Her ne kadar dava konusu haciz üçüncü kişi şirketin ticaret sicil kayıtlarında yer alan adresinde yapılmış ise de; üçüncü kişi şirket ile borçlu şirketin faaliyet konularının aynı olduğu, borçlu şirketin tek ortağı ve yetkilisinin V. Y. olduğu, İİK'nin 8. maddesi uyarınca aksi ispat edilene kadar muteber olan dava konusu 25.06.2014 tarihli haciz tutanağı içeriğine göre, haciz adresine ilk gidildiğinde güvenlik görevlilerince V. Bey isimli şahsın on gün kadar önce haciz adresinden ayrıldığının beyan edildiği, haciz esnasında hazır olan üçüncü kişi şirket müdürü E. E.'ın, V. Bey'in borçlu şirketin sahibi olup kendisinin de arkadaşı olduğunu beyan ettiği, öncesinde kapatılarak evrak araştırmasına izin verilmeyen bilgisayarlar üzerinde borçlu şirket adı yazılarak yapılan araştırmada onbeş adet belgeye rastlandığı, bunun haricinde haciz adresinde borçlu şirket tarafından düzenlenen 14.09.2012 tarihli genel dava vekaletnamesi, 19.06.2014 tarihli, üçüncü kişi şirket tarafından yapılan telefon faturası ödemesini gösterir, altına elle "V. Bey'in telefon faturası, E. Bey'in bilgisi var, carisine işlenecek " yazılan banka dekontu, son cirantası borçlu şirket olan 15.06.2014 tarihli çek ve borçlu ile üçüncü kişi arasındaki ticareti gösterir 31.01.2014 tarihli faturalar bulunduğu- Hal böyle olunca, İİK'nin 97. maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekeceği- Davacı üçüncü kişinin delil olarak gösterdiği takip dosyası, ticari defter kayıtları, fatura, cari hesap ekstreleri, ticaret sicil kayıtları mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı, bu belgelerin istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmeyecekleri-
Dava konusu yapılan mahcuz mallara ilişkin istihkak davasının devamı sırasında, mahcuzların ihale ile alacaklıya alacağına mahsuben satılması halinde, istihkak davası konusuz kalmayıp, İİK'nin 97/10. maddesi uyarınca istihkak davasının satış bedeline dönüşeceği-
Birleşen istihkak davasına yönelik mahkemece bir hüküm kurulması gerektiği-
İstihkak davasının sonucuna etki edecek mahiyetteki muhdesat tespiti davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği-
"Davalı yanın kusurundan sebeple satışın düştüğü, haczin düşmediği, istihkak davasının konusuz kalmasına sebep olunması sebebiyle davalı yan lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyetle bağdaşmayacağı" belirtilerek açıkça istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşıldığından, asıl dava yönünden yapılan istinaf başvurusu hakkında olumlu-olumsuz karar verilmemesi gerektiği-
İcra memurunun haczi istenen malın üçüncü kişiye ait olduğuna dair iddia üzerine haciz yapmaktan kaçınamayacağı, bu konu hakkında araştırma- inceleme yetkisine sahip olmadığı ve haciz yapıp yapmama konusunda takdir yetkisinin olmadığı- İstihkak iddiasına konu malın kime ait olduğunu inceleme, bu konuda karar verme yetkisi ve görevinin icra mahkemesine verildiği- İstihkak davasının, istihkak iddia edilen malların hacizden kurtulması için başvurulan bir dava olduğu- İstihkak davasının haczedilen malın borçlunun ya da üçüncü kişinin elinde bulunması ihtimaline göre farklı usullere tutulduğu- Haczedilen menkuller borçlunun elinde kabul edilip üçüncü kişi istihkak iddiasında bulunup alacaklı veya borçlu buna itiraz ederse, istihkak iddiası ile ilgili icra mahkemesinin karar vereceği ancak haczedilen menkuller üçüncü kişinin elinde ise, istihkak iddiası icra müdürlüğünün alacaklıya istihkak davası açması için süre vereceği- İcra takibi sırasında haksız yere malı haczedilen üçüncü kişinin bu yüzden doğacak gerçek zararının ödetilmesi, İİK mad. 97 hükmü dışında genel hükümlere göre genel mahkemelerde açılabileceği ve ayrı bir dava ile isteyebileceği- İcra memurunun yetkisini aşarak haciz işlemi yapmaması halinin bir hakkın sebepsiz yere sürüncemede bırakılması niteliğinde olup süresiz şikâyete tabi olduğu-
İstihkak davalarının İİK'nun m.97 gereğince genel hükümlere göre görüleceği- 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi ile (1) sayılı tarifedeki nispi esas üzerinden harca tabi olduğu- Maktu başvuru harcı ve alacak tutarı ile haczedilen dava konusu mahcuzların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4'ü anılan Kanun'un 28. maddesi uyarınca peşin olarak ödenmedikçe davaya devam edilmeyeceği-
İstihkak davasının dinlenebilmesi için ön koşulun, her şeyden önce hukuken geçerli bir haciz bulunması olduğu- Bu koşulun bulunup bulunmadığının yargılamanın her aşamasında gerek ilk derece mahkemeleri gerekse Yargıtay tarafından re'sen gözetilmesi gerektiği- İİK'nin 106. maddesinde menkul mallar için öngörülen altı aylık sürenin para alacakları yönünden hacizden itibaren paranın istenmesi için gerekli azami süre olarak kıyasen uygulanması gerektiği- Alacaklı tarafından haciz tarihinden itibaren altı aylık süre içinde paranın istenmesi keyfiyetinin yerine getirilmediği durumda para üzerindeki haczin kalkacağı- Öyleyse İstihkak davasının mahkemece dava tarihinde geçerli bir haciz bulunmadığı gerekçesi ile davanın ön koşul yokluğundan usulden reddedilmesi gerektiği-
Davalarda vakıaları anlatmak taraflara, tarafların dayandığı vakıaların hukuki tasnifinin mahkemeye ait bir görev olduğu- Açılmış olan davanın davacı tarafından İİK’nun 97. maddesine göre açılmış istihkak davası olduğunu, davacının davanın adını istirdat olarak belirlemesi davanın istihkak davası olduğu gerçeğini değiştirmeyeceği-
İstihkak davalarının İİK'nun m.97 gereğince genel hükümlere göre görüleceği- 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi ile (1) sayılı tarifedeki nispi esas üzerinden harca tabi olduğu- Maktu başvuru harcı ve alacak tutarı ile haczedilen dava konusu mahcuzların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının 1/4'ü anılan Kanun'un 28. maddesi uyarınca peşin olarak ödenmedikçe davaya devam edilmeyeceği-