Alacağın temlikinin mutlaka icra dairesinde düzenlenmesi gerekmediği- Adi yazılı şekilde yapılmış alacağın temliki sözleşmesi daha sonra sunulmuşsa da, temlik alan tarafından temlik sözleşmesindeki yükümlülüğün yerine getirilerek dosya alacağının daha önce temlik edildiği banka dekontu ile sabit olduğundan, dosya alacağının haciz tarihinden önce temlik edildiğinin kabulü gerektiği- Belirtilen banka dekontu karşısında, alacağın temliki sözleşmesinin icra müdürlüğüne sonradan sunulmasının sonuca etkili olmadığı- Temlik edenin icra dosyasında bir alacağı kalmadığından, haciz işleminin usulsüz olduğu- "Alacağın temliki sözleşmesinin her zaman düzenlenebileceği, banka dekontunun temlikin daha önce düzenlendiğini doğrulamadığı, temlik sözleşmesinden önce dosya haciz müzekkeresi, icra dosyasına şerh edildiğinden haciz işleminde bir usulsüzlük olmadığı, şikâyet yolu ile haczin kaldırılmasının istenemeyeceği, temlik alacaklısının ancak istihkak davası yolu ile dosya alacağı üzerinden haczi kaldırtabileceği"  şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Mahkemenin " haciz tarihi itibariyle yapılan iş ve ödeme miktarları da göz önünde bulundurularak mahcuzların mülkiyetinin davacı 3. kişiye geçip geçtiği anlaşıldığından davacının istihkak davasının kabulüne" şeklindeki, anlam bütünlüğü bulunmayan ve tek cümleden oluşan gerekçenin, 6100 Sayılı HMK' nun 27. ve 297. maddelerinde açıklanan nitelikte bir yasal gerekçeyi içermediği- Mahkemece bir bütün olarak davacının istihkak davasının kabulüne karar verilmiş ise de, davanın esası hakkında asıl ve birleşen dosyalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmadığı gibi, asıl ve birleşen dosyalarda farklı tarihlerde haczedilen menkuller yönünden de istihkak iddiasında bulunulduğu halde bunları da kapsayacak bir hüküm kurulmamasının hatalı olduğu- İstihkak davasının konusu "menkul mallardan" oluşmasına rağmen hüküm yerinde "taşınmazlar üzerindeki" hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu- Yargılama giderlerine mahkemece re'sen hükmedileceği- Davanın esasına yönelik karar verildiğine göre; hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak tazminata, harca ve nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece, üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında, davanın reddine karar verildiğinden, davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davasında, başlangıçta mevcut olan hukuki yararın ortadan kalktığı, açıklanan nedenlerle, tasarrufun iptali davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Haciz sırasında haciz mahallinde bulunan ..........’in tanık olarak ifadesinin alınması ile yetinildiği haciz de görevli icra memurunun beyanı alınmadan karar verildiğinden, hacizde görevli icra memurunun tanık olarak ifadesinin alınması, ifadesi alınırken diğer tanık ........’in "İcra Memurlarının lobide oturduğu, yerinde keşif yapmadığı, hacze konu televizyonları görmeden tahmine dayalı beyanda bulundukları" şeklindeki ifadesi de hatırlatılarak haczin yapıldığı otel odalarının gezilmek sureti ile mi mahcuzların özelliklerinin yazıldığı, yoksa tahmine dayalı hacze konu televizyonların arka kısımlarına bakılmadan mı yazıldığı hususlarının netleştirilmesi; ayrıca 2012 yılı defterlerinin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması karşında bilirkişi raporunda yer verilen 2015 tarihli defterleri sunulmadığından bahisle defterlerin sahibi lehine delil teşkil etmeyeceğine ilişkin kısmın hukuka aykırı olduğuna ilişkin itirazların da değerlendirilmesi, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte incelenerek karar verilmesi gerekeceği-
Davacı alacaklı vekili hile ve tehditle alınan kabul beyanından rücu ettiklerini, .............. Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulduğunu belirtilmiş olup dosya kapsamında yer alan .............. Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ........... ve ........... sayılı soruşturma dosya suretlerinin tetkikinde, davacı vekillerinin görevden dolayı birden fazla kişiyle birlikte geceleyin silahlı tehdit suçlamaları ile davalı üçüncü kişi şirket yetkilileri ile davalı borçlu hakkında suç duyurusunda bulunduğu, davacı alacaklının da davalı üçüncü kişi şirket ortak ve yetkilileri ile borçluya karşı örgütlü nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, gece vakti birden fazla kişi tarafından silahla tehdit suçlamaları ile şikayette bulunduğu, belirtilen soruşturmaların devam ettiği görüldüğünden, mahkemece öncelikle şikayet talebi değerlendirilecek olsa da, davacı alacaklı tarafından istihkak iddiasının kabulünün şikayet ile birlikte istihkak davasının şartlarına da doğrudan etki edeceği için mahkemece davacı alacaklı ve vekilinin kabul beyanının rücu edilmesine ilişkin olarak dayandıkları soruşturma dosyaları araştırılarak iddianame hazırlanıp hazırlanmadığı, ceza davası açılıp açılmadığının değerlendirmeye alınması ve istihkak iddiasının kabul beyanının irade sakatlığı sonucu gerçekleşip gerçekleşmediğine etki edecek bir durum olup olmadığının değerlendirilmesi ayrıca, davacı tarafça kabul beyanın iptali için dava açılıp açılmadığının değerlendirilmesi bakımından kararın bozulması gerekeceği-
Dava, üçüncü kişinin İİK'nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir...
