Tefhim edilen «kısa karar» ile tebliğ edilen «gerekçeli karar» arasındaki fark bulunmaması halinde, temyiz süresinin tefhim, fark bulunması halinde ise tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı–
Dava dilekçesinin tebliğinden sonra takipten vazgeçen ve ilk oturumda da davayı kabul eden davalı - alacaklı aleyhine yargılama gideri hükmedilemeyeceği–
Gelmeyen tarafın mazeretinin kabul edilmesi halinde «duruşma gününü kalemden öğrenmesine» şeklinde karar verilemeyeceği–
Üçüncü kişinin alacaklı ve borçlu aleyhine açtığı istihkak davasına, gerekli harcı yatırarak, süresi içinde müdahale isteğinde bulunan kişinin bu isteğinin «müstakil bir istihkak davası» olarak nitelendirilmesi gerekeceği–
Davalının yetki itirazında bildirmediği yer icra mahkemesinin (tetkik merciinin) yetkili olduğundan bahisle, «yetkisizlik kararı» verilemeyeceği–
Dava konusu taşınmaz hakkında mahkemede açılmış olan «tapu iptali ile tescil davası»nın sonucunun, istihkak davasında ‘bekletici mesele’ yapılması gerekeceği -
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedenini oluşturacağı- Yerel Mahkemenin, bozmadan sonra önceki kararla bağlı olmaksızın, çelişikliği kaldırmak kaydıyla, vicdani kanaatine göre karar verebileceği-
Dava tarihinde ölü olan kişi hakkında dava açılamayacağı–
Dava konusu hakkında mahkemede açılmış bulunan «satışın iptali davası»nın sonucunun, istihkak davasında ‘bekletici mesele’ yapılması gerekeceği–