Dava dayanağı takip konusu iki adet bono ile ilgili olarak borçlu şirket tarafından Isparta İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/166 Esas sayılı dava dosyası ile imzaya itiraz davası açıldığı, yargılama esnasında senetler üzerinde yaptırılan inceleme neticesinde Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın 21.02.2013 tarihli raporu ile imzaların borçlu şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığının rapor edildiğinin, borçlu şirket tarafından sahte bono düzenlenmesi nedeni ile suç duyurusunda bulunulduğunun anlaşıldığı, anılan dava sonucunda 6100 sayılı HMK'nun 209/1 maddesi uyarınca sahtecilik davasında karar verilinceye kadar takip dosyasının borçlu şirket açısından durdurulmasına karar verildiği, takibe dayanak senetlerle ilgili sahtecilik iddiası ile başlatılan hazırlık soruşturmasının, görülmekte olan istihkak davasının da sonucunu etkileyeceği, bu durumda, başlatılan savcılık soruşturmasının bekletici mesele yapılarak, yargılama sonucunda verilecek kararın kesinleşmesinden sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerekeceği-
Taraflar arasında imzalanan 14.09.2011 tarihli protokolün sadece dava konusu mahcuzların iadesine ilişkin olup, eldeki davaya yönelik sulh, feragat veya kabul iradesi taşımadığı, eş anlatımla, uyuşmazlığın esasını çözümlemeye yönelik irade beyanı içermediği, hal böyle olunca, Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması gerekirken, davanın esasını çözümler nitelikte olmayan 14.09.2011 tarihli protokol başlıklı adi yazılı belge esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
İstihkak davalarında dava değerinin alacak miktarı ile hacizli malın değerinden hangisi az ise onun üzerinden belirleneceği-
Karşı dava olarak açılan davalarda İcra Hukuk Mahkemesi görevli olmakla birlikte bağımsız olarak açılan tasarrufun iptali davalarında İİK’nun 281. maddesindeki düzenleme karşısında genel mahkemelerin görevli olduğu-
Haczin ödeme emri tebliğ edilen ve mahkeme ilamında borçluya ait olduğu belirtilen adreste yapıldığı, davacı şirketin borcun doğumundan sonra kurulduğu, davacı şirket kurucusunun borçlunun oğlu olduğu, aralarında alacaklıdan mal kaçırma amaçlı muvazaalı işlemler bulunduğu gerekçesiyle üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının reddi gerektiği-
Mahkemece öncelikle, davalı alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davasının akibetinin araştırılmasının gerekeceği, şöyle ki; bu dava kapsamında borçlunun icra dosyası kapsamında borçlu olmadığının tespiti halinde, davaya konu mallar üzerindeki hacizler kendiliğinden kalkacağından, davanın konusuz kalacağı, bu durumda; Mahkemece, konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin gerekeceği, itirazın iptali davası neticesinde, borçlunun borcu bulunduğunun tespiti halinde ise, istihkak davasının esasının incelenmesinin ve toplanan ve toplanacak tüm deliller kapsamında bir hüküm kurulmasının gerekeceği- Alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için İİK.97/13 kapsamındaki tüm koşulların bir arada bulunmasının, buna göre üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddinin yanı sıra takibin ya da satışın ertelenmesi kararının bulunmasının ve bu kararın infaz edilmesinin gerekeceği-
İstihkak davalarının İİK’nun 97/11. maddesi gereğince genel hükümler dâhilinde basit yargılama usulüne tabi oldukları, 6100 sayılı HMK'nın 320/son maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa,davanın açılmamış sayılacağı, eş anlatımla, dosyanın takip edilmediği gerekçesiyle işlemden kaldırılmasından sonra; yeniden takipsiz bırakılırsa, doğrudan davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği-
Borçlunun başvuru ile takibin iptaline karar verildiğinden, haczin kendiliğinden düşmüş olacağı ve istihkak davasının konusuz kalacağı- Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve yargılama giderinin de dava açılmasına neden olan tarafa yükletilmesi gerektiği-
İİK. 97/13 gereğince alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddinin yanı sıra teminat karşılığında takibin ya da satışın ertelenmesi kararının da verilmesi ve teminatın da yatırılmış olmasının gerektiği, tazminat miktarının geciken miktarın %20'sinden az olamayacağına dair kanun değişikliğinin -yürürlük tarihi olan- 05.07.2012 tarihinden itibaren derhal uygulanması gerektiği-
İstihkak davasının dinlenebilmesi koşullarından birisinin de "geçerli bir alacağa dayalı takip yapılmış olması" olduğu- Davalı 3. kişinin, "takip konusu alacağın gerçek olmadığını gerçek bir alacak ilişkisi bulunmadığını, takibin danışıklı olduğunu iddia ettiği"; takip dayanağı bono 250.000,00 TL üzerinden ve nakten alınan para için borçlanılmış olduğu, bu miktar paranın ne sebeple verildiği hususunun aydınlatılmamış olduğu, borçlu hakkında takip kesinleşmesine rağmen hakkında hiçbir işlem yapılmamış olduğu görüldüğünden, öncelikle, takip konusu alacağın gerçek bir alacak olup olmadığı hususunun, mahkemece, takip dayanağı bononun düzenlenme nedeni ve tacir olan borçlu şirket kayıtlarında girdisinin olup olmadığı, borçlular ve alacaklı arasında bu borcun doğumunu gerektiren ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı, gerekirse konusunda uzman bilirkişiler aracılığı ile alacaklı ve borçluların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak saptanması gerektiği-