İcra mahkemesine, “haczin kaldırılması” talep edilerek yapılan başvurunun icra mahkemesince “şikayet” olarak algılanıp sonuçlandırılamayacağı; HMK.’nun 33. maddesi uyarınca uyuşmazlığın “istihkak davası” olarak nitelendirilip sonuçlandırılması gerekeceği-
Takip borçlusunun iflas etmiş olması ve iflas kararının kesinleşmiş olması halinde İİK.nun 193/II maddesine göre haczin düşeceği ve davanın konusu kalmamış olacağından mahkemece "davanın konusu kalmadığından, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi ve yargılama giderlerinin davanın açılmasına neden olan tarafa yüklenmesi gerekeceği-
Takip konusu haczin -alacaklı tarafından ya da icra mahkemesince- kaldırılmış olması halinde, istihkak davasının konusuz kalacağı ve bu durumda icra mahkemesince ‘konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına’ şeklinde karar verilmesi ve davaya sebebiyet vermeyen davalı tarafın yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerekeceği-
İİK.’nun 99. maddesi gereğince alacaklıya süre vermek ya da aynı kanunun 97. maddesindeki prosedürü uygulamak yetki ve görevinin asıl icra dairesine ait olduğu-
Haczin yapıldığı iş yeri davacı üçüncü kişi adına kayıtlı olup, takip borçlusunun aynı yerde üçüncü kişi ile birlikte ticari faaliyetini sürdüğü yönünde güçlü deliller elde edilemediği, Hacizde ele geçen hesap ekstresinin tek başına muvazaayı kanıtlamaya elverişli nitelikte olmadığı- İİK. mad. 97/XV uyarınca, istihkak davasının kabulü halinde davacı yararına tazminata hükmedilebilmesi için alacaklının kötüniyetinin gerçekleşmiş olması gerekeceği; alacaklının istihkak iddiasına karşı çıkmış olmasının onun kötüniyetli olduğunu göstermeyeceği-
Takip borçlusunun "istihkak iddiası"nda bulunma hakkı olmasına karşı, "istihkak davası" açma hakkı bulunmadığı-