Kardeş ve anılan şirketlerin ortakları olup şirketleri temsilen tasarruf işlemlerini gerçekleştirilen kişilerin ayn ilçede oturmaları, son alcının diğer istihkak davacısı Ltd. Şti. ortak ve temsilcisi ile birlikte aynı kişiyi vekil tutarak birlikte dava açmaları gibi olguların, bunların yek diğerini bildik kimseler olduğunu gösterdiği- Satış konusu araçlar borçlu şirkete ait işletmenin önemli bir kısmı olduğundan, bunları satın alan kişi borçlunun zarar verme kastını bildiği karine olarak kabul edileceği (İİK. mad. 280/son)-
İİK.97 uyarınca açılan istihkak davalarında alacaklının zorunlu olarak “davalı” konumunda olduğu-
İstihkak davası konusunda dava konusu malın değerine bakılmaksızın icra mahkemelerinin görevli olduğu-
İİK. 97 maddesi uyarınca “takibin talikine (ertelenmesine)” ilişkin kararların temyiz edilebileceği-
Taşınır mala ilişkin istihkak davalarının -HUMK. 9 ve 512 maddeleri uyarınca- “davalının ikametgahının bulunduğu” , ”asıl icra takibinin yapıldığı” , ”haczi uygulayan talimat icra dairesinin bulunduğu” ve “eşyanın bulunduğu” yerdeki icra mahkemesinde açılabileceği-
İlk celseden ve delillerin toplanmasına ilişkin ara kararının yerine getirilmesinden sonra davalı vekilinin davayı kabul etmiş olması nedeniyle “karar ve ilam harcının üçte ikisine, vekâlet ücretinin ise tamamına” hükmedilmesinin gerekeceği-
İİK. 264/I’de öngörüldüğü biçimde ihtiyati haczin yapıldığı tarihten itibaren yedi gün içinde takip talebinde bulunulmadığından, ihtiyati haczin kendiliğinden hükümsüz hale geleceği, haciz konulan mallar hakkında açılmış bulunan istihkaka davasının “dava koşulu yokluğu” nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Yasal süresi içinde yapılan istihkak iddiası ile dava açma süresinin kesilmiş olacağı; alacaklının istihkak iddiasına karşı çıkması halinde icra müdürlüğünce İİK. nun 97. maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekeceği, bu prosedür işletilmediği sürece, 3. kişinin davasını “hacizli mal satılarak bedeli alacaklıya ödeninceye kadar” istihkak davası açabileceği-