Takipte taraf olmayan 3. kişinin “haczedilen taşınırın/taşınmazın kendisine ait olduğunu ve bunlar üzerine konulan haczin kaldırılması” doğrultusundaki talebinin istihkak davası niteliğinde olduğu; mahkemece davanın “şikayet” olarak nitelendirilmek suretiyle yanılgıya düşülüp işin esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu, HUMK. mad. 76 (şimdi; HMK. mad.33) uyarınca hukuki nitelendirmenin hâkime ait olduğu-
6183 sayılı Kanun uyarınca kamu alacağından dolayı açılan istihkak davalarını görmeye, haczi yapan tahsil dairesinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu-
Kardeş ve anılan şirketlerin ortakları olup şirketleri temsilen tasarruf işlemlerini gerçekleştirilen kişilerin ayn ilçede oturmaları, son alcının diğer istihkak davacısı Ltd. Şti. ortak ve temsilcisi ile birlikte aynı kişiyi vekil tutarak birlikte dava açmaları gibi olguların, bunların yek diğerini bildik kimseler olduğunu gösterdiği- Satış konusu araçlar borçlu şirkete ait işletmenin önemli bir kısmı olduğundan, bunları satın alan kişi borçlunun zarar verme kastını bildiği karine olarak kabul edileceği (İİK. mad. 280/son)-
İİK.97 uyarınca açılan istihkak davalarında alacaklının zorunlu olarak “davalı” konumunda olduğu-
İstihkak davası konusunda dava konusu malın değerine bakılmaksızın icra mahkemelerinin görevli olduğu-
İİK. 97 maddesi uyarınca “takibin talikine (ertelenmesine)” ilişkin kararların temyiz edilebileceği-
Taşınır mala ilişkin istihkak davalarının -HUMK. 9 ve 512 maddeleri uyarınca- “davalının ikametgahının bulunduğu” , ”asıl icra takibinin yapıldığı” , ”haczi uygulayan talimat icra dairesinin bulunduğu” ve “eşyanın bulunduğu” yerdeki icra mahkemesinde açılabileceği-
İlk celseden ve delillerin toplanmasına ilişkin ara kararının yerine getirilmesinden sonra davalı vekilinin davayı kabul etmiş olması nedeniyle “karar ve ilam harcının üçte ikisine, vekâlet ücretinin ise tamamına” hükmedilmesinin gerekeceği-