Davalı borçlu şirket ile üçüncü kişin şirketin organik bağ içinde olmasının tek başına muvazaanın kanıtı olarak kabul edilemeyeceği- İki şirketin iç içe girmiş tek şirket gibi yönetilip yönetilmediğinin ticari kayıtları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile, gerekirse mahallinde yaptırılacak kolluk incelemesi ile araştırılması gerektiği- Tek şirket gibi yönetildikleri belirlenirse bu kez borcun doğum tarihinden sonra alınan araç ve yine borcun doğum tarihinden sonra alınan diğer mahcuzlar yönünden alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı hareket edilip edilmediği üzerinde durulması gerektiği- Organik bağ içinde olmakla birlikte iki ayrı şirket olarak faaliyet gösterdikleri belirlenirse bu kez İİK. uyarınca, mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü ile ispat yükü altında olan üçüncü kişinin sunduğu delillerin karinenin aksini kanıtlamaya elverişli olup olmadığı üzerinde durulması gerektiği- Dava konusu 4 aracın tamamının üçüncü kişi şirket adına kayıtlı olduğu, üç tanesinin borcun doğum tarihinden önce bir tanesinin ise borcun doğum tarihinden sonra alındığı görülmekle, borcun doğum tarihinden önce alınan araçlar yönünden istihkak iddiasının kanıtlandığı gerekçesi ile davanın kabulü diğer mahcuzlar yönünden ise sunulan faturaların mahcuzlara uygunluğunun keşif ve alanında uzman bilirkişi incelemesi ile araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Davanın esastan reddine karar verildiğine göre nispi vekâlet ücretinin karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca alacak miktarından daha az olması karşısında hacizli malların tamamının değeri üzerinden hesaplanması gerektiği-
Davacı ve borçlunun boşanmaya rağmen birlikte yaşadıklarının sabit olduğu böylece İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu yararına olduğu- Gelir sahibi olduğu anlaşılan davacı 3. kişi adına borcun doğumundan önce düzenlenen fatura içeriklerinden haciz tutanağının 11.sırasındaki Buzdolabı ve 12. sırasındaki fırın yönünden karine aksinin ispatlandığının kabulünün gerektiği- İİK'nun 97/13. maddesi gereğince davanın reddi halinde alacaklı yararına tazminat takdir edilmesi için teminat karşılığı takibin taliki kararı verilmesi gerektiği, teminat şartı aranmadan tedbir kararı verildiği durumda, tazminat takdiri için gerekli teminat koşulunun gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği-
Geçerli bir haczin bulunmasının istihkak davası ile karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasında dava şartı olduğu, dava konusu borç, bozmadan sonra davalı (borçlu) tarafından ödenmekle haciz ortadan kalktığı için açılan istihkak davası ile karşı dava olan tasarrufun iptali davasında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
İstihkak davalarının İİK’nun 97/11. maddesi uyarınca genel hükümler dâhilinde basit yargılama usulüne tabi oldukları, hacizli malın değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının başlangıçta ¼’nün peşin olarak yatırılmasının gerekeceği, HMK’nun 120/1. maddesi uyarınca dava açılırken yargı harçlarının tamamının yatırılmasının gerekeceği-
Davacıların ürünlerin kendileri tarafından yurt dışından ithal edildiğini belirterek dava dilekçelerinin Eki:9-10,11-12 ve devamı maddelerinde gümrük belgeleri ve faturalarının bulunduğunu ve bu belgeleri sunduklarını belirtmiş iseler de dosya içerisinde bu belgelere rastlanmadığından,davacıların belirttikleri bu belgelerin mahkemeye sunulmasını temin ettikten sonra, konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile davacıların ve borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, davacıların dava konusu ettiklerini ileri sürdükleri açıklamalı dilekçeleri kapsamında kalan hacizli mallardan, belirtilen marka ürünlerin hangi firma tarafından ithal edildiği ve ticari defterlerine kaydedildiği araştırılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında takip alacaklısı yasal hasım olmakla birlikte, takip borçlusunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise ve duruşmalara dâhil edilmesi işin esasına etki etmeyecekse davada taraf olarak gösterilmesinin gerekmeyeceği, dava dosyanın içeriğinden borçlunun tutumunun anlaşılamadığı, borçlunun istihkak iddiasına itiraz edip etmediğinin araştırılması,borçlunun istihkak iddiasından haberdar edilmesi halinde davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği- Takip borçlusunun istihkak davasının doğrudan şartlarına etki edecek mahiyette menfi tespit davası açtığının anlaşıldığı, meefi tespit davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekeceği- Aşkın haciz iddiası ile açılan şikayet başvurusu ile istihkak davasının birleştirilmesinin hatalı olduğu, aynı dosya üzerinden yargılamaya devam edilmemesi gerektiği-
Davacı üçüncü kişi ve borçlu arasında imzalanan Finansal Kiralama Sözleşmesi ile kiralanan mahcuz malın, 3226 sayılı yasanın 15. maddesinde; kiracının, finansal kiralama konusu maldaki zilyetliğini bir başkasına devredemez hükmündeki devir yasağına rağmen bir başka adrese nakledilerek zilyetliğin devredilmesi halinde burada haciz yapılmasının ve alacaklı tarafın haczin yapılmasını istemede kötü niyetli olduğunun kabul edilemeyeceği-
Haciz yeri ile bir ilgisi olmadığı savunulan borçluya ait çok sayıda evrakın haciz yerinde bulunmasının olağan yaşam deneyimlerine aykırı olduğu, bu durumda borçlunun, haciz adresinde faaliyetini davacı üçüncü kişi şirket adı altında sürdürdüğü halde alacaklılardan mal kaçırmak için danışıklı ve kötü niyetli olarak istihkak iddiasının ileri sürüldüğünün kabulü gerekeceği-
İİK'nun 97/1. maddesi uyarınca istihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse icra müdürünün takibin devamına veya talikine karar verilmek üzere dosyayı icra mahkemesine vereceği, icra Mahkemesinin takibin devamına ilişkin kararının temyiz edilemeyeceği, takibin devamına karar verilmesi halinde mahcuz satılarak paraya çevrileceği ve bu bedelin alacaklıya ödeneceği, İİK'nun 97/10. maddesine göre ise istihkak davası neticelenmeden mahcuz mal paraya çevrilirse icra hakimi bu yargılama neticesine kadar ödenmemesi veya teminat karşılığında veya halin icabına göre teminatsız derhal alacaklıya verilmesine ayrıca karar vereceği, icra mahkemesinin takibin devamı kararı üzerine, istihkak davasına bakan icra mahkemesinden bir tedbir kararı verilmediği sürece haczedilen mahcuzun paraya çevrilerek alacaklıya ödenmesinde bir sakınca olmadığı-
Mülkiyetin tespitine ilişkin olmaları nedeniyle istihkak davasının kabulüne dair ilamların kesinleşmeden infaz edilemeyeceği-