İstihkak davasında, davacı tarafça ticari defterler sunulmamış, bir kısım faturaların ibraz edilmiş olduğu; faturalar, vergi kaydı ve ticaret sicili kayıtları tek başına işyerinin kayıt sahibi kişiye ait olduğunun kanıtı olmadığı, çünkü vergi kaydı ile bu kayda dayanılarak verilen vergi levhası, vergi dairesince işe başlanıldığına ilişkin olarak düzenlenen yoklama fişi ve ticaret sicil kayıtları başvuran her kişi adına düzenlenmesi olanaklı belgelerden olduğu, yine bir kısım mahcuzların sunulan fatura içeriği ile uyumlu olduğu bilirkişi tarafından tespit edilmiş ise de, sadece muavin defterinde kayıtlı olması, diğer defterlerin sunulmamış olması sebebi ile ispat açısından yeterli olmadığı, haciz mahallinde borçluya ait belgelerin bulundurulmasının ortaklığından ayrıldığı şirketin bir kısım belgelerin uhdesinde tutulmasının basiretli tacir olarak hareket edilmesinin sonucu olduğu beyan edilmiş ise de, haczin 2020 yılında yapıldığı, kaşenin ve sair evrakların uhdede tutulmasının geçerli sebebi olamayacağı, bir dönem aynı adreste faaliyet gösterilmiş olması, faaliyet konularının aynı olması, borçlunun değişmeden önceki unvanı ile davacı şirketin unvan benzerliği gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde istihkak iddiası kanıtlanamadığından, (davanın reddi) yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen, mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğu yönündeki hatalı gerekçe ile ‘davanın kabulüne’ yönelik hüküm kurulmasının isabetli olmadığı-
İcra ve İflas Kanunu'nda, icra müdürünün görevleri ve yetkilerinin sayıldığı, "yatırılan paraların nemalandırılacağına" ilişkin İİK'nın 134. maddesindeki özel düzenleme dışında açık şekilde bir düzenlemeye yer verilmediği - İİK ve sair mevzuatta ' İcra Müdürlüğü'ne yatırılan paraların hangi durumlarda ve nasıl nemalandırılacağı' nın tahdidi olarak sayıldığı - Borçlu vekilince nemalandırılması talep edilen dosyada "teminat olarak yatırılan 3 aylık kira bedelinin, nemalandırılması kanunen gereken meblağlar arasına girmediği"-
Şikayet dilekçesinde husumet yöneltilen şahsın şikayet edilen şirketin yetkilisi olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesi karar başlığında şikayet edilen şirket yetkilisi olarak yer almasının doğru olduğu, taşınmaz mülkiyetinin borçluya ait olmasının içinde yer alan menkuller yönünden 3. kişilerin istihkak iddiasında bulunmasına engel olmadığı, haciz sırasında borçluların haciz mahallinde bulunmadığı, haciz mahallinde borçlulara ait evraka rastlanmadığı, ödeme emri tebligatının da haciz adresinde tebliğ edilmediği, alacaklının sair iddialarının alacaklı tarafından açılan istihkak davasında incelenecek olup, işbu şikayet uyuşmazlığında değerlendirilemeyeceği-
Haczin borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olan ve ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmış olması nedeniyle mülkiyet karinesinin borçlu dolayısı ile alacaklı yararına olduğu, borçlu şirketin çalışanlarının işçilik alacaklarından kaynaklanan yüklü miktarda takip çıkışlarının olduğu, borçlunun ticari faaliyetini sürdürmesi için fabrikasında gerekli olan tüm esaslı makine tesisatını üçüncü kişiye fatura ettiği, ancak fabrikada bulunan menkulleri teslim için makul süre bulunmasına rağmen teslim alınmadığı, karinenin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından ispat edilemediği dolayısıyla davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, haciz yapılan adresin borçlu şirketin ticaret sicil kayıtlarında ve takibe konu edilen çeklerdeki şirket kaşesi üzerinde yer alan adresi olduğu, haczin borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapıldığı, haciz mahallinde borçlu şirket yetkilisinin hazır olduğu, buna göre mülkiyet karinesi borçlu yani alacaklı lehine olup ispat yükünün davacı 3. kişi üzerinde olduğu, devir işleminin borcun doğum tarihinden sonraki bir tarihte yapıldığı, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından her ne kadar yapılan devir işleminin mevzuata uygun yapıldığı bildirilmiş ise de yapılan devre ilişkin verilen onay işlemleri ile diğer işlemlerin tek başına davacının davasını ispata elverişli kabul edilmediği, haczedilen hayvanlara ait kulak küpe numaralarının davacı adına kayıtlı işletmede yer almadığı, ...... Asliye Hukuk Mahkemesinin .......... Esas ............. Karar sayılı ............. tarihli dosyasında verilen tasarrufun iptaline ilişkin dava dosyası içeriği de diğer deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; borçlu şirket ile davacı 3. şahıs arasında organik bağ bulunduğu ve devir işleminin alacaklıdan mal kaçırma kastı ile gerçekleştirildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Dava dışı borçlu şirketin ticaret sicil adresi farklı bir adres olup anılan adreste yapılan hacizde farklı bir firmanın bulunmasının borçlu şirketin faaliyetine haciz adresinde devam ettiğine karine teşkil etmeyeceği, davalı borçlunun adresleri haciz işleminin gerçekleştirildiği adresten farklı bir adres olup ödeme emrinin bu borçluya haciz adresi dışında bir başka adreste tebliğ edildiği, haciz sırasında üçüncü kişi şirket tarafından düzenlenen belgelerde ve vergi dairesince düzenlenen yoklama fişinde borçlunun isminin geçmesinin, söz konusu belgelerin içeriği ve borçlunun üçüncü kişi şirket yetkilisi olduğu dikkate alındığında karinenin borçlu lehine olduğunun değerlendirilmesi için yeterli olmadığı- Haciz mahallinde bulunan belgeler, dava dışı borçlu şirkete ait sökülmüş tabela, takip borçlusunun davacı üçüncü kişi şirketin yetkili temsilcisi olması, üçüncü kişi şirket çalışanınca haciz mahallinin borçluya ait olduğuna dair beyanı, borçlunun şahsi borcu nedeniyle davacı üçüncü kişi şirketin mallarının haczedilip edilmeyeceği hususlarının açılacak istihkak davasında değerlendirilebilecek hususlar olup eldeki şikayette değerlendirme konusu yapılamayacağı, davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde belirttiği hususlar üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi gerektiğine ilişkin iddialar olup, söz konusu iddiaların istihkak davasında değerlendirilmesi gereken hususlar olduğundan değerlendirme konusu yapılmadığı, İİK'nın 99. maddesine göre, haciz işlemi yapılacağı ancak muhafaza işlemi yapılamayacağı-
Davalı borçluya ödeme emrinin haciz adresinde tebliğ edilmesi, davacı ile davalı borçlunun hayvancılık alanında faaliyet göstermeleri, 3. kişi tarafından delil olarak sunulan faturaların her zaman temini mümkün belgelerden olması, borçludan 05.04.2017 tarihli fatura ile satın alındığı belirtilen hacizli malların satın alma tarihinden 7 ay sonra dahi borçlunun adresinde olmasının hayatın olağan akışına uygun olmaması, malların bedellerinin ödendiğinin de ispat edilememesi olguları birlikte değerlendirildiğinde, mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, üçüncü kişinin karinenin aksini ispat edemediği-
Dava konusu haciz, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmış ise de, .......İcra Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile borçlunun kira bedellerini ödememesi nedeniyle haczin yapıldığı taşınmazdan tahliyesine karar verildiği, icra memuru aracılığıyla borçluya ait tüm eşyalar yediemin deposuna götürülerek, borçlunun haciz adresinden tahliyesinin gerçekleştirildiği, yine üçüncü kişi tarafından, Noterde düzenleme şeklindeki tutanak ile, kiracı borçlunun haciz mahallinde hiçbir demirbaşı bulunmadığını tespitinin yapıldığı, bu durumda, hacze konu menkullerin üçüncü kişinin elinde haczedildiği, haciz mahallinde borçlu hazır olmadığı, borçluya ait belge bulunmadığı anlaşıldığından mülkiyet karinesinin davacı 3. kişi lehine olduğunun kabulü gerekeceği, davanın İİK m. 96 gereğince 3. kişi tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı, mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği-
İİK.'nun 97. maddesinin 6. fıkrasında açıkça belirtildiği üzere; mahkemece, istihkak iddiası üzerine gerek takibin devamı gerekse ertelenmesine ilişkin karar verilmiş olsun, her iki halde de dava açılması için üçüncü kişiye süre verilmesi gerekeceği, o halde mahkemece takibin talikine karar verilmesine rağmen haksız çıktığı takdirde alacaklının muhtemel zararına karşı 3. kişiden teminat alınmasına ve istihkak iddia eden üçüncü kişinin kararın tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde istihkak davası açmakta muhtariyetine karar verilmesi gerekeceği-
Yargıtay'ın istikrar kazanan uygulamasına göre; borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise davada taraf olarak gösterilmesinin gerekli olmadığı, ne var ki, somut olayda yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı tebliğ edilmeyen borçluların, istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden, borçluların davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için, davacı üçüncü kişiye süre ve imkan verilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği-