İcra mahkemesine, “haczin kaldırılması” talep edilerek yapılan başvurunun icra mahkemesince “şikayet” olarak algılanıp sonuçlandırılamayacağı; HMK.’nun 33. maddesi uyarınca uyuşmazlığın “istihkak davası” olarak nitelendirilip sonuçlandırılması gerekeceği-
İİK’nun 97/XVII maddesi uyarınca davalı alacaklı tarafından, istihkak davasına karşı icra mahkemesinde tasarrufun iptali davası açılabileceği, bu mahkemece tasarrufun iptali davası yönünden “görevsizlik karar” verilemeyeceği-
Vergi dairesi müdürlüklerinin taraf olduğu istihkak davalarının genel mahkemelerde (asliye/sulh hukuk mahkemelerinde) görüleceği-
Alacaklı vekilinin 3 gün içinde istihkak iddiasına itirazda bulunmaması halinde istihkak iddiasını kabul etmiş sayılacağından bu durumda icra müdürlüğünce dava konusu hacizli mallar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verileceğinden üçüncü kişinin istihkak davası açmakta hukuki yararının bulunmayacağı, açılmış olan davada da alacaklının davalı olarak gösterilmesine gerek bulunmayacağı-
Üçüncü kişi tarafından açılmış istihkak istemine ilişkin davada, davacı tarafından sunulan 12.3.2009, 30.5.2008, 13.6.2008 tarihli fatura içeriğindeki mallarla hacze konu malların aynı olup olmadığı yönünden mahallinde keşif yapılması, malların aynı olduğunun tespit halinde, sunulan fatura dip koçanları istenerek faturayı düzenleyen şirketle davacının ticari defterleri üzerinde yaptırılacak mali müşavir bilirkişi raporu ve gerektiğinde faturayı düzenleyen şirket yetkilileri de tanık olarak dinlenerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Müracaata bırakılan istihkak davası hakkında mahkemece “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmiş olmakla, ortada açılmış bir istihkak davası bulunmadığından, “mukabil dava olarak İİK’nun 97/XVII uyarınca açılmış olan tasarrufun iptali davasının görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde tasarrufun iptali davası yönünden dosyanın görevli ve yetkili asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine” karar verilmesinin gerekeceği-
Davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması için davanın açılmasına neden olmaması ve davayı en geç ilk oturumda kabul etmesi koşullarının birlikte oluşması gerekeceğini-