Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunmasının bozma sebebi olduğu, bu nedenle mahkemece yapılacak iş, tefhim edilen kısa karara uygun gerekçeli karar ve buna uygun hüküm oluşturmak olup buna aykırı direnme kararının usul yönünden bozulması gerekeceği-
Gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratır ve infazda tereddüt oluşturur şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, kararın bozulması gerektiği-
Destekten yoksun kalma nedeniyle maddi ve manevi tazminat ile cenaze ve defin gideri istemi-
Davaya konu tazminattan her iki davalının mı yoksa sadece davalılardan birinin mi sorumlu tutulduğu konusunda, kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki yaratıldığı, bu durumun, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiği- Eldeki itirazın iptali davasının dayanağı olan ilamsız icra takibinin borçlusu olmadığı için itirazın iptali davasında davalı olarak yer alması mümkün olmayan; ayrıca, sadece dava ihbar olunan konumunda olan şirketin bu yolla da davanın tarafı haline gelmeyeceğinin gözetilmeyişinin ve adı geçen sigorta şirketi için de hüküm tesisinin doğru olmadığı- DASK poliçesi kapsamındaki deprem rizikosunun gerçekleşmesinden sonra yapılan zeyilnamedeki sigorta bedelinin, kural olarak sadece zeyil tarihinden sonraki rizikoları temin edeceği; ancak, davacıya ait konutun ağır hasar görüp yıkımına karar verilmesinden (tamamen yok olmasından) sonra zeyilname ile konut M2'sinin 100'den 140'a çıkartılmasında ve tamamen yok olan bir konut için ileriye dönük zeyilname düzenlemesinde davalı DASK'ın hukuki yararı bulunup bulunmadığının hükümde tartışılıp gerekçelendirilmesi ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Temyize konu mahkeme kararının hüküm bölümü 2. bendinde " davacıya ödenen miktarın toplam alacaktan tenziline" şeklinde hüküm kurulmasının 6100 sayılı HMK’nın 294 ve devamı maddelerinde açıklanan hükümlere aykırı olduğu gibi infazda tereddüt yaratacak nitelikte olduğu, davalıdan tahsili gereken miktarın davadan önce yapılan ödemelerin asıl alacaktan mahsubu neticesinde belirlenerek davalıdan ne miktar tahsil edileceğinin hüküm yerinde açıkça gösterilmemesinin kabul şekli bakımından da doğru olmadığı-
Davacının, hesaba yatırılan miktarları esas alarak tahsil hükmü kurulması talep ettiği nazara alındığında, mahkemece davacıya yapılan ödemelerin bulunduğu da tespit edilmesine rağmen, davanın tam kabulü yönünde hüküm tesis etmesi doğru olmadığı gibi, alacak miktarına yönelik hüküm bölümünün de infazda tereddüt yaratacak nitelikte olduğu-
Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki uyumsuzluğun usul ve yasaya aykırı olduğu-
17. HD. 27.05.2019 T. E: 2016/16473, K: 6759-
Cismani zarara dayalı maddi-manevi istemi-