İstihkak davasının kabulüne ilişkin kararların, tesbit ilâmı niteliğinde olduğundan 12.11.1979 tarih ve 1-3 sayılı İBK. uyarınca kesinleşmeden infazının mümkün olmadığı- Somut olayda, istihkaka ilişkin mahkeme kararına dayanılarak menkullerle ilgili haczin kaldırılması ve menkullerin iadesi talep edildiğinden, buna ilişkin istihkak davasının kabulüne dair karar kesinleşmeden işlem yapılamayacağı-
İcra mahkemesi tarafından borçlunun meskeniyet şikayetinin kısmen reddine  karar verildiği halde alacaklı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu-
3. kişilerin tarafı olmadıkları takipteki hacizlerin kaldırılmasını şikayet yoluyla icra mahkemesinden talep etmesinin hukuki dayanağının olmadığı-
2004 sayılı İİK'nun 97/13. maddesinde: "İstihkak davası üzerine takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunur...” düzenlemesinin yer aldığı, ancak 02.07.2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanun'un 19. maddesi ile tazminat oranının % 20 olarak değiştirildiği, bu durumda 02.07.2012 tarihinde 6352 sayılı Kanun'un 19. maddesi ile yürürlüğe giren bu değişiklik nedeni ile bu tarihten itibaren tazminat oranının % 20 olarak uygulanması gerekeceği-
İcra hukuk mahkemelerinde açılan istihkak davalarının, icra takip dosyalarına bağlı davalardan olduğu, yeniden vekalet sunulmasına gerek olmadan takip dosyasındaki vekalet ilişkisi esas alınarak istihkak davasının yargılamasına başlanacağı ve sonuçlandırılacağı- Haciz sırasında hazır bulunmayan ve dava konusu menkullerin haczine ilişkin tutanağın İİK’nun 103.maddesi uyarınca tebliğ işlemi de kendisine yapılmayan borçlunun, istihkak iddiasına karşı çıkıp çıkmadığının anlaşılamayacağı, bu kapsamda; mahkemece, borçluya yöntemince çıkartılacak açıklamalı davetiye ile davaya katılma olanağı sağlanması, duruşmaları takip etmesi halinde istihkak iddiasına karşı tutumunun belirlenmesi, varsa delilleri de toplanarak yargılamaya devam edilmesi gerekeceği- İstihkak davalarının İİK’nun 97. maddesi gereği genel hükümlere göre görüleceği ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi ile (1) sayılı tarifedeki nispi esas üzerinden harca tabi olduğu, hal böyle olunca, alacak tutarı ile haczedilen dava konusu mahcuzların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4'ü anılan Kanun'un 28. maddesi uyarınca peşin olarak alındıktan sonra yargılamaya devam olunması gerekeceği-
3. kişinin haczedilen paranın kendisine ait olması nedeniyle haczin kaldırılması istemi, istihkak iddiası niteliğinde olup, buna ilişkin dava ise, en geç haczedilen para alacaklıya ödeninceye kadar açılabileceğinden (İİK'nun 97/9.fıkrası gereğince) başvurunun istihkak davası olarak vasıflandırılmasının mümkün olmadığı, bu aşamadan sonra 3. kişinin iddiasını, ancak genel mahkemede açacağı bir istirdat davasında ileri sürmesinin mümkün olduğu-
Somut olayda, şikayetçinin, velayeti kendisinde bulunan çocuklarına velayeten icra mahkemesine yaptığı başvuru, çocukların babası olan borçlunun ölümünden sonra haczedilen emekli ikramiyesi ile yetim aylığının, çocuklar tarafından mirasın reddedilmesi ile beraber terekeye dahil olmaması nedeniyle çocuklara ait olduğu, bu nedenle borçlunun borcundan dolayı haczedilemeyeceği gerekçesiyle haczin kaldırılmasından ibaret olup, yetim aylığına konulan haciz, bizzat şikayetçinin hukukunu ilgilendirdiğinden, şikayetçinin haczin kaldırılmasını istemekte hukuki yararı olduğu-HMK.'nun 33. maddesi gereğince, başvurunun hukuki tavsifi hakime ait olup, iddianın yukarıda özetlenen içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle başvurunun istihkak davası niteliğinde olduğu, o halde mahkemece, şikayetçinin haczin kaldırılması isteminin istihkak davası olarak vasıflandırılıp, noksan harcı da tamamlatılmak suretiyle yargılamanın istihkak davası kapsamında sürdürülerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İcra Müdürlüğü'nce, icra dosyasının İcra Mahkemesi'ne gönderilmesi üzerine, İcra Mahkemesi'nce yapılacak inceleme üzerine, takibin devamına veya ertelenmesine karar verilmekle yetinilmesi gerektiği, bu inceleme yapılırken İcra Mahkemesi'nce duruşma açılabilir ise de açılmış bir istihkak davası varmışçasına, esastan inceleme yapılarak haczedilen mallar üzerindeki 3. kişinin istihkak iddiasının kaldırılmasına karar verilemeyeceği- 3. kişinin İİK'nun 97/6. maddesi gereğince istihkak davası açma hakkının bulunduğu-
Davacı 3. kişi şirketin, takip borçlusu Ltd Şti'nin ve dava dışı Enerji .. San. ve Tic. A.Ş'nin ilk kuruluşundan itibaren adresleri, hisse ve ortak değişiklikleri dahil tüm ortak yapıları ve yetkili temsilcileri dahil tüm ticaret sicil kayıtlarının, davacı şirketin tüm çalışanlarını gösterir SGK kayıtlarının ve davacı şirketin ortaklarının SGK kayıtlarının getirilerek incelenmesi, faaliyet konusu muhasebe ve mali danışmanlık olan davacı şirketin dava dışı şirketler .....A.Ş. ve .....Ltd Şti'ne bu türden bir hizmet verip vermediğinin, verildi ise hangi tarihler arasında bu şirketlerin davacı şirketle çalıştığının belirlenmesi için ilgili yerlerden buna dair kayıtların getirtilmesi ve bu araştırmalar sonucu elde edilecek bilgi ve belgelerin dosyada bulunan diğer deliller ile birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçi üçüncü kişinin , haczedilen alacağın kendilerine ait olduğu iddiasına dayanan icra mahkemesine başvurusunun, bu hali ile İİK'nun 96 ve devamı maddelerine göre açılmış istihkak davası niteliğinde olup, icra mahkemesine öncelikle şikayet olarak başvurulmasının, HMK'nun 33. maddesinde yer alan hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu kuralı karşısında sonuca etkili olmadığı-