Dava konusu haciz sırasında adreste hazır bulunan şahıs tarafından menkullerin borçlu şirkete ait olduğu ve aynı talimat icra müdürlüğünün .......... Tal. sayılı dosyasından haczedilerek bulundukları yere bırakıldığı beyan edildiğinden, İİK’nın 97/a maddesinde düzenlenen mülkiyet karinesinin borçlu lehine olduğunun kabulünün isabetli olduğu- ........... İcra Müdürlüğü'nün ......... Tal. sayılı dosyasından borçlunun ticaret sicil adresinde haczi gerçekleştirilen mahcuzlarla ilgili yine davacı üçüncü kişi şirket tarafından açılan istihkak davasında, ispat yükü üzerinde olan davacı üçüncü kişi şirketin ve borçlunun usulüne uygun tutulan defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporunda, mahcuzlara ilişkin olarak sunulan ............ tarihli fatura bedelinin davalı borçlu şirkete çeklerle ödendiği ve borçlu şirketin de aldığı çek bedelleri ile kredi borcunu ödemiş olduğunun ve dolayısıyla aralarında gerçek bir satış ilişkisinin bulunduğunun anlaşılması karşısında davacının karinenin aksini ispat ettiğinin kabulü gerekeceği-
Hangi adreste yapılan hacze konu mahcuzların dava konusu olduğu yargılama esnasında açıklığa kavuşturulmadığı gibi mahkemece talep konusu olmayan ............. tarihli hacizle ilgili karar verildiği görüldüğünden; mahkemece, 6100 sayılı HMK'nun “Hakimin Davayı Aydınlatma Ödevi” başlıklı 31. maddesi uyarınca, davacının talebi açıklattırılarak, hangi adreste ve hangi tarihte yapılan haczin dava konusu edildiğinin netleştirilmesi, haczin yapıldığı adresin net olmaması halinde gerektiğinde yerinde yapılacak inceleme ile hacze katılan icra memurunun tanıklığı ile adresin belirlenmesi ondan sonra İİK’nın 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin kimin yararına olduğunun tespiti ve sunulan delillerin de buna göre değerlendirilmesi ve dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece hükme esas alınan Yargıtay ... Hukuk Dairesi’nin ilamında, üçüncü kişi tarafından açılan davanın reddine karar verildiği oysa ki, temyiz konu dava da mahkemece alacaklının açtığı İİK 97-99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayet ve İİK 99. maddesi uyarınca açılan istihkak davasının reddine karar verildiği, bu haliyle dava üçüncü kişi lehine sonuçlanmış olacağından üçüncü kişinin istihkak iddiasının kabulü ile mahcuzların üçüncü kişiye ait olduğu sonucuna ulaşılacağı, bu durumda, üçüncü kişinin istihkak iddiasına karşı çıkan davalı borçlu aleyhine kurulmuş bir hüküm söz konusu olduğundan, borçlunun istinaf yoluna başvurmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekeceği-
İflas kararının kesinleşmesi üzerine borçlu hakkındaki takipler ve hacizler İİK’nin 193/2. maddesi uyarınca düşeceğinden, ayrıca, borçlu hakkında verilen iflas kararının kesinleşmesi üzerine; konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderleri ve nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerekeceğinden, mahkemece, iflas davasının sonucu bekletici mesele yapılarak oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekeceği-