Borçlu DHMİ'nin icra mahkemesine başvurusunun Bakırköy 6. İcra Müdürlüğü'nün 2015/10685 E. sayılı takip dosyasında kendisinden bu takipte asıl alacak, yargılama gideri ve bu kalem alacakların faizinin talep edilemeyeceği iddiasına ilişkin olup, Samsun 1. ve 6. İcra Müdürlüklerinden gönderilen haciz ihbarnamelerine ilişkin olmadığı, bu nedenle Bakırköy 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin bu şikayeti incelemekle görevli ve yetkili olduğu, o halde mahkemece bu kapsamda şikayetin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat alacağına ilişkin ilamın takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmediği-
Mahkemece, öncelikle icra emrinin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediği konusunda değerlendirme yapılması, icra emrinin usulüne uygun düzenlendiğinin anlaşılması halinde, şikayete konu nafaka borcunun muhtıra tarihi itibariyle, borçlunun sunduğu ödeme dekontları da değerlendirilerek bakiye borcun Yargıtay denetimine imkan tanıyacak şekilde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak ek rapor düzenlettirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece hükme esas alınan raporda ise; Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından belirlenen ve yayımlanan avans faiz oranları aynen alınarak hesaplama yapıldığının görüldüğü, o halde temyiz eden alacaklı gerek bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ve gerekse temyiz dilekçesinde 3095 SK’nun 2. maddesinin bilirkişi raporunda nazara alınmadığını iddia etmiş olmakla, mahkemece, anılan Yasa maddesi doğrultusunda; avans faiz oranının, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı olması halinde; yılın ikinci yarısında bu oranın geçerli olduğu kuralı çerçevesinde yapılacak faiz hesabı ile sonuca gidilmesi gerekirken, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından belirlenen ve yayımlanan avans faiz oranlarına göre yapılan ve beş puanlık fark dikkate alınmadan hazırlanan ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece; mükerrer olduğu iddia edilen her iki takip dosyası getirtilerek, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle ilk takip dosyasının infaz edilip edilmediği, ikinci takibin bakiye alacak kalemleri için yapılıp yapılmadığı hususları tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Takibe dayanak yapılan ilamda ......... TL kıdem tazminatının, şikayetçinin de içinde bulunduğu tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği görülmekle, sorumluluğunun bu miktar ile sınırlı olduğu, ilamda şikayetçi aleyhine hükmedilen ........... TL kıdem tazminatının ise takibe konu edilmediği anlaşıldığından, mahkemece şikayetin kabulü ile şikayetçi borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Lehine nafakaya hükmedilen çocuk yönünden borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için çocuğun alacaklı yanında bulunması gerekeceği, borçlu bunun aksini ileri sürerek, velayeti alacaklıya bırakılan müşterek çocuğun boşandıktan sonra kendi yanında kaldığını iddia etmekte olup, bu iddiasının her türlü delille ispatlanabileceği, buna göre, mahkemece, müşterek çocuğun boşandıktan sonra borçlu baba yanında kaldığına ilişkin iddianın borçlunun bildirdiği her türlü delil incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Takibe dayanak ilamın 21.04.2015 tarihinde kesinleştiği, takip tarihinin ise 02/02/2016 olduğu görüldüğünden, borçlunun ilamlı icra takibine dayanak menfi tespit davasına ilişkin ilamın kesinleşmediği, takibin iptali yönündeki şikayeti yerinde olmayıp diğer şikayetler incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İlamların infaz edilecek kısmı, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu- Takip dayanağı ilamda hükmedilen tutarların davalıdan alınarak davacılara hisseleri oranında verilmesine hükmedildiği ve ilam başlığında takipte alacaklı olarak yer alan 5 kişinin davacı olarak yer almadığı, takip dayanağı ilamın tavzihine ilişkin olarak mahkemece tavzih dilekçesinin ilgili Yargıtay Dairesi'ne gönderilmesine karar verildiği, dolayısıyla mahkemesince tavzih talebi hakkında bir karar verilmediği anlaşılmakla, söz konusu 5 kişinin takip dayanağı ilama göre ilamlı icra takibi yapamayacağı, takibin adı geçenler yönünden iptaline karar verilmesi gerektiği-
Menfi tespit ve yargılama aşamasında istirdata dönüşen ilamın kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği-