İcra dosyasına süresinde bildirilen istihkak iddiası ile yasada öngörülen hak düşürücü dava açma süresi kesildiğinden istihkak iddiası üzerine İcra Müdürlüğü tarafından prosedürün işletilmesi gerektiği ve prosedürün işletilmemesi halinde, dava açma süresi henüz başlamayacağından 3. kişinin, hacizli mal satılarak bedeli alacaklıya ödeninceye kadar istihkak davası açabileceği-
İstihkak davasında takip miktarı veya mahcuzun değerinden hangisi az ise, o değer üzerinden nispi harç alınarak ve bu şekilde noksan harç tamamlattırıldıktan sonra karar verilmesi gerektiği-
Şikayetin ............... tarihinde süresinde yapıldığı, haczin 3. şahıs adresinde yapıldığı, zira dosyada borçlular yönünden haciz yapılan adresin hiçbir şekilde gündeme gelmediği, bu durumda İİK'nın 99. maddesinin kaideten mekan ve içindekileri ilişilmez kıldığını, 3. kişiye ait bir mekandaki mallar kaideten asıl-mütemmim cüz ilişkisi çerçevesi içerisinde 3. kişiye ait olduğunu ve geriye bu ilişkiyi alacaklı yararına hükümden düşürecek iddialar ve ispat yükü kaldığını, istinaf edenin bu yönde bir takım deliller ileri sürmüş ise de, bu delillerin yapılacak bir yargılamada öne sürülmesi ve ispatlanması gerekeceği, dolayısıyla ilk etapta mülkiyet karinesi 3. kişi yararına görülmekle mahkemenin ispat yükü dağıtımını belirleyen hükmünün yerinde olduğu-
Mahcuzlardan kanal kazıcı yönünden ibraz edilen tescil belgesi, mülkiyetin davacıya ait olduğunun açık kanıt olduğu, diğer mahcuz forkliftler yönünden ise davacının fatura ve kira sözleşmesi sunduğu, dava dışı ... firması ile yaptığı kira sözleşmesinin haciz tarihinden çok önce olduğu, bu tip iş makinelerinin çoğunun kiralama yoluyla edinildiğinin bilindiği, davacı yanın ibraz ettiği belgeler ve faaliyet adresi itibariyle mülkiyet karinesinin davacı 3. şahıs lehine olduğu, karinenin aksinin ispatına yarar bilgi ve belge bulunmadığından, istihkak iddiasının kabulüne karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı-
Taraflar arasındaki sözleşme bedeline KDV dahil olmayıp, idare tarafından yükleniciye ödeneceğinin düzenlendiği, sözleşmede yer alan hususlara vaki herhangi bir itiraz olmadığı, temlik sözleşmesinde de KDV'nin temlik edildiğine dair bir ibare yer almadığı, bilirkişi raporundaki ödeme tablolarında bugüne kadarki KDV ödemelerinin yükleniciye (borçluya) yapıldığının tespit edildiği, bu durumda, Botaş nezdinde ilgili mevzuatı uyarınca hesaplanacak KDV alacağının temlik sözleşmesi kapsamında kalmadığı-
Borçlu şirket ile dava dışı ............ Mobilya şirketi arasında organik bağ olduğu da dikkate alınarak davacı üçüncü kişinin, dayandığı işletme devri sözleşmenin denetlenmesi amacıyla davacı üçüncü kişi, borçlu ve dava dışı ............ Mobilya şirketinin ticari defter ve muhasebe kayıtları üzerinde ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile inceleme yaptırılarak, davacı üçüncü kişi ile borçlu şirket ve dava dışı ............. şirketi arasında arasında öteden beri devam eden ticari ve cari ilişki olup olmadığı; borçlu, dava dışı ............. şirketi ile üçüncü kişi arasında varsa alacak-borç durumunun belirlenmesi, delil olarak sunulan faturaların ve ödemelerin ticari defterlerde kaydının bulunup bulunmadığı ve faturalardaki malların hacizli mallara uygunluğu hususlarında yapılan ödemeler, vergi ve banka kayıtları da dikkate alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılması ve neticede bu araştırma ve inceleme sonucu elde edilen bilgiler ile dosyadaki diğer delillerin birlikte değerlendirilmesi ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisinin amacının, tüzel kişiliğin ayrılığı ilkesinin kötüye kullanılarak hukuki sorumluluktan kaçınmayı önlemek, hakkaniyeti sağlamak olduğu- Temelini Medeni Kanun m. 2'de düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından alan bu teori ile uygulamada şirketlerin tüzel kişiliğin perdesine sığınarak alacaklılarına borçlarını ödemelerinden kaçınmalarına engel olunmak istendiği- Perdeyi aralamak teorisiyle, tüzel kişiliğin ayrılığı ilkesinin kötüye kullanıldığı durumlarda farklı tüzel kişilik savunması kabul edilmeyerek perdenin arkasındaki kişi sorumlu tutulabildiği- Başka bir anlatımla perdeyi aralama teorisiyle birlikte tüzel kişinin borcundan üyelerin, üyelerin borcundan tüzel kişinin ya da ana ortaklıkla yavru ortaklıkların özdeş kılınarak sorumlu tutulmasına olanak sağlandığı-
Haciz yapılan adresin borçlunun ticaret sicil kayıtlarına göre, 26.10.2017 tarihine kadar kullandığı resmi adresi olduğu, haciz anında borçlulardan birinin önlük ile iş yaparken, diğerinin ise, kasada olduğunun haciz zaptına geçirilerek tespit edildiği, üçüncü kişi şirket yetkilisinin sonradan gelerek alacaklı vekili ile borcun ödenmesi konusunda görüşüldüğünü, bu ay sonu çek götüreceğini beyan ettiği, mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olduğu, davacı üçüncü kişinin ticari işletme ve markayı dava dışı başkaca şirketten bedeli ödenerek alındığı iddiasının, dosya kapsamından toplanan delillerle uyuşmadığı gibi, bahsi geçen devir sözleşmesi de haczin yapıldığı adrese ilişkin olmadığından, davacı tarafın istihkak iddiasını güçlü ve inandırıcı delillerle ispat edemediği-
Yargılama sırasında ileri sürülmeyen iddia ve delillerin temyizi incelemesi sırasında nazara alınamayacağı-
İlk Derece Mahkemesi kararının 17.02.2022 tarihinde taraf vekillerinin yüzüne karşı verildiği, davacılar vekili tarafından 19.02.2022 tarihinde dosyaya süre tutum dilekçesi sunulduğu, süre tutum dilekçesinde istinaf nedenlerinin gösterilmediği, gerekçeli kararın davacılar vekiline 02.03.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacılar vekili tarafından 10 günlük yasal süre içerisinde gerekçeli istinaf dilekçesinin verilmediği, gerekçeli istinaf dilekçesinin yasal 10 günlük süreden sonra 11.04.2022 tarihinde dosyaya sunulduğu, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 10 günlük süre içerisinde istinaf sebeplerini belirtir dilekçe verilmediği, ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile 'istinaf başvurusunun esastan reddine' karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-