Şikayetçi üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusu haciz işlemine karşı İİK'nun 96 ve devamı maddelerine göre açılmış istihkak davası niteliğinde olup, istemin şikayet olarak nitelendirilip hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Mahkemece yapılması gereken işin; öncelikle, borçlu ve üçüncü kişi şirketlerin ilk kuruluşlarından itibaren tüm ticaret sicil ve SGK kayıtlarının getirtilerek iki şirket arasındaki organik bağı araştırmak, haciz mahallinde kolluk aracılığı ile inceleme yaptırıp, Vergi Dairesi’ndeki kayıtlar üzerinden haciz adresinde, haciz tarihinden itibaren geriye doğru kimlerin faaliyet gösterdiğini de araştırarak, toplanacak delillerin sonucuna göre muvazaanın bulunup bulunmadığını tayin etmek olması gerekeceği, bu şekilde yapılan araştırmalar yeterli olmadığında şirketlerin ticari kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırıp sonucuna göre borcun doğum tarihinden sonra alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı işlemler yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi gerekeceği, muvazaanın bulunmadığı sonucuna varılırsa, bu kez üçüncü kişinin sunduğu faturaların gerçekliği, bunların mahcuzlara uygunluğu, konuları keşif ve bilirkişi incelemeleri ile tespit edilmesi, bu sırada alıcı ve satıcı firmaların ticari kayıtlarına, ödeme vb. hususlara da bakılması, davanın açıldığı tarihe göre haklılık durumunun değerlendirilmesi gerekeceği-
İstihkak davasının "kısmen kabul, kısmen reddine'' dair hüküm kurulmuşsa da infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde açık ve anlaşılır bir biçimde usulün aradığı nitelikleri haiz bir karar verilmediğinden mahkeme kararının bozulması gerektiği-
Davacı ve borçlu şirketlerin aynı alanda faaliyet göstermeleri ve ortaklarının soyadlarının aynı olması nedeni ile organik bağ içinde olmaları tek başına muvazaayı göstermeyeceği- İspat yükü altında olan üçüncü kişinin mahcuza ilişkin sunduğu faturanın ticari defterlerde kaydının bulunduğu, ödemelerin yapıldığı, mahcuza uyduğu yönünde bilirkişi tarafından görüş beyan edildiği görüldüğünden, mahkemece ticaret sicil ve vergi kaydını getirterek faaliyet adreslerinin belirlemesi, satıcı firmanın ticari kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davacının ticari kayıtları üzerinde yaptırılmış bulunan inceleme sonuçları ile karşılaştırmak, fatura gerçekse bu kez alanında uzman bilirkişi eşliğinde yapılacak keşif incelemesi ile mahcuzun tüm ayırt edici özelliklerini belirleyerek fatura kapsamında kalıp kalmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
Davacı şirket ortağı, haciz sırasında iş yerini ve içindeki malları borçludan satın aldığından, borcun doğum tarihinden sonra alacaklıdan mal kaçırmak için muvazaalı iş yeri devri yapıldığının kabulü gerekeceği; devir gerçek kabul edilse bile İİK'nun 44. maddesindeki gereklerin yerine getirildiğinin iddia ve ispat edilememesi karşısında devralanın da işletmenin borçlarından sorumlu olacağı-
Uyuşmazlık, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkına dayalı olarak ileri sürdüğü istihkak iddiasına alacaklı tarafın itiraz etmesi üzerine İİK’nun 97/1. maddesi uyarınca İcra Müdürlüğü'nün İcra Mahkemesi'nden takibin taliki ya da devamı konusunda bir karar verilmesi isteğine ilişkin olup, "takibin devamına veya ertelenmesine" karar verilmekle yetinilmesi; açılmış bir "istihkak davası" varmışçasına inceleme yapılarak haczedilen mallar üzerindeki 3. kişinin istihkak iddiasının kaldırılmasına karar verilmemesi gerekeceği-
Dava konusu haciz üçüncü kişi şirketin faaliyet gösterdiği adreste yapılmış ve hacizde borçluya ait bazı belgeler ele geçmiş olup, buna göre öncesinde borçlunun da aynı adreste faaliyet gösterdiğinden, İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekeceği-
İcra müdürünün haciz talebini yerine getirmemesi, bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olup, bu konudaki şikayetin, İİK. nun 16/2.maddesi uyarınca süreye de tabi olmadığı-