İİK m. 97/8 uyarınca istihkak davası açılması durumunda satış isteme sürelerinin işlemeyeceği- İİK m. 99'da aksine bir düzenleme bulunmadığından, alacaklı tarafından İİK m. 99 uyarınca süresinde istihkak davası açılması durumunda da haczin düşmeyeceği ve bu nedenle istihkak davasının esasının incelenmesi gerektiği-
Dava konusu mahcuzlar üzerine 13.04.2021 tarihinde iştirak haczi uygulandığı, şikayet konusu haciz, yediemin deposunda yapılmış olup haciz borçlu veya 3. kişi ........... şirketi yokluğunda yapıldığından menkulün haczedildiğini öğrendikleri tarihten itibaren 7 gün içinde borçlu veya 3.kişinin istihkak istihkak iddiasında bulunmak zorunda olduğu, bu durumda, istihkak iddiasında bulunma süresi haczin yapıldığı tarihten itibaren değil bu haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlayacağı, kaldı ki, 3.kişinin, hacizden itibaren 7 gün içinde 19.04.2021 tarihli dilekçesinde yer verdiği; "haczedilen menkul mallar müvekkil şirkete aittir. İİK 99. maddesine göre haciz yapılmıştır." şeklindeki ifadesi ile istihkak iddiasında bulunduğu anlaşılmış olup, eldeki şikayet isteminin de 21.04.2021 tarihinde açıldığının görüldüğü, o halde, üçüncü kişi tarafından öne sürülmüş geçerli bir istihkak iddiası bulunduğundan işin esasına girilerek hüküm verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istihkak iddiası bulunmadığından bahisle müdürlük kararının iptaline karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Bölge Adliye Mahkemesinin "...harcın tamamlatılmaması doğru olmamış ise de, davanın süre aşımından reddine karar verildiğinden, anılan eksiklik sonuca etkili görülmemiştir." şeklindeki gerekçesinin Harçlar Kanunu' nun 30. maddesindeki emredici düzenlemeye açıkça aykırı olduğu- İlk Derece Mahkemesince öncelikle dava değerine yönelik olarak dava dilekçesinin açıklatılması, takip dosyasında hacizli malın değerinin tespit edilmemiş ise, Mahkemece re'sen belirlenmesi, bundan sonra hacizli malın değeri ile takip konusu asıl alacak miktarından hangisi az ise, dava değerinin ona göre tespit edilmesi, harcın eksik alındığı anlaşılırsa, Harçlar Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca gerekli yasal prosedür işletilmesi gerekirken Harçlar Kanununun 30. maddesine aykırı şekilde noksan harç ile açılan davaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu-
Üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunması ve alacaklının istihkak iddiasına itiraz etmesi nedeniyle icra müdürlüğü tarafından İİK'nın 96. ve 97. maddeleri uyarınca takibin taliki veya devamı hakkında karar verilmesi için dosyanın İcra Mahkemesine gönderildiği, uyuşmazlığın İİK 97-99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayete ilişkin olmadığı anlaşıldığından İİK 97. maddesi uyarınca takibin devamına veya talikine karar verilmesi ile yetinilmesi hususunda Bölge Adliye Mahkemesi kararının isabetli olduğu, ne var ki İİK 97/6 maddesi gereği takibin devamı veya durdurulmasına ilişkin her iki halde de dava açma yükümlülüğünün 3. kişide olduğu, takibin taliki kararının dava açma yükümlülüğünün yer değiştirmesine neden olmayacağı, bu nedenle dava açması için 3. kişiye yedi gün süre verilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, takibin talikine karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, İİK 97/6. maddesine aykırı olarak 3. kişi yerine alacaklı tarafa dava açmak üzere süre verilmesinin doğru olmadığı-
Talep, İİK 97-99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayet ile terditli olarak ileri sürülen istihkak iddiasının reddi istem- Alacaklı vekili tarafından alacağın haricen tahsil edilmesi nedeniyle hacizlerin kaldırılmasının talep edildiğinden şikayet ve davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ve davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderleri ile vekalet ücreti takdirine karar verilmesi gerektiği-
Talep, İİK 97-99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayet istemine ilişkindir...
