Hisse senetleri üzerinde mülkiyet iddiasında bulunan 3. kişi konumunda olmayan bankanın şikayet yoluna başvuramayacağı- Bankanın hisse senetlerinin haczedilmesinin bankayı etkileyecek olmasının, bankanın şikayet yoluna başvurmakta hukuki yararının olduğunu göstermeyeceği-
Üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davasında, davacı ve satıcı firmaların ticari kayıtları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile faturaların gerçek olup olmadığı, daha sonra ise yine uzman bilirkişi refakatinde mahallinde yapılacak keşif incelemesi ile dava konusu mahcuzların faturalardaki mahcuzlara uygunluğu denetlenerek tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği--
Sonradan yapılan itiraz üzerine ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının kesinleşen hacze etki etmeyeceği-
Üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı istihkak davası, 6100 sayılı HMK yürürlüğe girdikten sonra açılmış olup, bu Kanunda 1086 sayılı HUMK’nun 512. maddesine paralel bir düzenleme getirilmediğinden, İİK’nun yetkiye ilişkin 4, 50. maddeleri ve 6100 sayılı HMK’nun 5, 6. maddeleri uyarınca genel yetki kuralının uygulanması gerekeceği, buna göre, istihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemelerinde açılmasının mümkün olduğu-
Üçüncü kişinin açtığı “istihkak” davasında, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7/2. maddesine göre, davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunacağı düzenlendiğinden, mahkemece, davalı alacaklı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Davacı üçüncü kişi mahcuzları satın aldığından ve dava konusu menkulleri hacizli olarak satın alması işin esasına yönelik bir husus olduğundan, iddianın ileri sürülüş şekline göre üçüncü kişinin taraf sıfatının bulunduğu ve mahkemece üçüncü kişinin açtığı bu istihkak davasına yönelik uyuşmazlığın esası hakkında olumlu-olumsuz karar verilmesi gerekeceği, davacının aktif husumet yokluğu olmadığından davanın reddinin isabetsiz olduğu-
Üçüncü kişinin açtığı "istihkak" davasında, dava konusu haczin yapıldığı yere ilişkin tapu kaydının, borçludan önce haciz adresinde faaliyet gösteren şirketin ilk kuruluşundan itibaren tüm ticaret sicil kayıt örneklerinin ve davacının dayandığı kira sözleşmeleri ile kira bedellerinin ödenmesi ile ilgili makbuzların ve varsa banka dekontlarının temin edilmesinden sonra üçüncü kişi ile borçlu arasındaki organik bağ ve muvazaa konusunun değerlendirilmesi, alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı hareket edilmediği sonucuna varılırsa bu kez İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin kimin yararına olduğunun tayini ile sunulan delillerin ispat yükü açısından ele alınması gerekeceği--
Üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davasında, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7/2. maddesine göre, davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunacağı düzenlendiğinden, mahkemece, davalı alacaklı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Üçüncü kişilerin ileri sürdüğü istihkak iddiasında, mahkemece, davacının dayandığı faturayı düzenleyen firmanın üretici ya da mahcuzu ithal eden şirket olup olmadığının belirlenerek bundan sonra faturanın ispat gücünü değerlendirmek gerektiği-