Mahkemece kararının gerekçesinde olayın oluş şekli anlatılarak sigortalı araç sürücüsünün kavşaklarda geçiş önceliğine ilişkin kuralı ihlal ederek %80 oranında davacının ise kavşağa giren aracı dikkate almayarak yoluna devam etmek suretiyle %20 oranında kusurlu olduklarının kabul edildiği belirtildiği halde davalı sürücünün %100 kusurlu kabul edildiği, kusur indirimi yapılmayan hesap raporundaki miktar üzerinden hükmün kurulduğu, bu durumun HMK'nin 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiği-
Ön inceleme duruşmasında, "tarafların sulh ve arabuluculuktan yararlanıp yararlanmayacakları" sorulduktan sonra imzaları alınmış, taraflar arasındaki uyuşmazlık noktaları tespit edilmediği, karar verilen celseden önceki duruşmada, sadece davacı vekili hazır olduğu halde "karar verilmek üzere incelemeye alınmasına" karar verilmiş, "bir sonraki celse sözlü yargılamaya geçileceği" hususu belirtilmemiş ve taraflara bu yönde kanunun aradığı şekilde ihtaratlı bir bildirim de yapılmamış olup, davacı vekili ile davalı vekilinin beyanları alınarak, "tahkikatın bittiği ve sözlü yargılama aşamasına geçildiği" bildirilmeden ve son sözleri sorulmadan(HMK.m.186/(2) ve 321/(1)) davanın reddine dair karar verildiği anlaşılmakla, HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan, usulüne uygun sözlü yargılama yapılmadan tarafların savunma hakkını kısıtlayacak ve adil yargılanma hakkını etkileyecek şekilde yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Borcun doğumunun tasarruf tarihinden sonra ödenmemiş kart borcunun doğum tarihi olarak kabul edilmişse de borçlu ile alacaklı arasındaki kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihten itibaren sürekli yenilenen bir borç ilişkisi meydana geldiğinden, borcun doğumunun yenilenen ilişki tarihi değil sözleşmenin imza tarihi olarak kabulü gerektiği-
İİK. mad. 277 vd. uyarınca doğrudan açılan tasarrufun iptali davaları genel mahkemelerde görüleceği, ancak, üçüncü kişi hacze dayalı istihkak davası açmışsa, davalı takip alacaklısının, geçici veya kesin aciz belgesi sunmak zorunda olmaksızın, bu davaya karşılık tasarrufun iptali davası açabileceği ve bu durumda, karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının istihkak davasına bakan icra mahkemesinde inceleneceği- Karşı davanın, HMK. mad. 133. gereğince cevap dilekçesiyle veya esasa cevap süresi içinde ayrı bir dilekçe verilmek sureti ile açılacağı- Tasarrufun iptali davası cevap dilekçesi ile birlikte karşı dava olarak açılmamış, istihkak davası ile birleşme talebi olan bağımsız bir dava olarak açılmışsa, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olacağı- Mahkemece gerekçe bölümünde, "eldeki davaya bakan icra hukuk mahkemesinin tasarrufun iptali konusunda karar vermeye yetkili ve görevli olmadığından davanın genel mahkemelerde görülmesi" gerektiği belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında "dosyanın görevli .. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine" karar verilmesinin çelişkili olduğu-
Davalılar hakkında kurulan ‘davalılardan veraset ilamındaki payları oranında alınarak davacıya verilmesi’ hükmünün gerekçeli kararda A, B, C, D, E maddelerinin ‘davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine’ şeklinde değiştirilmesi şeklinde yapılacak bir usul işlemine cevaz veren yasal düzenlemenin bulunmadığı, mahkemece yapılan tashih işleminin, hükmün değiştirilmesi mahiyetinde olduğu, hakimin dosyadan el çekmesinden sonra, hükümde anılan tarzda bir değişiklik yapma yetkisinin bulunmadığı da dikkate alındığında; yapılan tashih işleminin kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki yarattığı, bu durumun, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiği-
Mahkemece aslolan kısa kararda ve gerekçeli kararda sadece "...Davanın reddine dair verilen önceki kararda direnilmesine…" denilmekle yetinilmiş, ilk verilen karara atıf yapılarak hüküm kurulmuş, dosya kapsamı dikkate alınarak açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar kurulmamış olduğundan kararın usulden bozulması gerektiği-
Kısa kararda davada yer almayan dava dışı paydaşların payları yönünden tapu iptal tecili hükmü kurularak ve aynı paydaşlara gerekçeli kararın hüküm kısmında yer verilmeyerek kısa kararla çelişkili olarak gerekçeli karar yazılmasının doğru olmadığı-
Davanın, kayıt maliklerinin gaipliklerine ve adlarına kayıtlı payların 5737 Sayılı Yasa'nın 17. maddesi hükmü uyarınca vakfı adına iptal ve tescil edilmesi isteği ile açıldığı, ne var ki mahkemece gaiplik istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm oluşturulmadığı, hâl böyle olunca, davacının gaiplik isteği bakımından 6100 Sayılı HMK’nun 294,297/2 (1086 Sayılı HUMK’nun 381 ve 388/son) maddeleri gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenleneceği, hüküm sonucunun yanlış olması halinde bunun ancak temyiz/kanun yoluna başvurulup kararın bozulması suretiyle düzeltilebileceği- Tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılığın münhasır olarak bozma sebebi kabul edileceği-
Mahkemece fazla ödeme olduğu belirtilen miktarların mahsup edilmediği bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmuş ise de, kararın gerekçesinde, “…Sonuç olarak aylık ücret üstünde yapılan fazla ödemelerin niteliği konusunda tarafların iradeleri uyuştuğundan, bu konuda ayrıca bir araştırma ve inceleme yapılmasına esası ve sonucu değiştirmeyeceğinden, davayı daha da fazla uzatmamak adına gerek görülmemiş, yapılan fazla ödemelerinde davalı tarafından her türlü fazla çalışmalara ait olduğu belirtildiğinden, sırasıyla fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil alacaklarından mahsup edilerek, kalanının kabulüne karar verilmiş, böyle olunca tam da bozma ilamında belirtildiği gibi, fazla ödemelerin niteliği tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra ait olduğu alacakta nazara alınmakla bozma nedeni yapılan husus yerine getirilmiş olmaktadır.” ifadelerine yer verilmesi suretiyle direnme kararına uygun gerekçe oluşturulmadığından direnme kararının usul yönünde bozulması gerektiği-