İstihkak davasının dinlenebilmesi için malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulması gerektiği- Men-i müdahale ilamının infazı sırasında taşınmazda bulunan üçüncü kişiye İİK 29 uyarınca verilen yetkinin hak sahipliğinin tespitine ilişkin olduğu- İİK 29. madde uyarınca istihkak iddiasının kabulüne karar verilmesi talep edilmişse de, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu ................ tarihli haciz, 3. kişi şirketin ticaret sicil adresinde yapılmakla birlikte üçüncü kişi şirketin borcun doğumundan sonra hatta hacze yakın bir tarihte 11.09.2020 tarihinde kurulduğu, üçüncü kişi şirketin tek ortağı olan ............'ın borçlunun kızı olduğu, haciz sırasında borçlunun oğlunun hazır bulunduğu, borçlu ile üçüncü kişinin faaliyet alanının aynı olduğu, vergi kayıtlarına göre borçlunun faaliyetini sürdürmediği anlaşıldığından, borçlu ile üçüncü kişi arasında mal kaçırmak amacıyla danışıklı işlemler yapıldığı anlaşıldığından davanın kabulü gerekeceği-
Haczin davacı üçüncü kişinin ticaret sicilinde kayıtlı adresinde yapıldığı, ödeme emrinin borçluya bu adreste tebliğ edilmediği, üçüncü kişi şirket ile borçlu şirketin aynı adreste faaliyet göstermediği, üçüncü kişi şirketin borcun doğum tarihinden önce faaliyete geçtiği, kurucu ortakları arasında yer alan bir kişi, aynı zamanda davalı borçlu şirketin kurucu ortaklarındansa da, borcun doğumundan önce davacı üçüncü kişi şirketteki hissesini devrederek ortaklık ve müdürlükten ayrıldığı, üçüncü kişi şirketteki hissesini devretmeden önce ödenmemiş sermayesini ödemiş olduğu, üçüncü kişi tarafından sunulan faturaların kanuni süresi içinde açılış ve kapanış tasdikleri yapılan davacı üçüncü kişi şirketin ticari defterlerine işlenmiş olduğu, menkullerin alışı yapılan dava dışı şirketlerin kanuni süresi içinde açılış ve kapanış tasdikleri yapılan ticari defterlerinde de bu faturalarının kayıtlı olduğu, haciz tutanağındaki yazılan menkullerin seri numaraları ile faturalardaki seri numaralarının örtüştüğü uyuşmazlıkta, haciz mahallinde borçlu şirkete ait bulunan belgelerin anılan ortağın üçüncü kişi şirketteki hissesini devretmeden önceki döneme ait olduğu ve bu nedenle haciz mahallinde belge bulunmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, davacı üçüncü kişi şirket ile borçlu şirket arasında borcun doğum tarihi itibariyle organik bağ bulunmadığı ve şirketlerin benzer alanda faaliyette bulunmasının da tek başına organik bağ için yeterli olmadığı- Mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi lehine olup davanın üçüncü kişi tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı ve mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispatlanması gerektiği- Davalı alacaklının delil olarak dayandığı ticaret sicil kayıtları, haciz tutanağı, ticari defterler, dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporları ve tanık beyanlarının, karinenin aksini ispat için yeterli olmadığı- "İspat külfetinin davalı alacaklıda olduğu ancak TBK 133/2 gereğince temel borç ilişkisindeki borcun doğum tarihinin araştırılarak alacaklının dayandığı delillerin bu tarihe göre değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararının bu değişik gerekçeyle bozulması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Mahkemece öncelikle alacaklının şikayet istemi hakkında bir karar verilerek istemin sonuca bağlanması, şikayet kabul edilmediği takdirde terditli açılan davada istihkak davası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, şikayet talebi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmeksizin istihkak davası ile ilgili olarak yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu-