Mahkemece ara kararıyla hükmedilen «tedbir nafakası»nın boşanma kararı ile birlikte «yoksulluk nafakası» olarak hüküm altına alınmadığı sürece boşanma kararı kesinleşinceye kadar devam edeceği–
Menfi (olumsuz) tesbit konulu -menfi (olumsuz) tesbit davası sonucunda- davanın kabulüne/reddine ilişkin kararların, kesinleşmeden infaz edilemeyeceği, ilamda yer alan eklentilerinde aynı kurala tâbi olduğu (yani; ilamda yazılı «tazminat» ve «yargılama giderleri»nin de ilamın kesinleştiği tarihte muaccel olacağı ve bu tarihten itibaren bunlara faiz yürütülebileceği ve infaz edilebileceği)–
Tedbir nafakasının boşanma veya ayrılık davasının reddine dair hükmün kesinleşmesi ile sona ereceği–
İlâmda alacağın «ilâm tarihinde» muaccel olacağı, bu nedenle ilâmda faiz hakkında hüküm bulunmaması -hatta, faiz isteğinin açıkça reddedilmiş olması- halinde, alacaklının «ilâm tarihi» veya «takip tarihi»nden itibaren faiz isteyebileceği–
«Tasarrufun iptali»ne ilişkin ilamların kesinleşmeden uygulanabileceği-
İlamda faize hükmedilmemiş ve takip talebinde de asıl alacak yanında faiz talep hakkı saklı tutulmamışsa, alacaklının yeni bir takip ile faiz talep edemeyeceği, buna karşın ilamda faize hükmedilmişse önceki takipte faiz istenmemiş ve bu hususta talep hakkı saklı tutulmamış olsa bile, ilamda yazılı faiz için yeni bir takip yapılabileceği–
İlamın infaz edilecek kısmının «hüküm bölümü» olduğu, bu bölümün aynen infazı gerektiği, dar yetkili icra mahkemesi hakiminin, ilamın infaz edilecek kısmını (hüküm fıkrasını) yorum yoluyla belirleme yetkisine sahip olmadığı-
İlamda, alacaklı yararına hükmedilen vekalet ücretinin «net» olarak belirlendiği açıken belirtilmedikçe, ücretin «bürüt» olarak hükmedilmiş olduğunun kabulü gerekeceği–