İstihkak davalarının İİK’nun 97/11. maddesi uyarınca genel hükümler dâhilinde basit yargılama usulüne tabi oldukları, hacizli malın değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının başlangıçta ¼’nün peşin olarak yatırılmasının gerekeceği, HMK’nun 120/1. maddesi uyarınca dava açılırken yargı harçlarının tamamının yatırılmasının gerekeceği-
Davacıların ürünlerin kendileri tarafından yurt dışından ithal edildiğini belirterek dava dilekçelerinin Eki:9-10,11-12 ve devamı maddelerinde gümrük belgeleri ve faturalarının bulunduğunu ve bu belgeleri sunduklarını belirtmiş iseler de dosya içerisinde bu belgelere rastlanmadığından,davacıların belirttikleri bu belgelerin mahkemeye sunulmasını temin ettikten sonra, konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile davacıların ve borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, davacıların dava konusu ettiklerini ileri sürdükleri açıklamalı dilekçeleri kapsamında kalan hacizli mallardan, belirtilen marka ürünlerin hangi firma tarafından ithal edildiği ve ticari defterlerine kaydedildiği araştırılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında takip alacaklısı yasal hasım olmakla birlikte, takip borçlusunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise ve duruşmalara dâhil edilmesi işin esasına etki etmeyecekse davada taraf olarak gösterilmesinin gerekmeyeceği, dava dosyanın içeriğinden borçlunun tutumunun anlaşılamadığı, borçlunun istihkak iddiasına itiraz edip etmediğinin araştırılması,borçlunun istihkak iddiasından haberdar edilmesi halinde davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği- Takip borçlusunun istihkak davasının doğrudan şartlarına etki edecek mahiyette menfi tespit davası açtığının anlaşıldığı, meefi tespit davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekeceği- Aşkın haciz iddiası ile açılan şikayet başvurusu ile istihkak davasının birleştirilmesinin hatalı olduğu, aynı dosya üzerinden yargılamaya devam edilmemesi gerektiği-
Davacı üçüncü kişi ve borçlu arasında imzalanan Finansal Kiralama Sözleşmesi ile kiralanan mahcuz malın, 3226 sayılı yasanın 15. maddesinde; kiracının, finansal kiralama konusu maldaki zilyetliğini bir başkasına devredemez hükmündeki devir yasağına rağmen bir başka adrese nakledilerek zilyetliğin devredilmesi halinde burada haciz yapılmasının ve alacaklı tarafın haczin yapılmasını istemede kötü niyetli olduğunun kabul edilemeyeceği-
Haciz yeri ile bir ilgisi olmadığı savunulan borçluya ait çok sayıda evrakın haciz yerinde bulunmasının olağan yaşam deneyimlerine aykırı olduğu, bu durumda borçlunun, haciz adresinde faaliyetini davacı üçüncü kişi şirket adı altında sürdürdüğü halde alacaklılardan mal kaçırmak için danışıklı ve kötü niyetli olarak istihkak iddiasının ileri sürüldüğünün kabulü gerekeceği-
İİK'nun 97/1. maddesi uyarınca istihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse icra müdürünün takibin devamına veya talikine karar verilmek üzere dosyayı icra mahkemesine vereceği, icra Mahkemesinin takibin devamına ilişkin kararının temyiz edilemeyeceği, takibin devamına karar verilmesi halinde mahcuz satılarak paraya çevrileceği ve bu bedelin alacaklıya ödeneceği, İİK'nun 97/10. maddesine göre ise istihkak davası neticelenmeden mahcuz mal paraya çevrilirse icra hakimi bu yargılama neticesine kadar ödenmemesi veya teminat karşılığında veya halin icabına göre teminatsız derhal alacaklıya verilmesine ayrıca karar vereceği, icra mahkemesinin takibin devamı kararı üzerine, istihkak davasına bakan icra mahkemesinden bir tedbir kararı verilmediği sürece haczedilen mahcuzun paraya çevrilerek alacaklıya ödenmesinde bir sakınca olmadığı-
Mülkiyetin tespitine ilişkin olmaları nedeniyle istihkak davasının kabulüne dair ilamların kesinleşmeden infaz edilemeyeceği-
Haciz tutanağı içeriğine göre; borçlu şahıslardan birisi haciz yerinde bizzat hazır bulunduğundan, bu durumda mülkiyet karinesinin davalı borçlu lehine, dolayısı ile alacaklı yararına olduğu ve bu yasal karinenin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle kanıtlanması gerekeceği, üçüncü kişinin anne ve babası olan borçlular ile oğul olan üçüncü kişi arasında, alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlemler yapıldığının anlaşıldığı, davacının sunduğu ve borcun doğumundan sonraki tarihlere ilişkin her zaman düzenlenmesi mümkün adi nitelikteki fatura vs. gibi belgelerle yasal mülkiyet karinesinin aksinin ispat edilemeyeceği, üçüncü kişi tarafından açılan istihkak davasının reddi gerekeceği -
Takibin taliki veya iptali davasında, temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HMK'nun 438. ve İİK'nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığı-
İstihkak davası sabit olur ve birinci fıkra gereğince istihkak iddiasına karşı itiraz eden alacaklı veya borçlunun kötü niyeti tahakkuk ederse haczolunan malın değerinin yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere itiraz eden alacaklıdan tazminat alınmasına asıl dava ile birlikte hükmolunacağı-