6100 s. HMK.’nda 1086 s. HUMK.’nun 512. maddesine paralel bir düzenlemenin getirilmemiş olduğunu, HMK.’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılan istihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemelerinde açılabileceği (İİK. mad. 4, 50; HMK. mad. 5, 6), davanın bunların dışındaki bir yerde açılması halinde ise, yetki ilk itirazında bulunulmuşsa, yetkisizlik kararı verilmesi gerekeceği (HMK. mad. 19, 331)-
İcra mahkemesince verilen kararlar (istihkak, ihalenin feshi isteminin reddi hariç) kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden bu kararlara karşı yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamayacağı-
İstihkak davalarına umumi hükümler dairesinde ve basit yargılama usulüne göre bakılacağı, davanın açıldığı tarih ve tamamlanmış iş olduğu nazara alınarak, davada HMK’nun 320. maddesinin değil; HUMK’un 409. maddesinin uygulanacağı ve dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceği-
Dosya içeriğinden, dava konusu haczin, yargılama sırasında alacaklı vekili tarafından 24.05.2012 tarihinde takipten feragat edilmesi üzerine fek edilerek dosyanın işlemden kaldırıldığının anlaşıldığı, bu durumda konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin yerinde olduğu, ancak; iddia ve savunmalara ilişkin tüm delillerin toplanmadığı, tanıkların dinlenmediği, tüm deliller toplanarak, sonuçta davanın haklı veya haksız açılmış olmasına göre vekalet ücreti ve masrafın taraflardan hangisine yükletileceğinin saptanmasının gerekeceği, bu hususa dikkat edilmeyerek vekalet ücreti ve masraf konusunda yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Haczin, borçlunun ev veya işyerinde değil de, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmediği, üçüncü kişiye ait ev ya da işyerinde yapılmış olması halinde 99. maddenin uygulanarak alacaklıya istihkak davası açması için süre verilmesi gerekeceği-
Noter satışlarının haciz tarihinden önce yapılmış olması sebebiyle üçüncü kişinin istihkak davasının kabulüyle alacaklının karşı dava olarak açtığı tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiş ise de davacının aynı tarihli satış sözleşmeleriyle borçlunun ticari nitelikli iki aracını, kasko satış değerinden daha düşük bir bedelle satın aldığı, borçlu şirkete ait bir çok aracın da borcun doğum tarihinden sonra başka şirketlere satıldığının anlaşıldığı, tasarrufun iptaline konu olan araçların ticari mahiyette olduğu dikkate alınarak, mülkiyetleri borçlu şirket ortaklarına ait olsa da vergilerin kim tarafından ödendiği, şirket defterlerinde araçlarla ilgili kayıt bulunup bulunmadığı araştırılarak karar verilmesi gerekeceği, İİK. 280/son göz önünde bulundurulmak suretiyle bir karar verilmesi gerekeceği-
Hacizde davacı şirket temsilcisinin hazır bulunması ve davanın 7 günlük yasal hak düşürücü süre içinde açılmaması halinde süre aşımından davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Davalı borçlunun vekâletname ve mazeret dilekçesi sunarak davayı takip etme iradesini ortaya koyması halinde mahkemece mazeretin kabulüne karar verildiği halde aynı oturumda hüküm verilmişse de, borçlunun katılacağı sonraki oturumlarda, davaya karşı çıkması ya da davayı kabul beyanı kimin lehine ne miktarda vekâlet ücreti tayin edileceği konularında belirleyici olacağından ve istihkak davasını kabul etmese bile, bu kez borçlu taraf yararına vekâlet ücreti takdir ve tayin edilirken yine karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2. maddesinin özetilmesi gerekeceğinden bu hususlar dikkate alınmadan karar verilmesinini isabetli olmadığı-
Dava konusu haczin üçüncü kişinin borçlunun alt yüklenicisi olarak çalıştığı yerde yapıldığı, mahcuzların da yine üçüncü kişi tarafından yapılıp teslim edilen eşyalar olduğu, ancak davacının buradaki iş yerini borçludan devraldığı, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğü gerekçesi ile davanın reddi ile istihkak iddiasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Haciz, hüküm kesinleşmeden ortadan kalktığından istihkak davasının konusuz kalacağı ve bu durumda 'karar verilmesine yer olmadığına' şeklinde karar verilerek yargılama giderleri ile maktu karar ve ilam harcının ve hacizli malın değerinden daha az olan alacak miktarı üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesi gerekeceği-