Açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesinin itiraz ve şikayeti konusuz kılmayacağı, her dava ve şikayetin, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirileceği-
Niteliği itibari ile nafaka kişinin yaşamını sürdürmek için öncelikli ve zaruri olarak hükmedilen bir para olup, nafaka alacaklısının her ay hükmedilen nafakayı talep etmeyip birikmiş nafakayı tahsil etmesinin bu paranın "alelade alacak niteliğine" dönüşmesi anlamını kazandırmayacağı, çünkü, nafaka alacaklısının istediği an, hükmedilen nafakayı alma olanağına sahip olması gerekeceği, o halde, mahkemece birikmiş nafaka alacaklarının da haczi mümkün olmadığından şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
İlamın, tapu sicilinde değişiklik yaratacak mahiyette ve taşınmazın aynına ilişkin olup, kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği, alacaklı vekili, ilamın takip tarihinde kesinleşmiş olduğunu iddia etmediği gibi, esasen ilamın kesinleşmeden takibe konulabileceği yönünde beyanda bulunduğundan, kesinleşmemiş ilama dayalı olarak başlatılan takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İlamın gayrimenkulün aynına ilişkin bir hüküm içermediğinin görüldüğü, bu itibarla ilam, yasada sayılanlar arasında yer almadığından takibe konulabilmesi için kesinleşmesinin gerekmeyeceği-
İlamda faiz hükmü kurulmamış olsa bile para alacağına ilişkin ilamlarda karar tarihinden itibaren faiz talep olunabileceği-
Takibe dayanak ilamın konusu, taşınmazın aynına ilişkin olmadığından kesinleşmeden infazı mümkün olup, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı ilamlarda; alacaklara brüt miktarlar üzerinden hükmedildiği ve yine bu brüt miktarlar üzerinden faiz hesaplanarak takip yapıldığı anlaşıldığından, mahkemece, taraflara banka ismi bildirmeleri için süre verildikten sonra her iki tarafın da bildirdiği bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranları getirtilerek, bilirkişiden, takip dayanağı ilamlarda hükmedilen alacak miktarlarından yasal kesintiler düşülerek, nete dönüştürüldükten sonra bulunacak net alacak miktarları üzerinden bilirkişi aracılığıyla faiz hesabının yapılıp oluşacak sonuca göre icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Ödemenin yapıldığı bu tarih itibariyle henüz maktu vekalet ücreti ve maktu harç uygulamasını gerektiren, 6487 sayılı Yasa'yla değişen, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası hükmü iptal edilmemiş olduğundan, gerektiğinde bilirkişi raporu da aldırılarak, maktu vekalet ücreti ve maktu harç üzerinden yapılacak hesaplama sonucu dosya borcunun belirlenmesi ve yapılan ödemenin borcu karşılayıp karşılamadığının, bir başka anlatımla dosyanın infazının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti gerekeceği, bu durumda, mahkemece; borçlu kurum tarafından yapılan ödeme tarihi itibariyle dosyanın infaz edildiğinin tespiti halinde, şikayete konu hacizlerin iptali, infaz edilmediğinin tespiti halinde ise, icra dosyası derdest iken maktu hesaplamaya ilişkin hükmün iptal edildiği nazara alınarak, vekalet ücreti ve icra harçları nispi olarak değerlendirilip buna göre yapılacak hesaplama ile sonuca gidilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesinde ileri sürülen itiraz nedenleri göz önüne alındığında, dosyanın alanında uzman bilirkişiye tevdii ile dava dilekçesinde ileri sürülen ilama aykırılık hususlarında rapor düzenlettirilerek oluşacak sonuca göre icra emrinin şikayet eden borçlu yönünden düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Boşanma hükmü kesinleşmiş ise, eklentilerin (yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için kararın, eklentiler yönünden de kesinleşmesinin gerekmeyeceği-