Davalı alacaklı tarafından delil olarak gösterilen takip dosyası, ticaret kayıtları, bilirkişi incelemesi ve tanık beyanının mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı-
Davacı tarafından karar düzeltim aşamasında aktin feshi dosyasına sunulan kamu borçlusuna paranın iade edildiği yönündeki belge ibraz edildiğinden, bozma kararının dayanağının bulunmadığı anlaşılmakla usul ve yasaya uygun hükmün onanması gerektiği-
Davacı 3. kişi şirket ve borçlu şirket arasındaki ilişki, bağ veya bağlantılar ile dava dosyasının tam olarak aydınlatılması bakımından; borçlu şirket ile 3. kişi şirketin ilk kuruluşlarından itibaren merkez ve şube adresleri, hisse ve ortaklık değişiklikleri dahil tüm ortaklık yapıları ve yetkili temsilcilerini gösterir ticaret sicil kayıtlarının; davacı 3. kişinin ve borçlu şirketin işe başlama-işi bırakma tarihlerini de gösterir vergi kayıtlarının; borçlu şirket ile 3. kişinin yanında çalışanları gösterir SGK kayıtlarının ilgili yerlerden getirilerek incelenmesi, haciz sırasında, aynı adreste haczedilen tv ünitesi, yemek odası, koltuk takımı vs. gibi mahcuzların yerinde olduklarının tespit edildiği anlaşılmakla, önceki ve dava konusu  hacizlere iştirak eden icra memurlarının tutanak düzenleyici olarak beyanlarına başvurulmak sureti ile daha önce haczedilen malların hangi ayırt edici özelliklerinden yola çıkılarak dava konusu haciz esnasında yerlerinde bulunduklarının tespit edildiğinin açıklattırılması, bu araştırmalar sonucu elde edilecek bilgi ve belgelerin dosyada bulunan diğer deliller ile birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davacı üçüncü kişinin, haczin yapıldığı yerde 2006 yılından beri faaliyette bulunduğu, ticaret sicil kaydı ile elektrik, telefon, doğalgaz aboneliklerinin de bu durumu doğruladığı, borçlunun ise farklı bir yerde faaliyet gösterdiği, mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğu, ispat yükü altında olan alacaklının mülkiyet karinesinin aksini kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesinin yerinde olduğu-
3. kişinin açtığı boşanma davasında davalı- karşı davacı sıfatı bulunan borçlu haciz yapılan evin çocukların okuluna yakın olması nedeni ile satın alındığını, çocuklara tahsis edildiğini, ailecek taşınılmadığını, farklı bir adreste ikamet ettiğini açıklayarak yetki itirazında bulunmuş olup yetkisizlik kararı verildiği, kararın onandığı, buna göre, borçlunun 3. kişi ile birlikte haciz adresinde yaşamadığı, bu durumda, mülkiyet karinesi davacı 3. kişi lehine olup, davanın İİK mad. 97 gereğince 3. kişi tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı, mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği-
89/1 haciz ihbarnamesi üzerine üçüncü kişi bankanın hesap üzerinde rehin hakkını ileri sürmesinin, haciz ihbarnamesine itiraz mahiyetinde olduğu ve bu itirazın İİK.'nun 89. maddede düzenlendiği şekilde çözümlenmesi gerektiği, uyuşmazlığın  istihkak davası olarak görülmesinin isabetsiz olduğu-
İcra dosyası içeriğinden talebe konu haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği ve takibe dayanak senet üzerinde yazılı adreste yapıldığı anlaşıldığından, mahkemece takibin devamına karar vermekle yetinilmesi gerektiği halde, mahcuz hakkında açılmış istihkak davası varmış gibi esastan değerlendirme yapılarak 3. kişinin istihkak iddiasının yerinde görüldüğüne ilişkin gerekçe ve hüküm ile takibin talikine karar verilmesinin yasaya uygun olmadığı- İcra ve İflas Kanunu'nun 97/6. fıkrası uyarınca, takibin taliki veya devamına karar verildiği hallerde, icra mahkemesinde istihkak davası açabilmesi için, 3. kişiye süre verilmesi gerekirken, alacaklıya süre verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Borçlunun 3.kişi şirketin %90 hissesi ile hakim ortağı olup temsile yetkili müdür olduğu, hakim ortak olan borçlunun, tüzel kişiliğin perdesine sığınarak alacaklılarına karşı borçlarını ödemekten kaçınmakta olduğu, bu durumda, davacı 3. kişi şirket ile borçlu arasında, alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlemler yapıldığından, üçüncü kişinin istihkak iddialarının reddine karar verilmesi gerektiği-
Temyize konu davanın, mülkiyetin tespiti davası olup, görevsizlik kararı veren ........ Asliye Hukuk Mahkemesi'nin gerekçesinde belirtildiğinin aksine, İİK 96. maddesi uyarınca açılan bir istihkak davası olmadığı, anılan nitelendirmeye göre temyize konu davada görevli mahkeme İcra Hukuk Mahkemesi olmayıp, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, karara bağlanması gerekeceği, bu sebeple, karşı görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, İcra Hukuk Mahkemesince davaya bakılıp işin esası hakkında karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece takibin talikine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, 3. kişi tarafından, İİK'nin 97. maddesi kapsamında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı halde; hüküm fıkrasında 3. kişinin istihkak iddiasının kabulüne ve mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece, takibin talikine karar verilmesine rağmen, anılan emredici düzenlemeye aykırı olarak, haksız çıktığı takdirde alacaklının muhtemel zararına karşı 3. kişiden teminat alınmasına karar verilmemesinin doğru görülmediği-