Dava konusu 20.10.2015 tarihli haczin, borçluya ödeme emri tebliğ edilen adreste veya dayanak belge adresinde yapılmamış, borçlu haciz sırasında hazır bulunmamış, borçlu adına belge ele geçirilmemiş olduğu- Haciz yapılan mahallin borçlu şirketin eski deposu olduğu, borçlu şirketin faaliyet adresinin farklı olduğu, mahcuzun üçüncü kişinin elinde haczedildiğinin kabulü gerektiği- Buna göre mülkiyet karinesinin davacı 3. kişi lehine olup, davanın İİK m. 96 gereğince 3. kişi tarafından açılması ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı- Mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerektiği- Davalı alacaklının dayandığı deliller karinenin aksini ispata yeterli görülmediği-
Botaş ile borçlu arasında yapılan sözleşmenin 7. maddesi incelendiğinde; taahhüdün yerine getirilmesine ilişkin her türlü vergi, resim, harç, yapı kullanım izin belgesi giderleri vb. giderler ile ulaşım, sözleşme kapsamındaki her türlü sigorta giderleri, sözleşme bedeline dahil olduğu, ilgili mevzuatı uyarınca hesaplanacak KDV'nin sözleşme bedeline dahil olmayıp, idare tarafından yükleniciye ödeneceğinin düzenlendiğinin, sözleşmede hakediş kapsamında alacak niteliğinde olmayan KDV'nin açıkça temlik sözleşmesine konu edilmediğinin, ayrıca İİK'nun 97/13. maddesine göre alacaklı lehine tazminat koşulları gerçekleşmediğinin anlaşıldığı-
İcra dosyasına süresinde bildirilen istihkak iddiası ile yasada öngörülen hak düşürücü dava açma süresinin kesileceği- İstihkak iddiası üzerine İcra Müdürlüğü tarafından İİK.'nin 97/1 maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekeceği- İİK.'nin 97/1 maddesinde öngörülen prosedürün işletilmesi halinde, icra mahkemesinin takibin devamına veya ertelenmesine ilişkin kararının 3. kişiye tefhim ya da tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde istihkak davasının açılması gerekeceği- Bu karar tefhim veya tebliğ edilmediği takdirde hacizli mal satılıp bedeli alacaklıya ödeninceye kadar 3. kişi tarafından istihkak davası açılabileceği-
Davacı üçüncü kişi vekilinin dava dilekçesinde dayandığı adi yazılı kira sözleşmesi ekinde "...A.Ş.'ye ait envanter defteri" yer aldığından, kira sözleşmesinin yapıldığı şirkete ait ticari defterlere de dayanıldığının kabulü gerektiği- Davacı vekili yargılama sırasında kira sözleşmesinin tarafı olan A.Ş.'nin ticari defterlerinin incelenmesini talep etmiş olup icra takip dosyaları, ağır ceza mahkemesindeki beyanlar, kira sözleşmesi, sunulan makbuzlar, faturalar, banka dekontu ile dinlenen tanıklar ve bilirkişi raporu gözetildiğinde, mülkiyet karinesinin borçlu (dolayısı ile alacaklı) lehine olmadığı- Hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olarak tarafların gösterdiği tüm deliller toplanarak sonucuna göre istihkak davasında bir karar verilmesi gerektiği- "Adi yazılı kira sözleşmesinin her zaman düzenlenebileceği, ödemelerin kira sözleşmesine uygun olmadığı, uyuşmazlıkla ilgili olmayan tarım ilaçları ve gübre alımı ile ilgili faturaların delil olamayacağı, takip borçlusunun ağır ceza mahkemesindeki beyanlarının eski tarihli olduğu, ticari defterlerin incelenmesinin sonuca bir etkisinin bulunmadığı" görüşünün ise HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Dava konusu haczin, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği adreste yapılmış olduğu, ticaret sicil kayıtlarına göre, üçüncü kişi, haciz yapılan adreste, haciz tarihinden önce faaliyete başlamış ise de, anılan yerde borçlu şube olarak faaliyet gösterirken 19.4.2016 tarihinde şubenin kapatılmış olduğu- Bu durumda, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; İİK.'nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, davanın İİK.'nin 99. maddesi gereğince alacaklı tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı- Bu yasal karinenin aksinin davalı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği- Davacının delil olarak dayandığı borcun doğumundan sonraya ilişkin ayırt edici özellikleri bulunmayan faturaların, karinenin aksi için yeterli görülmediği-
İstihkak davasında, davacı tarafça ticari defterler sunulmamış, bir kısım faturaların ibraz edilmiş olduğu; faturalar, vergi kaydı ve ticaret sicili kayıtları tek başına işyerinin kayıt sahibi kişiye ait olduğunun kanıtı olmadığı, çünkü vergi kaydı ile bu kayda dayanılarak verilen vergi levhası, vergi dairesince işe başlanıldığına ilişkin olarak düzenlenen yoklama fişi ve ticaret sicil kayıtları başvuran her kişi adına düzenlenmesi olanaklı belgelerden olduğu, yine bir kısım mahcuzların sunulan fatura içeriği ile uyumlu olduğu bilirkişi tarafından tespit edilmiş ise de, sadece muavin defterinde kayıtlı olması, diğer defterlerin sunulmamış olması sebebi ile ispat açısından yeterli olmadığı, haciz mahallinde borçluya ait belgelerin bulundurulmasının ortaklığından ayrıldığı şirketin bir kısım belgelerin uhdesinde tutulmasının basiretli tacir olarak hareket edilmesinin sonucu olduğu beyan edilmiş ise de, haczin 2020 yılında yapıldığı, kaşenin ve sair evrakların uhdede tutulmasının geçerli sebebi olamayacağı, bir dönem aynı adreste faaliyet gösterilmiş olması, faaliyet konularının aynı olması, borçlunun değişmeden önceki unvanı ile davacı şirketin unvan benzerliği gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde istihkak iddiası kanıtlanamadığından, (davanın reddi) yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen, mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğu yönündeki hatalı gerekçe ile ‘davanın kabulüne’ yönelik hüküm kurulmasının isabetli olmadığı-
İcra ve İflas Kanunu'nda, icra müdürünün görevleri ve yetkilerinin sayıldığı, "yatırılan paraların nemalandırılacağına" ilişkin İİK'nın 134. maddesindeki özel düzenleme dışında açık şekilde bir düzenlemeye yer verilmediği - İİK ve sair mevzuatta ' İcra Müdürlüğü'ne yatırılan paraların hangi durumlarda ve nasıl nemalandırılacağı' nın tahdidi olarak sayıldığı - Borçlu vekilince nemalandırılması talep edilen dosyada "teminat olarak yatırılan 3 aylık kira bedelinin, nemalandırılması kanunen gereken meblağlar arasına girmediği"-
Şikayet dilekçesinde husumet yöneltilen şahsın şikayet edilen şirketin yetkilisi olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesi karar başlığında şikayet edilen şirket yetkilisi olarak yer almasının doğru olduğu, taşınmaz mülkiyetinin borçluya ait olmasının içinde yer alan menkuller yönünden 3. kişilerin istihkak iddiasında bulunmasına engel olmadığı, haciz sırasında borçluların haciz mahallinde bulunmadığı, haciz mahallinde borçlulara ait evraka rastlanmadığı, ödeme emri tebligatının da haciz adresinde tebliğ edilmediği, alacaklının sair iddialarının alacaklı tarafından açılan istihkak davasında incelenecek olup, işbu şikayet uyuşmazlığında değerlendirilemeyeceği-
Haczin borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olan ve ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmış olması nedeniyle mülkiyet karinesinin borçlu dolayısı ile alacaklı yararına olduğu, borçlu şirketin çalışanlarının işçilik alacaklarından kaynaklanan yüklü miktarda takip çıkışlarının olduğu, borçlunun ticari faaliyetini sürdürmesi için fabrikasında gerekli olan tüm esaslı makine tesisatını üçüncü kişiye fatura ettiği, ancak fabrikada bulunan menkulleri teslim için makul süre bulunmasına rağmen teslim alınmadığı, karinenin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından ispat edilemediği dolayısıyla davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, haciz yapılan adresin borçlu şirketin ticaret sicil kayıtlarında ve takibe konu edilen çeklerdeki şirket kaşesi üzerinde yer alan adresi olduğu, haczin borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığı, haciz mahallinde borçlu şirket yetkilisinin hazır olduğu, buna göre mülkiyet karinesi borçlu yani alacaklı lehine olup ispat yükünün davacı 3. kişi üzerinde olduğu, devir işleminin borcun doğum tarihinden sonraki bir tarihte yapıldığı, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından her ne kadar yapılan devir işleminin mevzuata uygun yapıldığı bildirilmiş ise de yapılan devre ilişkin verilen onay işlemleri ile diğer işlemlerin tek başına davacının davasını ispata elverişli kabul edilmediği, haczedilen hayvanlara ait kulak küpe numaralarının davacı adına kayıtlı işletmede yer almadığı, ...... Asliye Hukuk Mahkemesinin .......... Esas ............. Karar sayılı ............. tarihli dosyasında verilen tasarrufun iptaline ilişkin dava dosyası içeriği de diğer deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; borçlu şirket ile davacı 3. şahıs arasında organik bağ bulunduğu ve devir işleminin alacaklıdan mal kaçırma kastı ile gerçekleştirildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-