Tebliğ evrakının sahteliği yönündeki ceza mahkemesinin kesinleşmiş ilamının icra mahkemesi yönünden bağlayıcı olduğu-
Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinin uygulanabilmesi için öncelikle bildirilen adrese tebligat çıkarılmasının, tebligat iade geldikten sonra Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre aynı adrese tebligat yapılmasının gerekeceği, bu nedenle şikayetçiye ticaret sicil adresine önceden çıkarılıp iade gelen tebligat olmadan Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat yapılmasının usulsüz olduğu- “İhalenin feshine” şeklinde hüküm kurulması gerekirken “ihalenin iptaline” şeklinde hüküm kurulmasının varılan hukuki sonuca etkisi bulunmadığından bu hususun düzeltme nedeni yapılmadığı-
Tebligat mazbatasına, dağıtıcı tarafından, muhatabın çarşıda olduğuna dair beyanda bulunan kişinin adı-soyadı ile imzadan imtina edip etmediği yazılmadığından tebliğ işleminin usulsüz olduğu- Borçlunun usulsüz tebliğe muttali olduğu tarihe göre tebliğ tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekeceği-
Tebligat yapılan adresin, borçlunun ticaret sicilde kayıtlı adresi olmaması sebebiyle satış ilanı tebliği usulsüz olduğu-
Satış ilanı tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının kendiliğinden ödeme emri tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapmasının isabetsiz olduğu- Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan adresine renkli bastırılan tebligat zarfının gönderilmesi gerekeceği- (Bu tebliğ zarfının açık mavi renkte basılacağının da Yönetmeliğin 79/2. maddesinde düzenlenmiş olduğu)-
Ödeme emri tebligatı üzerinde tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre yapılması yönünde tebligatı çıkaran merci tarafından düşülmüş bir şerh bulunmadığından, dağıtıcı tarafından TK'nun 21/2. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve bu durumda  şikayetin kabulü ve tebliğ tarihinin borçlunun öğrenme tarihi olarak beyan ettiği tarih olarak düzeltilmesi gerektiği-
Borçlunun adres kayıt sisteminde kayıtlı bir adresinin bulunup bulunmadığı araştırılıp tespit edilmediğinden ödeme emrinin TK. mad. 35 'e göre yapılmasının usulsüz olduğu- Maaş haczine yönelik tebligat ise borçlu dışında bir kişiye yapıldığından, tebligata muttali olma hususunda borçlu aleyhinde hukuki sonuç doğmayacağı-
Borçluya yapılan ödeme emri tebligatının Teb. K.'nun 21/1. maddesine aykırı olması-
Ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine uygun olmaması-
Tebligatta, muhatabın adreste bulunmama sebebi, tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceği belirtilmediği gibi, bilgisine başvurulan ve haber verilen komşunun ismi alınmadan tebliğ işlemi yapıldığından, tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekeceği-