Mahkemece, tebligatı alan kişinin şikayet eden borçlu şirket çalışanı olup olmadığının yöntemine uygun şekilde araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak (bilinen bir adresi yok ise adres kayıt sistemindeki adresi esas alınarak) Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkartılması, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa, adres kayıt sistemindeki adresine buna ilişkin şerh de düşülerek 21/2. madde uyarınca tebligat yapılması gerekeceği-
Gecikmiş itirazın ön koşulunun usulüne uygun bir tebligatın yapılması olduğu- Usulsüz tebligata ilişkin başvuruda "gecikmiş itiraz"dan bahsedilmiş olmasının şikayetin incelenmesine engel olmayacağı (HMK. mad. 33)-
Mahkemece, borçlunun şikayet dilekçesi ekinde sunduğu adrese dayalı nüfus kayıt sistemi örneğinde tebliğ tarihi itibariyle adresi Gaziantep gözüktüğüne göre borçlunun, tebliğ tarihinde, tebligatın yapıldığı İzmir adresinde, ...... olarak belirtilen kişiyle aynı dairede oturup oturmadığı konusunda zabıta araştırması yapılarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
7201 s. Teb. K.'nun (6099 s. K. ile yapılan değişiklik öncesi) 35/son maddesi hükmüne göre; "...kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ve ticaret sicillerine..." bildirilen adreslere tebligat yapılamaması halinde, değiştirilen adres bu yerlere bildirilmediği takdirde muhataba doğrudan 35. madde uygulanarak tebligat yapılabileceği yani; daha önce aynı adrese yöntemince tebligat yapılması koşulunun aranmayacağı- Mahkemece borçlunun tebligatı öğrendiği tarih olarak beyan ettiği itiraz tarihinin tespit edilmesi ve bu tarihe göre şikayetin süresinde olması halinde tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesinin , aksi halde şikayetin reddine karar verilmesinin gerektiği-
İcra müdürlüğünün 3. kişiye çıkarılan haciz ihbarnamelerinin tebligatlarının usulsüzlüğünü re'sen gözönüne alarak işlem yapma yetkisinin bulunmadığı, tebligat usulsüz dahi olsa Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre muhatabın tebliği öğrendiği tarih sayılacağı, bu nedenle ancak tebligat muhatabı kişinin tebligatın usulsüz olması nedeniyle tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesini şikayet edebileceği-
Düzeltilen tebliğ tarihine göre borçluların sair itiraz ve şikayetleri süresinde olduğundan söz konusu itiraz ve şikayetlerin esasının incelenip karara bağlanmamış olması HMK. mad. 297/2'ye aykırı olup bozma nedeni teşkil edeceği- Tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edildiğine göre ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile yetinilmesi gerekir iken ayrıca ödeme emrinin iptali yönünde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Tebligatı alan kişinin borçlu şirket vekili olmasının, muhatabı borçlu tüzel kişiliğin kendisi olan bu tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddelerinde öngörüldüğü şekilde yapılmasına ilişkin yasal zorunluluğu ortadan kaldırmayacağı-
Tebliğ evrakının sahteliği yönündeki ceza mahkemesinin kesinleşmiş ilamının icra mahkemesi yönünden bağlayıcı olduğu-
Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinin uygulanabilmesi için öncelikle bildirilen adrese tebligat çıkarılmasının, tebligat iade geldikten sonra Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre aynı adrese tebligat yapılmasının gerekeceği, bu nedenle şikayetçiye ticaret sicil adresine önceden çıkarılıp iade gelen tebligat olmadan Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat yapılmasının usulsüz olduğu- “İhalenin feshine” şeklinde hüküm kurulması gerekirken “ihalenin iptaline” şeklinde hüküm kurulmasının varılan hukuki sonuca etkisi bulunmadığından bu hususun düzeltme nedeni yapılmadığı-