İİK’nın 96 ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenen istihkak iddiasına ilişkin koşulların menkul mallar için uygulanacağı, taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması isteminin icra memurunun işlemine yönelik şikayet mahiyetinde olduğundan, şikayet koşulları doğrultusunda çözümlenmesi gerekeceği- Başvurunun, taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemine ilişkin olup, şikayet mahiyetinde olduğu, o halde, mahkemece şikayetin reddi ile maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin bozmayı gerektireceği, ne var ki bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Haciz yapılan otelin üzerinde bulunduğu taşınmazda ipotek alacaklısı durumunda olan üçüncü kişi banka aynı zamanda taşınmazın maliki olduğundan ipotek şeklen mevcut olup hükümlerinin askıda olduğu, buna karşın malik ve ipotek alacaklısı sıfatlarının birbirinden ayrılması hâlinde uyuyan ipotek hakkının hüküm ve sonuçlarını tekrar doğurmaya başlaması mümkün olduğu- Davacı üçüncü kişinin haczolunan taşınırlar için ipotek hakkına dayanarak İİK m. 83/c'den yararlanmasının mümkün olmadığı- Takip dosyasında taraf olmayan üçüncü kişinin taşınır haczinin kaldırılmasını şikâyet yoluyla da isteyemeyeceği- Üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusu istihkak davası niteliğinde olup, icra mahkemesine şikâyet olarak başvurulmasının sonuca etkili olmayacağı gözetilerek icra mahkemesince davacı üçüncü kişi dava dilekçesinde de belirttiği üzere mülkiyet hakkına dayanarak mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılması talebinin istihkak davası olarak görülüp sonuçlandırılması gerektiği-
İlk Derece Mahkemesince karar-ilam harcı, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden diğer davalı ile birlikte sorumlu tutulan davalı/borçlu ...................' in kararı istinaf etmekte hukuki yararı olduğu açıkça ortada iken istinaf talebinin aleyhine hüküm kurulmadığı gerekçesi ile reddinin hatalı olduğu-
Gerekçeli kararının şikayetçi vekili yerine şikayetçi asile tebliğ edildiği anlaşıldığından, gerekçeli kararın şikayetçi alacaklı vekiline usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi gerektiği-
Haciz tutanağında haczedilen malın ne olduğunun açıkça yazılmadığından geçerli bir haciz işlemi olmadığı- 3. Kişinin haczedilmezlik şikayetinin kısmen kabulüne dair karar üzerine istinaf mahkemesinde geçerli bir menkul haczi işlemi bulunmadığından şikayetçinin haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında hukuki yararı da bulunmadığına dair karar verildiği- Kesinleşen mahkeme kararı ile de davaya konu haczin geçerli bir haciz olmadığına karar verildiğinden, davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava, üçüncü kişinin İİK'nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davası ile alacaklının karşı dava olarak İİK'nın 97/17. maddesi gereğince açtığı tasarrufun iptali talebine ilişkindir...
Mahkemece, yerinde keşif yapılmak sureti ile inceleme yaptırılarak, haczedilen menkullerin seri no vs ayırtedici özellikleri bulunup bulunmadığı yerinde belirlenerek mahcuzların davacının dayandığı faturalarda belirtilen menkuller olup olmadığının netleştirilmesi, faturaların ticari defterlere işlenip işlenmediği ve fatura bedelinin ödenip ödenmediğinin ticari defter ve kayıtlara göre araştırılması, öte yandan kira bedeli ödemelerinin defter kayıtlarında yer alıp almadığının belirlenmesi için ek bilirkişi raporu alınması, ondan sonra dosyadaki diğer bilgi ve belgeler de dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekeceği- Üçüncü kişinin davaya konu takip dosyasında taraf olmayıp, anılan hacizde üçüncü kişi sıfatına sahip olduğu, bu nedenle, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emrinin tebliğ edildiği adres ile haciz işleminin yapıldığı adresin farklı olması, haczin yapıldığı adresin borçlunun ticaret sicil kaydında yer alan adresi olmaması, haczin yapıldığı adresin davalı 3. kişinin adresi olması, haciz mahallinde borçlunun yetkilisi veya çalışanının bulunmaması, haciz mahallinde davalı 3. kişinin çalışanının hazır bulunması birlikte değerlendirildiğinde, mahcuzların 3. kişinin yedinde haczedildiğinin kabul edilerek İİK'nın 99. maddesindeki düzenlemeye göre istihkak davası açmak üzere alacaklıya süre verilmesine dair işlemin hukuka uygun olduğu, haciz mahallinde borçluyla ilgili belgelerin bulunması, borçlu ve 3. kişi arasında organik bağın bulunması gibi iddia ve delillerin usulüne uygun açılacak istihkak davasında değerlendirilmesi gerektiği-
"492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 36. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının Anayasa'nın 13 ve 35. maddelerine aykırı bulunup Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olduğundan, mahkemelere, hakimlere, C. savcılarına ve icra ve iflas dairelerine herhangi bir sebeple teslim edilen özel hukuk kişilerine ait paraların nemalarının (faiz, ikramiye vesair menfaatlerinin) Devlet'e ait olamayacağı, bu paraların hak sahibi olan alacaklılara neması ile birlikte ödenmesi gerekeceğine" ilişkin Anayasa Mahkemesi Kararı-
Davalı alacaklının yerleşim yerinin İstanbul olduğu, asıl takibin İstanbul’da yapıldığı, davanın ise davacının adresi olan Malatya'da açıldığı, asıl icra takibinin yapıldığı ve davalının ikametinin bulunduğu İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu, mahkemece yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, haczin yapıldığı yerin yetkili olduğuna ilişkin düzenlemenin yeni HMK düzenlemesi nedeniyle geçerliliğini yitirdiği-