaya yönelik delilleri dosyaya sunamadığı görüldüğünden, davanın kabulü gerektiği- Teminat karşılığında takibin durdurulması kararı verilmesi ve mahkemece öngörülen teminat tutarı yatırılması halinde, İİK. mad. 97/13 uyarınca alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için aranan koşulların gerçekleşmiş olacağı-
Dava konusu haczin yapıldığı adresinin borçlu ve davacı şirket tarafından ortak kullanıldığı bu durumda İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısı ile alacaklı yararına olduğu- Dava konusu hacizli malların yargılama devam ederken yapılan ihalede alacağa mahsuben alacaklıya satıldığı bu durumda İİK’nun 97/10.maddesine göre dava konusu bedele dönüştüğünden; kabul edilen mallara isabet eden satış bedeli alacaklıdan alınarak davacı 3.kişiye ödenmesine karar verilmesi gerektiği-
Üçüncü kişi vekilinin, haczedilen aracın ve plakasının 3/4 hissesinin davacıya ait olduğu ve borçlu ile davacı arasındaki adi ortaklığa konu olduğundan, adi ortalık malının haczi mümkün olmadığından hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş ve mahkemece şikayetin kabülüne karar verilmişse de, uyuşmazlığın üçüncü kişnin açtığı istihkak davası olarak kabul edilerek görülmesi gerektiği-
İstihkak davalarının İİK’nun 97/11. maddesi gereğince genel hükümler dâhilinde basit yargılama usulüne tabi oldukları, buna göre dava değeri (alacak miktarı ile hacizli malın değerinden hangisi az ise onun) üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının ¼’ünün başlangıçta peşin olarak alınmasının gerekeceği, HMK’nun 320/1. maddesi ile basit yargılama usulüne tabi davalarda, mümkün olan hallerde taraflar duruşmaya davet edilmeden dosya üzerinden karar verilmesi olanağının getirildiği-