İstihkak davası üzerine takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın %40'ından (02.07.2012 tarihinde 6352 sayılı Kanun'un 19. maddesi ile yürürlüğe giren bu değişiklik nedeni ile bu tarihten itibaren ise %20'den ) aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunması gerekeceği- Davacı-karşı davalı üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine, takibin devamına karar verilmiş olmasıyla, üzerinde haciz bulunan mahcuzlar hakkında davalı karşı davacı alacaklı için artık satış isteme imkânı doğmuş olduğu ve karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davası artık konusuz kaldığı- 
Haciz yerinde hazır bulunan ve istihkak iddiasında bulunan kişinin lehine istihkak iddiasında bulunduğu şahıs firmasının yetkilisi olup olmadığına ilişkin getirtilen ticaret sicil kayıtlarında istihkak iddiasında bulunan kişinin 3. kişiye ait şahıs firmasının yetkilisi olmadığının belirlendiği, haciz yerinde istihkaka yönelik beyanda bulunan kişinin şahıs firmasının ortağı olmadığı gibi herhangi bir şekilde yetkilisi de olmadığı, bu durumda haciz sırasında istihkak iddiasında bulunan kişinin, 3.kişi yararına istihkak iddiasında bulunmasının geçerli olmadığı, dava konusu yapılan haciz uygulaması nedeni ile İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen yasal 7 günlük süre içinde istihkak iddiasında bulunulmadığından, usulüne uygun istihkak iddiası olmadığından, davanın ön koşul yokluğu nedeniyle, geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığından dolayı hukuki yarar yokluğundan reddi gerekeceği-
İİK’nun 97/13. maddesi uyarınca alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için hangi mahcuzlar yönünden takibin ya da satışın durdurulması kararı verildiği hususları gerekçede belirtilip tartışılmadan ve tazminat oranının da 6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik uyarınca 05.07.2012’den itibaren geçerli olmak üzere %20 olarak değiştirildiği dikkate alınmadan hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- Hacze konu eşyaların bir kısmı ile ilgili fatura sunulamadığı, diğerleri için sunulan faturaların da borcun doğumundan sonra düzenlendiği ve bunların çoğu ile ilgili ödeme kayıtlarının yer almadığı, ticari defterin usulüne uygun tutulmadığının bilirkişi incelemesi ile saptandığı, bu koşullarda hacze konu eşyalar yönünden istihkak iddiasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kural olarak, hacizli malın değeri ile alacak miktarından hangisi az ise, ona göre belirlenecek dava değeri üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının başlangıçta 1/4?ünün peşin olarak alınması, vekâlet ücretinin de karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nispi olarak hesaplanması gerektiği- İstihkak davası nispi harca tabi davalardan olmasına rağmen, başlangıçta yatırılan maktu harç ile yetinilerek, mahkemece eksik nispi harç ikmal edilmeksizin yargılama bitirilip davanın esası hakkında ret kararı verilirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Davacı 3.kişi ile borçlu şirket temsilcisinin karı-koca olduğu, takibe konu borcun dayanağı çekin tarihinin, satış işleminden çok kısa süre önce olduğu, aracın gerçek değerinden çok daha düşük bir rakama yapılan satışının, muvazaalı ve alacaklılardan mal kaçırma amacı ile yapıldığının kabulü ile tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu borcun doğumundan sonra kurulan ve adresini borçlu şirketin adresine naklettiği anlaşılan 3.kişi şirketin İİK. 97/a'daki mülkiyet karinesinin aksini ispata elverişli delil sunamadığı, karine borçlu dolayısı ile alacaklı yararına olup istihkak davasının reddi gerekeceği- Karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davası için gerekli olan dava harcının yatırılmadığı anlaşıldığından,usule uygun olarak açılmış bir  karşı dava da bulunmadığı-
Dava konusu mahcuzların, yargılama devam ederken yapılan ihalede alacaklının alacağına mahsuben alacaklıya satıldığı anlaşıldığından, İİK.nun 97/10. maddesi gereğince davanın konusu bedele dönüşmüş olup, buna göre, mahkemece satış bedelinin davalı alacaklıdan alınarak davacıya verilmesi gerekeceği-
02.07.2012 tarihinde 6352 sayılı Kanun'un 19. maddesi ile İİK. mad. 97/13'de öngörülen tazminat oranının %20 olarak değiştirildiği, bu tarihten itibaren tazminat oranının % 20 olarak uygulanması gerektiği- Teminatın yatırılmış olması sebebiyle takip durduğu, davalı alacaklı yararına %20 oranında tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece, dava konusu aracın takipten hemen önce borçluya satışının alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı bir işlem olduğu, borçlunun başka araçlarının da aynı gün davacıya satılmış olduğu, borçluya ait mal varlığının davacı 3. kişi tarafından devir alındığı, aralarında örtülü işletme devri ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle asıl davanın (istihkak davasınn) reddine; karşı davanın kabulü ile dava konusu aracın satışına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesinin yerinde olduğu-
Haczin üçüncü kişinin elindeki mallar hakkında yapılması halinde, malların borçluya ait olduğunun ispat külfetinin alacaklıda bulunduğu (İİK. mad. 99)- İstihkak davasının kabulü üzerine davacı üçüncü kişi yararına tazminata hükmedilebilmesi için alacaklının kötü niyetinin arandığı (İİK. mad. 97/15), alacaklının üçüncü kişinin istihkak iddiasına karşı çıkmasının kötüniyetli bir davranış olarak nitelendirilemeyeceği-